Aldatmaya dair hurafeler

Uzmanlar aldatmanın nedenlerini ve etkilerini yüzyıllardır araştırıyor, gazetelerde aldatma haberlerinin bulunmadığı bir gün geçmiyor.

Haberin Devamı

Yaşamın bu kadar içinde olan, bu kadar sık karşılaşılan bu durumla ilgili her kafadan bir ses çıkıyor ve aldatma konusunda pek çok hurafe (mit, doğru bilinen yanlış) dilden dile dolaşıyor. Bu hurafelerden en çok bilinen 10 tanesine birlikte göz atalım...

1- ÖTEKİ GENÇ, YAKIŞIKLI VEYA DAHA GÜZEL
Aldatmanın altında yatan nedenlerden biri farklılık arayışıdır. Dolayısıyla, sanılanın aksine öteki kadın veya erkek genellikle eşten daha genç, yakışıklı veya güzel değildir. Aldatmanın nedeni çoğu zaman, ötekinin daha genç, yakışıklı ve güzel olması değil, farklı bir heyecan, tutku, şehvet ve değişiklik arayışına hitap ediyor olmasıdır.

2- ALDATMA BİR ORTA YAŞ KRİZİDİR
Aldatma kişinin içinde bulunduğu ruh hali ve ilişkisindeki duygusal durum ile ilgilidir. Dolayısıyla her yaşta olabilir. Diğer yandan orta yaşındaki herkes aldatabilir şeklinde bir genelleme doğru değildir.

3- ‘SADECE ERKEKLER ALDATIR’ ANLAYIŞI
Toplumda kabul gören ‘erkeğin elinin kiri’ anlayışı ilişkilerde aldatan tarafın çoğunlukla erkek olduğu görüşüne temel oluşturur. Bu temeli güçlendiren faktörlerden biri de bu anlayışı benimsemiş olan erkeklerin aldatmayı olağan hatta havalı görüp daha kolay ve daha ortada yaşamalarıdır. Ne var ki aldatma erkeğe özgü bir durum değildir, kadınlar da aldatabilir. Ancak kadınlar bu konuda üzerlerindeki toplumsal baskının erkelere göre çok daha ezici olması nedeniyle daha çekimser, daha dikkatlidir. Dolayısıyla, aldatma ortamını hazırlayan aynı koşullar söz konusu olduğunda bile kadınlar erkekler kadar kolay aldatamaz.

4- İLİŞKİDEKİ SORUNLAR ALDATMAYA İTER
İlişkilerde sorun olması mutlaka aldatmayla sonuçlanmaz. Çok iyi giden ilişkilerde de aldatma görülebilir. Çünkü aldatma, kişinin yaşama, karşı cinse bakış açısı, duygusal ilişki ve cinsellikle ilgili beklentileri gibi psikolojik, sosyolojik ve toplumsal birçok faktörün rol oynadığı bir olgudur.

5- ALDATMA BAŞKASIYLA CİNSEL İLİŞKİ KURMAKTIR
Genellikle başka biriyle cinsel ilişki kurmak aldatma olarak düşünülür. Aslında aldatma duygusal, zihinsel ve cinsel aldatma olarak üç gruba ayrılabilir. Duygusal aldatma eşinden başka biriyle duygusal yakınlık kurmak iken, zihinsel aldatma, başka biriyle birlikteliğin yaşanmadığı ancak olmasının istenesi ve cinsel aldatma da başka biriyle cinsel ilişki kurulmasıdır.

6- İNSAN BAŞTAN ÇIKARILDIĞI İÇİN ALDATIR
Tıpkı bir satıcı size bir şeyi ne kadar satmaya çalışırsa çalışsın ihtiyacınız ya da niyetiniz yoksa almayacağınız gibi, kimse istemediği bir şeyi sırf başkası istiyor diye yapmaz. Aldatmada baştan çıkarılma durumu, zaten böyle bir arayışın ya da niyetin varlığını gösterir. İlişkisi dışında arayışları olan kişi baştan çıkarılmaya müsaittir.

7- ‘ALDATMAYAN ERKEK YOKTUR’ DÜŞÜNCESİ
Böyle bir genelleme yapılabilmesi mümkün değildir. Çünkü aldatma cinsiyete özgü karakteristik bir özellik değil, tamamen bireysel bir davranış biçimidir. Birey kendi yaşam deneyimleri içinde aldatma ya da aldatma tercihinde bulunur, bu tercihini cinsiyeti belirlemez.

8- ALDATMA BİR HASTALIKTIR
Aldatma bir hastalık ya da kalıtsal bir özellik değildir; en azından henüz böyle bir bilimsel veri yoktur. Bir yol kazası olan aldatma, insanlığın varoluşundan beri olan ve insanlığın yok oluşuna dek olacak psikolojik bir olgudur.

9- CİNSEL SORUNLAR VARSA KAÇINILMAZDIR
İlişkilerdeki cinsel sorunlar kişileri mutlaka aldatmaya yönlendirmeyeceği gibi, cinsel sorunlar eşlerden birinin diğerini aldatıyor olmasıyla da ilgili değildir. Cinsel sorunların, cinsel işlev bozuklukları, depresyon, maddi sorunlar gibi fizyolojik ve psikolojik nedenleri olabilir.

10- ALDATMA AFFEDİLEMEZ
Aldatma herkes tarafından aynı şekilde değerlendirilmeyeceğinden sonucunda alınacak kararlar da tamamen bireysel olacaktır. Sonuçta aldatma da bireysel bir davranıştır. İlişkilerin devam edip etmemesinde eşlerin aldatma sonrasında birbirlerine karşı tutum ve davranışları belirleyicidir. Aldatma sonrasında eşler arasında bağlılığın artması ve ilişkilerin daha güçlenmesi oldukça sık rastlanan bir durumdur.

Yazarın Tüm Yazıları