Gösteriş peşinde koşan aşklar...

Buse Narcı’yla Sinan Akçıl’ın aşk yaşadığını duymamızla ilişkilerinin bittiğini öğrenmemiz bir oldu...

Haberin Devamı


Peki bu ışık hızında ilişkiden aklımızda ne kaldı?
Buse’nin, Sinan için söylediği “O benim Yunan heykelim” sözü...
Vay... Vay... Vay... Duyan da ne büyük aşk diyecek derken ne oldu?
“Yunan heykeli”, Buse’yi aynı gün içinde terk etti...
Bunu da son derece rahat şekilde anlattı Buse Narcı:
“Ayrıldığımızı ben de gazeteden okudum. Güya ortak kararımızmış. Sinan bu kararı herhalde ikinci kişiliğiyle aldı. Kendi kendine bitirmiş ilişkiyi...”
Hanım kızımızın Yunan heykeli tarafından terk edildiğinden haberi bile yok...
Modern zaman insanlarının en büyük problemi bu, her şeyi olduğu gibi ilişkileri de çabuk tüketiyor.
Her şeye olduğundan fazla değer veriyor...
Her şeyi olduğu gibi aşkını da abartılı bir şekilde göstermeyi seviyor.
Ne ara tanıdın da senin Yunan heykelin oldu o?
Yunan heykelinse, terk edildiğini gazeteden mi okumalıydın?
Sosyal medya, aşklarını, sevgilerini böyle abartılı gösteren çiftlerle dolu; millete oynuyorlar yani... Gösteriş peşindeler...
Sözcükleriniz değil aşkınız abartılı olsun...
Yunan heykeli de öyleydi işte. Duvara çarpıp parçalandı...

Haberin Devamı

12 Cesur Yürek...

Türkiye Erkek Tekerlekli Sandalye Basketbol Milli Takımımız, geçen yıl Avrupa Şampiyonu olmuştu...
Şimdi bu unvanla Dünya Basketbol Şampiyonası’na katılıyor. 12 Cesur Yürek, dün şampiyonanın yapılacağı Hamburg’a uçtu...
16-26 Ağustos tarihlerinde yapılacak şampiyonada bizim 12 Cesur Yürek ilk maçlarını 17 Ağustos’ta Brezilya’ya karşı oynayacak...
Tabii bu 12 Cesur Yürek adını bulan da milli takımın sponsoru Garanti Bankası...
Şimdi turnuva için ÇakBiBeşlik etiketini oluşturdular.
Maçların TRT Spor’da canlı yayınlanacağını söyleyerek, 12 Cesur Yürek’e başarılar diliyorum...
Avrupa Şampiyonluğu’ndan sonra bir unvan daha yakışır onlara...

Gözünüz derece kadar UV endeksinde de olsun...

Akıllı telefonlar sayesinde hava durumu uygulamaları hepimizin cebinde artık... Saatlik, günlük, haftalık sıcaklığı, nem derecesini anında öğreniyoruz.
Oysa hava durumu uygulamalarında bakmamız gereken çok daha önemli bir rakam var:
UV endeksi...
Ultraviyole endeksi, gün içinde insan sağlığına zararlı olabilecek güneş ışınlarındaki radyasyon miktarının 0’dan 15’e derecelendirilmesi demek...
UV Endeksi,

0-2
DÜŞÜK

Güneşin ultraviyole ışınlarının asgari değerde zararlı olduğunu gösterir. Saat 10.00–16.00 arasında bir saat güneşte kalabilirsiniz.

3-5
ORTA

Bu değerler, düşük risk olasılığını işaret eder. İnsanlar 20 dakika zarar görmeksizin güneşe maruz kalabilirler. Ancak geniş siperlikli şapka ve güneş gözlükleri takmaları önerilmektedir.

6-7
YÜKSEK

Endeksin bu değerleri orta şiddette ultraviyole radyasyonu temsil eder. Normal cilde sahip insanlar 15 dakika kadar güneşte kalabilirler. Ancak şapka ve gözlük kullanımı şiddetle önerilir.

8-10
ÇOK YÜKSEK

Oldukça yüksek ultraviyole radyasyonunu temsil eder. 10 dakikadan daha az bir süre güneşte kalınabilir. Endeksin bu değerlerinde her türlü açık hava sporlarından uzak durulmalıdır.

11 +
AŞIRI

Güneşte kalma süresi 5 dakika ile sınırlı olmalı ve mümkünse dışarı çıkılmamalıdır.
Mesela ben bu yazıyı Bodrum’da yazarken akıllı telefonumda UV Endeksi 9 gözüküyordu... Neyse ki ağaç gölgesindeyim...

Haberin Devamı

Twitter’a TC kimlik numarasıyla girilsin

Cumartesi günü Vahap Munyar’ın köşesinde okudum Murat Ülker’in önerisini... “Twitter’a TC kimlik numarasıyla girilsin” diyor Murat Ülker... Almanya’da benzer bir uygulama yapıldığını da söylemiş.
Çok doğru bir öneri.
Sakın bunu fişleme olarak görmeyin, sosyal medya özgürlüğüne darbe olur diye bakmayın...
Söylediğinin, paylaştığının arkasındaysan sonuna kadar dur!
Sahte hesapların arkasına gizlenip ona buna küfretme.
Trollük yapma, açık kimliğinle ne düşünüyorsan yaz...
Bunları yapmayan insan TC kimlik numarasıyla Twitter’a girmekten neden çekinsin? Trollerden ve küfürbazdan kurtulmak için üzerine düşünülmesi gereken bir öneri bu...

Haberin Devamı

Operada bir Bakan...

1 Ağustos’ta başlayan Uluslararası Bodrum Bale Festivali yarın son buluyor...
Bu yıl 16’ncısı düzenlenen festivalde önceki akşam da İstanbul Devlet Opera ve Balesi tarafından Don Kişot Balesi sahnelendi...
Salonda en ön sırada oturanlardan biri de yeni Kültür ve Turizm Bakanı’mız Mehmet Ersoy’du...
“Ne var bunda şaşıracak, adı üzerinde Kültür Bakanı, opera izlemesinden normal ne olabilir” demeyin...
Böyle şeyler önemli, sonuçta ben, bale izleyen bir bakan görünce çok sevindim...
Eminim Mehmet Ersoy’u tiyatrolarda, film gösterimlerinde, ödül törenlerinde, bienallerde, popüler sanatın içinde de daha çok göreceğiz...

Yazarın Tüm Yazıları