AKM’yi beğenmeyen kimse yok mu?

Bakıyorum bütün gazeteler, ben de dahil olmak üzere bütün köşe yazarları ve yorumcular yeni AKM’yi beğenmiş.

Haberin Devamı


Beğenmeyen bir Allah’ın kulu yok.
Bir tek Fatih Altaylı, “Görünümüyle daha çarpıcı bir mimari olabilirdi” dedi ama ona da aman abicim ‘less is more’ diyorum...
Zorlamanın anlamı yok çünkü kaş yapayım derken göz çıkarırız biz.
Peki AKM yıkılmasın diyenler, yeni AKM’ye itiraz edenler, bunun için eylemler yapan oyuncular, sanatçılar, yazarlar, muhalifler ne oldu?
Oluşturulan iklim nedeniyle seslerini mi çıkaramıyorlar, yoksa onlar da mı yeni AKM’yi beğendi?
Daha önce de yazdım, bir kez daha söylüyorum.
2019’a kadar gündeme gelmez ama 2020’de meydana Topçu Kışlası yapılırken Gezi Parkı’nın adını anan çıkmazsa şaşırmayın.
Üstelik o tarihte meydanda Taksim Cami de bitmiş olacak, yeni AKM de...

Canımız mı önemli camımız mı?

Araçlardaki cam filmler yılan hikayesine döndü.
En son Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girdi, “mağduriyet yaratılmasın” dedi.
Ben ise bu konuda başından beri Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü gibi düşünüyorum;
“Cam film önemli ama can güvenliğimiz daha önemli...”
Biz terörle yaşayan bir ülkeyiz, siyah cam filmlerle kaplanmış araçlarla bomba mı taşınıyor, terörist mi kaçırılıyor, silah mı götürülüyor güvenlik görevlileri nereden bilecek?
Canımız mı daha önemli camımız mı?
Buna ikincisi diyecek bir Allah’ın kulu varsa siyah cam filmlerini serbest bırakalım.

Haberin Devamı

Bu üç şeyi çok sevdim

1- Hazerfan’dan 365 yıl sonra aksiyon sporcusu Cengiz Koçak’ın Galata Kulesi’nden atlamasını, daha sonra Üsküdar’a uçacak olmasını...
2- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Tesla’nın CEO’su Elon Musk’la görüşüp, yeni teknolojiler hakkında bilgi alışverişinde bulunmasını...
3- Okey oyunuyla bilinen bir Tük bilgisayar oyun şirketinin bir bölümünün 100 milyon dolar etmesini...
O parayla Türk şirketinin çok daha fazla büyüyecek olmasını.
Bu yeni ufuklar, yeni heyecanlar, yeni maceracılar Türkiye’de güzel şeyler de oluyor dedirtiyor.

Tutunacak tek dalımız...

Ben Atatürkçü bir ailede doğdum...
Hacı anneannemin her 10 Kasım’da pencere kenarında gözyaşları süzülürken durduğu saygı duruşuna tanık oldum.
Atatürkçü kardeşlerimle büyüdüm.
Hele son yıllarda yaşadıklarımızdan sonra bir kez daha gördük ki; Türkiye’nin Atatürkçülük’ten başka tutunacak dalı yoktur.
Atatürkçülük’ten uzaklaştığımız anda başımıza neler gelebileceğini acı bir şekilde öğrendik.
Şimdi çocuklarımı da iyi birer Atatürkçü olarak yetiştiriyorum.
Bugün 10 Kasım...
Büyük Önder’in önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum.

Haberin Devamı

AKM’yi beğenmeyen  kimse yok mu

Yazarın Tüm Yazıları