3.5 saatte İzmir

İstanbul-İzmir otobanı müthiş bir yatırım olacak, her geçtiğimizde yapanlara teşekkür edeceğiz...

Haberin Devamı


Bunu şimdiden söylüyorum.
Ama bu yolun “İstanbul-İzmir 3.5 saat” diye pazarlanmasına başından beri itiraz ediyorum.
Mümkün değil, 3.5 saatte İzmir’e gitmemiz...
Şehirler arası hız limiti 120 kilometre...
Bırak Avrupa’yı Anadolu yakasından çıksak kesintisiz bu hızla gitsek 3.5 saatte 420 kilometre yol yaparız...
Projenin tamamı 433 kilometre...
Tünellerde, viyadüklerde hızı azaltacağınızı düşünün.
İzmir’e biz nasıl 3.5 saatte varacağız?
Bu arada İstanbul ve İzmir giriş çıkışlardaki trafiği hiç hesaba katmadım...
Alkışlanacak bir projeyi 3.5 saat diye niye abartıyoruz ki...
Zaten başlı başına göz kamaştıran bir iş bu...

Esnemez...

Catherine Deneuve’ün “Hollywood’daki taciz olaylarının abartıldığını söylemesi Hürriyet yazarlarını ikiye böldü” dedi Ertuğrul Özkök.
Bir tarafta biz varız, diğer tarafta Melis Alphan, Ömür Gedik...
Ama hiç boşuna uğraşma Ertuğrul Abi, bizim Melis’i bu konularda ikna edebilmemiz mümkün değil...
Esnememek üzerine yaratılmıştır o...
Herhangi bir konuda fikrini değiştirdiği de görülmemiştir.
O yüzden biz ‘yeter’ deyip anti-Catherine’ci oluruz, Melis asla Catherine’ci olmaz...

Haberin Devamı

Serenay’dan çok iyi Bergen olur...

Serenay Sarıkaya’nın üzerine çok yakışacak, onun da hakkıyla üstesinden geleceği çok güzel bir proje bulmuşlar.
Bergen rolü için teklif almış.
Henüz son imzalar atılmamış ama projenin üzerinde çalışıyorlar ve Serenay da sıcak bakıyor role...
Hatta Bergen’in hayatını bile okumuş, “Çok etkilendim” diye anlatıyor.
Size bir şey söyleyeyim mi Serenay’ın Bergen olacağını ilk duyduğumda bu kadar iyi olur dedim...
Bakmayın siz Serenay’ın Bergen’e göre daha Batılı göründüğüne, saçını yüzüyle kapadığı anda hepimiz tam olmuş diyeceğiz...
Tabii sadece benzemek yetmez, iyi işlenmiş bir senaryo da lazım.
Bu da olursa Serenay’dan mükemmel bir Bergen çıkar...

Belek 12 ay yaşıyor artık

Eskiden Antalya Belek’teki otellerin neredeyse tamamı kış sezonunda kapılarına kilit vurur, personelini işten çıkartırdı...
Nisanda yeniden açarlardı tesisi...
Kasım-nisan arası Belek’te in cin top oynardı.
Golf, spor turizmi, eğlence... Son yıllarda o kadar büyük yatırmalar yapıldı ki Belek 12 ay yaşayan bir cazibe merkezine döndü...
Düşünün, ailece kalkıp yılbaşına Antalya’ya gittik, yeni yıla Belek’te girdik.
Kaldığımız Maxx Royal, yerli ve yabancı turistlerle tıklım tıklımdı.
Orada öğrendim...
Belek’te artık otellerin yüzde 80’i kış aylarında kapanmıyor.
Golf, spor, sağlık turizmi, konferanslar, toplantılar, yılbaşı, sömestr derken Belek’in otelleri hep çalışır hale gelmiş.
Türk turizmi açısından çok sevindirici bir gelişme...
Hiç bu kadar eğlenceli bir yılbaşı geçirmemiştim.
Çocuklara özel aktiviteler, yetişkinlere ayrı organizasyonlarla çok iyi planlamışlar.
Bueno adında bir steakhouse restoranı var Maxx Royal’in içinde, dışarıdan çok az müşteri alıyorlar...
Bu kadar başarılı olabilir...
En üzücü yanı 20 dolar verip sınırsız et yiyebilmeniz... Oysa böyle bir yerin faturası İstanbul’un ünlü et restoranları kadar olmalı.
Yabancı müşteriler sezonda otele gelmeden aylar önce yer ayırtıyormuş Bueno’da, sezonda yer bulabilmek çok zor çünkü...
Ama düşünün, bu lezzet sadece 20 dolar işte... Bu da Türk turizminin zaafı...
Not: Hesap ödendi...
Ben yılbaşını geçirdiğim Maxx Royal’e faturamı ödediğim için adını gönül rahatlığıyla yazdım...
Ama siz sömestr tatili için tüm Belek otellerini aklınızın bir köşesine yazın...
Çocuklarla iyi vakit
geçiriliyor...

Haberin Devamı

Gupse Özay anlatıyor...

◊ İlk Deliha’da neleri yanlış buldu, yapmasaydım dediği neler vardı?
◊ Meğer Barış değil başka bir erkek yüzünden filmlerinde öpüşmüyormuş...
◊ Muhafazakâr mı?
◊ İlk yönetmenlik deneyimini nasıl tanımladı?
◊ Şişman kadınlar zor mu sevişir?
◊ Normal hayatında bu kadar hızlı konuşurken, filmlerinde nasıl anlaşılır konuşuyor?
◊ Sixpack mi tercih ediyor Adonis mi?

Yazarın Tüm Yazıları