George da gitti!

Bundan sonraki konuşmalarında “George da gitti” diyecek artık.
Dünya müziğinden ne çok yıldız kayıp gitti son yıllarda. “Benim en büyük başarım ayakta kalmak” diyen Madonna haklı galiba.
George Michael bizim kuşağın en büyük pop yıldızlarından biriydi.
Şarkıları kadar 1998 yılında Beverly Hills’teki bir parkın tuvaletinde bir erkek polise cinsel ilişki teklif etmesi de büyük olaydı hayranları için.
Bundan sonra eşcinsel olduğunu açıklamış, yıllar sonra Londra’da parkta bu sefer de bir kamyon şoförüyle yakalanmıştı.
Dünkü Daily Mirror gazetesinde son bir fotoğrafı yayınlandı George Michael’ın. Kilo almış, değişmiş; eski efsane hallerinin yerinde yeller esiyordu...
Ve 53 yaşında çok erken çekip gitti o da.
Geriye unutulmaz şarkılar ve dünya müziğinde 80’li, 90’lı yıllara damga vuran bir kariyeri bıraktı.

Charlie’nin değil Selahattin
Bey’in Çikolata Fabrikası

Dünyanın sayılı çikolata müzelerinden birinin İstanbul’da olduğunu biliyor muydunuz?
Ben methini çok duydum ama ilk kez bu pazar gitme fırsatını buldum.
Kızım Pera’ya da “Charlie’nin Çikolata Fabrikası’na gidiyoruz” dedim.
Tim Burton imzalı “Charlie and the Chocolate Factory”, kızımın en sevdiği filmlerden biri.
Pelit’in patronu Selahattin Ayan’la tanışınca da, “Bak işte bu Charlie. Burada bütün çikolataları o yapıyor” dedim.
“Ama onun cüceleri yok” yanıtını verip, çikolata çeşmesinden çikolata şelalesine kadar kendini her yere attı Pera.
Selahattin Bey, müthiş bir fabrika, onun dışında müthiş bir çikolata müzesi yapmış Beylikdüzü’nde.
Her gün yüzlerce çocuğun ziyarete geldiği müzede Sultanahmet Camii’nden Boğaz Köprüsü’ne, Hansel ve Gratel’in evinden Nuh’un Gemisi’ne kadar pek çok mekanın çikolatadan heykeli var.
Atatürk’ten Picasso’ya, Fatih’ten Kanuni’ye kadar pek çok tarihi ismin de...
Pelit’in üretim merkezinde açık büfe pazar kahvaltısı servisi de var.
Önce mükellef bir pazar kahvaltısı yaptık...
Sonra fabrikayı gezdik. Ben hayatımda bu kadar temiz, bu kadar düzenli bir fabrika görmedim.
Bir de Do&Co’nun Viyana’daki fabrikası buna benziyor ama burada resmen temizlik hastalığı var desem yalan olmaz.
Sonra toplantı-düğün odalarını gördük. Duvarlardaki tarihi eserler ve İsmail Acar’ın tabloları da paha biçilmez...
Ardından Pamuk Prenses’li, Batman’li çikolatalı, şekerlemeli bir oyun parkı turu yaptık.
GEZİ PARKI’NA TOPÇU
MÜZESİ’Nİ YAPTI BİLE!
Çikolata müzesini gezerken birden karşıma Topçu Kışlası çıktı.
Gezi Parkı’na yapılmadı ama İsmail Bey buraya birebir çikolatadan minyatürünü yapmış Topçu Kışlası’nın.
“Ben çocukluğumdan hatırlıyorum orasını. Çok güzel bir binaydı, o yüzden onun da maketini yaptım” dedi.
Sadece Türk tarihi değil, dünya ve İslam tarihiyle ilgili de onlarca büyük boy çikolata heykeli var müzede.
Ressam İsmail Acar’ı gördüm binadan ayrılırken, “Eserlere, binaya, heykellere, tablolarına, kahvaltıya, çikolatalara buradaki her şeye bayıldım” dedim.
Bir pazar çocuklarınızla beraber yarım gününüzü ayırın buraya. Siz de “Charlie’nin çikolata fabrikası varsa, bizde de Selahattin Bey’in çikolata fabrikası var” diyeceksiniz.

Yerli arama motoru!

Her şeyin yerlisini yapmaya çalışmak güzel ama işlevsel olmadıktan sonra bir anlamı yok.
Yerli otomobilden sonra Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan, yerli arama motoru için çalışmaların başladığını açıkladı.
İçeriği daha iyi denetleyebilmek için mi, gerçekten ihtiyaç olduğu için mi?
Bu soruya verilecek samimi cevap, Google, Yandex varken yerli arama motorunun ne kadar işlevsel olacağını da gösterecektir.

2016’nın en iyi 5 mekanı

Geçen gün 2016’nın en iyi 5 filmini yazmıştım. Bugün sırada en iyi 5 mekan var. Hafta boyu en iyi 5 dizi, en iyi 5 şarkı, en iyi 5 kitap diye devam edeceğiz. İşte 2016’nın en iyi 5 mekanı:
1- Lucca: Her zaman iyi, her zaman popüler. Değişmeyen popülaritesi ve kalitesi bu yıl da devam etti.
2- Masa İstinye: Bir İstinye Park klasiği. Bu kadar kalabalığa rağmen çıtayı yukarıda tutmayı başarıyor.
3- Hazine: Cihangir’i yeniden popüler hale getiren mekan oldu, hafta içi de hafta sonu da kimi ararsanız orada.
4- Günay: Bu kadar basık ve klostrofobik bir yerin bu kadar popüler olması şaşırtıcı. Yine sahnesi en çok konuşulan yer oldu.
5- Fenix: Hiç hayal kırıklığına uğramadım. Lezzeti de, hizmet kalitesi de her zaman üst düzey.

3 kuruşluk ders!

Müjde Uzman, Ceyhun Yılmaz’a neden 3 kuruşluk dava açtı, keşke ağır bir tazminat davası açsaydı da aklı başına gelseydi diyenler var.
Hayır, sembolik bir davadır o.
3 kuruşun ağırlığı 3 bin liradan fazladır. Kaldı ki maddi olarak da bu iş nedeniyle ağır cezaya uğradı Ceyhun Yılmaz, reklam anlaşmaları iptal edildi, programı bitti vs... Ve her şeyden daha önemlisi, bu 3 kuruşluk dava, ekranda boşboğazlık yapılmaması gerektiğini gösterdi.
Müjde Uzman doğru bir şey yaptı. Hem kişilik haklarını korudu hem de herkese ders verdi.