Kiralık scooter Martı, İstanbul’da yaklaşık 1 yıldır hizmet veriyor.
Önce Anadolu Yakası’nda başladı, geçen yılın ortasında Avrupa Yakası’nı da kapsama alanına aldı.
Ve ilk ölümlü kaza ne yazık ki önceki gece gerçekleşti...
Scooter kiralayan 17 yaşındaki bir genç alkollü sürücünün çarpması sonucu ne yazık ki hayatını kaybetti...
Bu kaza sonrasında scooterlar yasaklansın diyen bile çıktı...
Uber’i şehirden kovmayı başaran taksici lobisi hemen harekete geçti Martı’ya karşı da kampanya başlattı.
◊ Bir defa Martı’larda zil, ışıklandırma hepsi var... Olmadığı yönünde yazılanlar doğru değil.
İlk günden bu yana gittim, gidiyorum, gideceğim diye diye sezon sonunu getirdim, son 5-6 oyun kalınca paniğe kapılıp koştum Zorlu PSM’ye...
Koca salon tıklım tıklım, tek boş koltuk yok.
İngilizce üst yazılı gösterimle şehre gelen yabancı turistler de hedeflenmiş. Zaten son oyunlar olduğu için bilet bulabilmek de mümkün değil. Peşin peşin söyleyeyim: Böyle bir müzikali kaçırsaydım üzülürdüm.
Çünkü bu kadar modern, yenilikçi bir müzikali Türkiye’de Türk oyuncularla daha önce izlemedik.
LED wall’lar ve lazer gösterileriyle, havada uçan oyuncularla müthiş bir zenginlik var sahnede...
Hele video mapping sistemiyle kurulan ve değişen sahnelerle müthiş çağdaş ve hareketli bir müzikal tasarlanmış.
Herkes Enis Arıkan’ı ve Serenay Sarıkaya’yı konuşuyor ama ben bu müzikalde en başta Serdar Biliş, Gamze Kuş ve Beyhan Murphy’yi alkışlarım.
Kahvaltının ardından donmuş göl üzerinde balık tuttuk, atlı kızaklara bindik. Atlı kızaktaki bu fotoğrafı Instagram’a koyunca başladı eleştiriler.
“Televizyon programında Adalar’daki atları konuş, faytonların kaldırılması için haberler yap ama git Çıldır’da zavallı atların çektiği kızağa bin” diyerek yerden yere vurdular beni...
Oysa ben aynı şey olduğunu düşünmüyorum. Bu yüzden bindim zaten.
Adalar’daki faytonlara neden itiraz ettik?
Yokuşları olduğu, zavallı hayvanlar o yokuşları çıkarken telef olduğu için.
Bakan Ersoy’un basın gezileri hızlandırılmış tur gibidir, geçen yıl Kapadokya’ya gittiğimiz için biliyorum. Bu sefer de Bakan’ın hızına yetişebilmek için epey koşturduk.
Bakan Ersoy son yıllarda Kars’a olan ilginin artması üzerine varolan klasik Doğu Ekspresi’nin yanı sıra fiyatı biraz daha yüksek olan Turistik Doğu Ekspresi seferleri de başlattıklarını açıkladı.
Ancak her ikisine de yer bulabilmek çok zor, biletler satışa çıktığı anda tükeniyor. Biz klasik Doğu Ekspresi’ne eklenen bir vagonla seyahat ettik Erzurum’dan Kars’a...
Bakan’la trende yaptığımız sohbette şu başlıklar öne çıktı.
İstiklal’de
1 Eylül’de ilk
En iyilerin yarışacağı gece için son 5 güne girilirken, Altın Kelebek’in bu yılki jürisi önceki gün bir araya geldi.İzleyicilerin internet üzerinden kullandığı oylar sonucu en çok oy alan adayları tek tek değerlendiren jüri, kendi oyunu da kullanarak bu yılın birincilerini belirledi.
Bu yılki jüride Türk tiyatrosu ve ekranlarının usta isimleri Selçuk Yöntem ve Cihan Ünal’la birlikte başarılı oyuncu Belçim Bilgin ve pop müziğin güçlü yorumcusu Ziynet Sali de vardı.
Hürriyet adına ise jüride Selim Akçin, Kanat Atkaya, Ömür Gedik, Onur Baştürk ve ben yer aldık. Ertuğrul Özkök de jüri başkanımızdı.
İşte büyük jürinin toplantısında yaşananlar...5 saatlik toplantı
Saat 11.00’de başlayan toplantımız, 16.00’da bitti.
5 saat süren toplantıda her kategoride izleyiciden gelen oylar değerlendirildi, adaylar tartışıldı ve jüri üyeleri kendi oylarını verdi.
Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da halk oylamasının oranı yüzde 70, jürinin oy oranı yüzde 30 olarak belirlendi.
Her akşam 18.30’da metrodan çıktığım yer burası.
Ve şu küçücük hareketin bile meydanları nasıl güzelleştirdiğine günlerdir tanık oluyorum.
Karşılıklı basamaklarla çıkılan ortada küçük bir sahnenin olduğu bir platform burası.
Altında da 10 günde bir değişen sergiler var...
İlk sergi, Taksim’in eski fotoğraflarından oluşuyor.
Bu küçük sergi alanında meydanın hiç görmediğimiz fotoğrafları var.
Çarşamba akşamı metrodan çıkınca Kavuşma Durağı adlı bu sanat platformuna gittim ve merdivenlerini çıkıp en tepeye oturdum.
Turu iptal ettirmek mümkün mü?
Arkadaşlarımın başına geldi...
Önemli bir tur şirketinden 1638 euro ödeyerek 17-23 Şubat’a THY uçuşu ile iki kişilik İstanbul-Phuket turu satın aldılar.
2 Şubat’ta şirkete mail atıyorlar, “virüs nedeniyle turu açığa alabiliriz” diye ama herhangi bir dönüş alamıyorlar.
Turdan 10 gün önce de iptal etmek istediklerini söylüyorlar ama şirket “hayır uçmak zorundasınız” diyor.
Turu açığa alamayacaklarını, ücret iadesi de yapama-yacaklarını söylüyorlar.
Oysa bütün sözleşmelerde mücbir sebep diye bir madde vardır... Savaş, salgın hastalık, deprem gibi maddelerde sözleşme koşullarının iptal olabileceği yazar.
Önceki gün halk oylamasından çıkan sonuçlar önümüze geldi ve jüri olarak St. Regis Otel’de buluştuk.
Bu yıl dışarıdan yine dört kıymetli isim vardı jürimizde; Selçuk Yöntem, Cihan Ünal, Belçim Bilgin ve Ziynet Sali...
Ben hiç bu kadar tartıştığımız, birbirimizi yediğimiz, tatlı tatlı atıştığımız, bu kadar eğlendiğimiz bir jüri toplantısı hatırlamıyorum.
Sabah 11.00’de başladık, 16.00’da bitti toplantımız.
Her kategoriyi uzun uzun değerlendirdik. Sonuçta ortaya kazananların listesi çıktı...
Ama hiç sormayın, 28 Şubat ödül gecesine kadar ambargolu sonuçlar.
Dışarıdan katılıp değerli zamanlarını ve fikirlerini paylaşan dört konuk jüri üyemize bir kez de buradan teşekkür ederiz.
