İnsan, ruhunu da beslemeli

Çok gelişmiş ülkelere bakıldığında sadece sanayi ile gelişmediklerini belirten Elsisan Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bayrak, “Gelişmiş ülkeler mutlaka sanatla beraber gelişerek büyüyor ve gelişiyor, gelirlerini arttırıyor. İnsanın ruhunu da beslemesi lazım” dedi.

Haberin Devamı

 

İnsan, ruhunu da beslemeli
Hayata bakışı ve sanayici kimliği ile farklı bir portre çizen, insan hayatında hobilerin olmazsa olmaz olduğunu düşünen, hayatı dolu dolu yaşamayı seven Elsisan Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Bayrak ile hayata dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Zamanı doğru yönettiğiniz zaman bir günün çok uzun vakit olduğunu hatırlatan Bayrak, belki de birçoğumuzun hayata bakış açısını değiştirmesine neden olacak.

SANAT VE SPOR


- İnsanın hayatında hobisinin olması, ya da iş dışında farklı alanlar ile uğraşmasının katkısı nedir?

Dünyaya baktığınız zaman, özellikle de çok gelişmiş ülkelere, sadece sanayi ile gelişmiyor. Sanatla beraber gelişiyor. Sanat sanayinin ciddi anlamda destekleyici unsurlardan bir tanesi. Sadece sanayi ile zengin olmuş dünyada hiçbir ülke yok. Gelişmiş ülkeler mutlaka sanatla beraber gelişerek büyüyor ve gelişiyor, gelirlerini arttırıyor. O yüzden sanat da olmazsa olmazlardan bir tanesi. Endüstriyel anlamda da gelişmek istiyorsanız, mutlaka yanına sanatı, sporu koymak zorundasınız. O nedenle endüstri tek ayaklı bir olgu değil, sanat ve spor ile birlikte oluşan bir olgu. Yaptığımız işin de bir sanat olduğunu düşünüyorum. Endüstri anlamda yapılan her işin içinde bir sanat, ama sadece o sana yetmiyor. İnsanın ruhunu da beslemesi lazım. Tabi bir de sosyal sorumluluk projeleri içinde olması gerekiyor. İnsanların birikimlerini paylaşmasının en güzel yerler sivil toplum kuruluşları. Avrupa ülkelerinde bir kişi en az 10 tane Sivil Toplum Örgütü ve Derneğe üye.

Haberin Devamı

İnsan, ruhunu da beslemeli

- Hobi kavramını ruhu beslemek olarak tasvir ettiniz, peki sizin ruhunuzu besleme alanlarınız neler?

Dolma kalem kullanmayı seviyorum. Çok değerli kalemlerim var ve her birinde farklı renkte mürekkep var, hepsini sırayla kullanıyorum.
Motor tutkum var. Bu da çocukluktan geliyor. Çocukken babamın motoru vardı ve eve elsin bizi gezdirsin diye beklerdik. İlk güzel kendime ait motorum 1996 yılında oldu. Daha öncekiler küçüktü. Motorda uzun süre seyahat etmeyi çok seviyorum. Türkiye’yi iki kez dolaştım. Urfa, Hakkari, Şırnak, Muş, Gaziantep bölgelerini iki kez dolaştım. Batıyı dolaşmak daha kolay. Çok önemli olan turlarımdan bir tanesi İran. İran’da 5 bin 200 km sadece motorsiklet sürdüm. Kebir Çölü dahil, bütün İran’ı dolaştım. Persapolis en büyük hayalimdi. Pers tarihi Pers medeniyeti çok enteresan bir tarihtir. Çocukken tarih kitaplarında Pers figürleri vardı. Sakallı insanlar, aslan, koç resimleri. Onlara bakar hayaller kurardım. Bu hayalimi gerçekleştirdim.

Haberin Devamı

- İlgi alanlarınızın sadece bunlarla sınırlı olmadığını biliyoruz. Sanat ile ilgili de uğraşlarınız var.

Ciddi bir çini tutkum var. Dolayısıyla da çini koleksiyonum var. İznik çinisini seviyorum. İznik’te bana hitap eden çok fazla çini var. Zaman zaman İznik’e gidiyorum, sanatsal değeri olan çini bulursam alıyorum. Tabii ki ciddi bir sanat. İznik’te çini alabileceğim kişiler belli. Gidince belki pek çok yeri dolaşıyorum, ama hedefim belli. Onlar bana hitap ediyor. Çinide üç parametreye bakıyorum. Bunlardan bir tanesi kuvars oranı. Yani çininin hamurunun yapılışı. Yüksek kuvars oranı ile üretmek kolay bir şey değil, o yüzden de bunların değeri çok fazla. İkincisi renklere bakıyorum. Üçüncüsü de işçilik. Ne kadar yoğun işçilik yapılmış. Değerli bulduğum çinileri alıyorum ve fabrikanın pek çok yerinde sergiliyorum. Sipariş vererek yaptırdığım, hikayesi olan biblolarımda var.

Haberin Devamı

8 YILDIR SOLİST

Bunların yanında bir de müzik tutkum var. Bu yıl sekizinci konserimizi, Tayyare Kültür Merkezi’nde verdik. Bu bir sosyal sorumluluk projesi ve bu müzik çalışmalarını üyesi bulunduğum, Gökdere Rotary Kulübü düzenliyor. Konserlerden elde edilen gelir ile sosyal sorumluluk projelerine destek sağlıyorlar. Son projemiz, Çağdaş Eğitim Kooperatifi’nin, dağ köylerinden gelen kız öğrencilerin eğitim giderleri için yapılan ‘’Kır Çiçekleri Projesi’’. Konser öncesi, dört ay boyunca müzik çalışması yapıyoruz. Kenan Gürel hocamız eşliğinde yoğun bir çalışma ile hazırlanıyoruz. Sekiz yıldır, solist olarak bu konserlerde yer alıyorum. Bu vesile ile bende ud çalmak için çaba gösteriyorum. Akşam eve gidince, udumu alıp, sevdiğim bir şarkının notasını indirip üzerinde çalışıyorum. Çok zevkli bir hobi.

Haberin Devamı

HER SABAH EN AZ 15 KİLOMETRE BİSİKLET KULLANIYORUM

İnsan, ruhunu da beslemeli- Bir iş adamı kimliğiniz ve bunun yanında SİAD’larda başkanlık ve yönetim derecesinde temsiliyetleriniz var. Bunların içinde nasıl zaman buluyorsunuz?

Sabahları beş buçuk gibi kalkıyorum. Her sabah aşağı yukarı en az 15 kilometre olmak üzere bisiklet kullanıyorum. Bir süre sonra vücut sizin yatma kalkma saatlerinize alışıyor. Sabah erken saatte kalkıp işe gelmek beni biraz daha rahatlatıyor. Sabah güneşin doğuşuyla hayatı yaşamaya başlamak çok güzel bir şey. Her şeye vakit bulmak için doğru planlama çok önemli. Günü doğru planlayabilirseniz, gün çok uzun, doya doya yaşıyorsunuz.

ZAMANIMI HEDER EDECEK HİÇBİR ŞEY YAPMADIM

Haberin Devamı

- Dolu dolu yaşamayı, kendinize ve hobilerinize zaman ayırmayı seviyorsunuz. Peki hayat sizin için ne ifade ediyor?

Hayat yaşamaya değer bir olgu. Bu yüzden de onu değerlendirerek yaşamak lazım. Günü heder etmemek lazım. Ben hayatım boyunca, zamanımı heder edecek hiçbir şey yapmadım. Benim hiçbir zaman, zaman öldürmekle alakalı bir girişimim olmadı. Hep bir şeyler araştırdım, okudum. Zamanımı böyle geçiriyorum. Parayla alınamayacak tek şey zaman. O yüzden çok iyi değerlendirmek gerekiyor. Özellikle de belirli yaşlara geldikten sonra ne kadar değerli olduğunu çok daha iyi anlıyorsunuz. Hayata daha farklı bakmaya başlıyorsunuz. Gençken çok da fark edilmiyor, ama yıllar geçtikçe, saçlara beyazlar düştükçe hayata daha pozitif bakıyorsunuz ve daha yaşamaya değer buluyorsunuz.

YAPILMAYANI YAPMAYA MERAKLI

İnsan, ruhunu da beslemeli- Sizi aslında çok iyi tanıdık anlattıklarınızdan, ama bir de kısaca bizimle özgeçmişinizi paylaşır mısınız?

Aslen Afyon’un Sincanlı kasabasının Tazlar Köyü’nden babamız ayrılmış. Babam Devlet Kara Yolları’nda, Formen olarak görev yapıyordu. O nedenle, ilkokulu Isparta, ortaokulun birinci sınıfını İznik’te ve Bursa’ya taşınınca Çekirge Ortaokulunda okudum. Okulumuz şu anki Altıparmak’ta bulunan kaymakamlık binasıydı. İlk mesleki eğitimimi Tophane Meslek Okulu’nda aldım. O dönemlerde bu okullara girmek imtihanlaydı. Kazanamayanlar liseye giderdi. Ben iyi derece ile Elektronik bölümünü kazandım. Bursa Organize Sanayi Bölgesi’ni kuranlar, bu okuldan mezun olan duayen sanayicilerdir. Çok ciddi eğitim verilen bir okuldu. Daha sonra, Nükleer Araştırma Merkezi’nde araştırma görevlisi olarak çalıştım. Askerlik sonrası, okul arkadaşım ile YI-BA Mühendislik firmasını kurduk. Sanayicilik serüveni bu şekilde başladı.

İKİ ÇOCUĞU VAR

45 metrekarelik iş yerinden, bu gün 10 bin metrekarelik, Bursa Organize Sanayi Bölgesi’nde proje üzerinden tesis üreten Elsisan Taahhüt, iş makineleri üreten ELS Makine ve dış mekan - bahçe aydınlatmaları üreten, tasarım firmamız Lampeti ile bir gurup şirketi oluşturduk.
Evliyim. Eşim şu anda emekli. Kız Meslek Lisesi öğretmeniydi. İki oğlum var ve beraber çalışıyoruz. Yoğun bir tempo içindeyiz ve genellikle Türkiye’de üretilmeyen makineleri üretme konusunda da oldukça iyiyiz. Ciddi bir mühendislik, tasarım ve Ar-Ge çalışanımız var. Bursa Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri ve İş Adamları Derneği (BOSİAD) Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Bursa OSB Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerim var.

Yazarın Tüm Yazıları