Hayvanlarla hayatı paylaşmalıyız

Her canlının yaradılışının birden fazla sebebi olduğunu söyleyen Atak İş Sağlığı ve Güvenliği Kurucu Ortağı Onur Gücü, “Dolayısıyla onlar da bu dünyada yaşamayı hak ediyor. Bir şekilde onlarla birlikte hayatı paylaşarak yaşamamız lazım diye düşünüyorum” dedi.

Haberin Devamı

Hayvanlarla hayatı paylaşmalıyız

Doğanın içinde, hayvanlarla dolu bir evde doğal bir yaşam. Şehre bir o kadar yakın, ama bir o kadar da izole süren yaşamları içinde, hayata pozitif bakmanın sırları, seyahatin insan hayatına kattıkları üzerine Atak İş Sağlığı ve Güvenliği Kurucu Ortağı Onur Gücü ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Köpekleri Köpük’ü bırakacak yer ararken, doğal yaşama geçişin öyküsünden çıkarılacak dersler olacağı kesin. Hayata dair, yaşama dair, mutluluğa dair bu söyleşi herkesin içini ısıtacak.

HİÇ BÜYÜMEYEN BİR ÇOCUĞA BAKMAK GİBİ

- Aksungur Köyü’nde şehre yakın, ama doğa ile iç içe bir yaşam sürüyorsunuz. Böyle bir yaşamı tercih etme sebebiniz neydi?
Evlendikten kısa bir süre sonra Köpük’ü aldık. Yıl 2007, 45 günlüktü. Ondan sonra hayvanla bir hayat yaşamaya başladık. Hiç büyümeyen bir çocuk gibi köpek sahibi olmak. İnsanlar genellikle ne yazık ki köpek bakmayı veya bir hayvan bakmayı bilmiyorlar. İşte çocuklar oyalansın, yazın alalım bakalım, yaz tatili bitince göndeririz, bir yerlere veririz gibi, geçici sevgileri var. Halbuki bir köpek sahibi olunca, yaklaşık 12 yıl hiç büyümeyen, zekası yaklaşık iki üç yaşlarında olan bir çocuğumuz var gibi düşüneceksiniz. Tabii bizim hayatımız da Köpük hayatımıza girdikten sonra ona göre şekillenmeye başladı. Seyahati seviyoruz. Çeşitli yerlere gidiyoruz, köpeğimizi bir yere bırakma sıkıntısı oldu. Birkaç yere bıraktık, iyi bakanlar oldu, bakamayanlar oldu. Bizi özledi. Bu arada eşim köpek bakım yeri hayali vardı ve bu anlamda 2 yıl eğitim aldı. O süreci tamamlarken, biz hep yer baktık. Sonra hazır burayı bulduk, hazır bir yer bulunca buraya taşınmaya karar verdik.

Haberin Devamı

Hayvanlarla hayatı paylaşmalıyız

BİZ BURADA ÖZGÜR BİR HAYAT KURDUK

- Siz şunda yaşadığınız yere taşındığınızda çevrenizden tepkiler geldi mi? Nasıl değerlendirdiler?
Biz 2 yıl önce buraya yerleştik. İlk taşındığımızda birkaç hafta, belki birkaç ay çevremizden arkadaşlarımız, tanıdıklarımız geldi gitti. Nasıl bir yer yaptık ve nasıl bir hayatımız var, bunu merak ettiler. Kimisi işte biz emekli olduğumuzda böyle bir yer yapmak istiyoruz, böyle bir hayat istiyoruz dedi. Emekli olunca yapılacak bir hayat değil bu, çünkü yorucu. Toprakla uğraşıyorsunuz, hayvanlarla uğraşıyorsunuz. O zaman şunu anladım, insanların böyle bir yaşama özlemi var. Gün içindeki streslerini, yorgunluklarını bir yerde atamıyorlar. Bizde ise işten bir an önce çıkayım evime geleyim istiyorum. Mümkün oldukça saat 17-18 gibi evime geliyorum, kahvemi, sodamı içiyorum, kendime geliyorum. Burası izole bir yer. Şehrin çok içinde, ama şehirden de bir o kadar uzak. Şehir hayatında genelde işte restorana, balıkçıya gidelim, akşam yemeğe gidelim, iş yemeğine gidelim. O da bir rutine binmiş artık, o da işin bir parçası haline gelmiş. Yani hayatı yaşamıyorsunuz. Biz burada daha farklı bir yaşam kurduk kendimize. Hayatımızın en güzel dönemleri. Biz burada özgür bir hayat kurduk. Yeşilliklerin içinde güzel bir hayatımız var.
-Şu anda çiftliğinizde ne tür hayvanlar var? Çiftlik içindeki komşularınız kimler?
Eşim o zaman köpeklerle olmaz diye kanatlı hayvan istemiyordu, bir gece 4 tane kaz getirdim. Kümes yaptım, onların yavruları oldu. Sonra 15-20 tane tavuk aldım. Onlar yumurtladı. Sonra kuluçka makinesi aldım. Şu an 3 tane kümesimiz var. Birisi ördek, birisi kaz, bir de tavuk. Ördeğimiz iki tane. Türkiye’de pek bulunmayan Hint ördeği, Dik Ördek diye geçiyor. Yaklaşık 50 civarı tavuk var. 15 civarı da kazımız var. Biz daha bu evi bulmadan arkadaşlarımızın Doberman cinsi köpeği yavruladı. Biz hep böyle bahçe içinde bir ev hayal ettiğimiz için 3 aylıkken iki kardeşi aldık. Buraya taşındıktan sonra eşimin sınava gireceği yerden bir tane çok güzel Alman Çoban Köpeği geldi. Eşim yürüyüş yaparken her gün peşine takılan bir k 1-2 aylık kırma bir av köpeğine acımış onu da aldık. O da bir yıldan fazladır bizimle. Toplamda 5 köpeğimiz oldu. Bir de işyerime kışın çalışan arkadaşlar terasta kahve içerken çatıdan yavru bir kedi atlamış.İki üç aylık Ankara Kedisi. Burada hayvanımız çok olduğu için, ona iş yerinde bakıyoruz. İki yıldan fazladır bizimle. Hayvanlarla dolu ve hayatımız oldu.

Haberin Devamı

Hayvanlarla hayatı paylaşmalıyız

GÖRDÜĞÜM YERLERİ ÇEVREM DE GÖRSÜN

- Sizin birçok kişiye göre hayvanlarınız ile birlikte kök salmış yaşantınızın yanında bir de seyahat tutkunuz var. Bu tutku nasıl başladı ve nasıl ilerliyor biraz bahsedebilir miyiz?
Seyahat tutkum çok uzun zamanlardan beri var. Yaklaşık 20 yıl profesyonel hayatım oldu. Uzun bir süre ise otomotiv sektöründe geçti. İş dolayısıyla da çok seyahatlerim oldu. Türkiye’yi karış karış gezdim. Türkiye’de görmediğim çok az yer vardır. İş hayatı ile birlikte seyahatçilik başladı. Kayak turları yaptım Bulgaristan’a defalarca. Daha kupon az kişiyi Fransa’ya götürdüm. Ama bunu para kazanmak için yapmıyorum. Benim gördüğüm yerleri insanlar da, arkadaşlarım da, çevremde görsün istiyorum. Aynı yerler görmeyi de, yeni yerler keşfetmeyi de seviyorum. Balkanların tamamını gezdim. Geçmediğim sınır kapısı yoktur. Senede birkaç kere yurtdışı ve değişik hayatlar yapıyoruz. Onun dışında fırsat buldukça hafta sonları Assos, Bozcaada, Kaz Dağları olsun bir yerlere mutlaka kaçıyoruz, fırsat yaratıyoruz. Arabayla gezmeyi çok seviyorum. Üniversitede dil sınavında derece aldım. Okul beni staj yapmam için 3 ay Yunanistan’a gönderdi. Orada tur organizasyonları da yapan bir yerde çalıştım. Diyebilirim ki Yunanistan’ın tamamını gezdim. Türkiye’yi ne kadar iyi biliyorsam, Yunanistan’ı da o kadar iyi bilecek hale geldim. Dilini öğrendim. Farklı kültürlere özel bir merakım var.

Haberin Devamı

Hayvanlarla hayatı paylaşmalıyızHAYATI KENDİMİZE KOLAY YAPAN BİZLERİZ

- Şehrin stresinden uzak, izole bir hayatınız var. Belki de birçok kişinin hayalini yaşıyorsunuz. Peki sizin pencerenizden hayatı dinlemek istesek bize neler söylersiniz?
Bilmediğimiz, isteğimizin dışında bir yerde buluyoruz kendimizi. Hayat böyle başlıyor. Biz ailemizi, yaşadığımız yeri seçemiyoruz. Kendimizi birdenbire bir dünyaya gelmiş olarak buluyoruz ve genellikle etrafımızdaki insanların bize çizdiği bir rolü oynamaya çalışıyoruz veya bunu yaşamak zorunda bırakılıyoruz. Bunları kolaylıkla da değiştiremiyorsunuz. Genellikle de insanlar hayatı pek değiştirmiyorlar. Suyun akışına gidiyorlar. Ben ise bazı şeyleri değiştirmeye çalışıyorum. Değiştirmek derken en azından farklı yaşamaya, diğerlerinden farklı bakmaya çalışıyorum. Hayat bazı insanlar için çok zor, bazıları için çok kolay. Ama aslında biz hayatı kendimize zor ya da kolay yapıyoruz. Bir defa insanlar hayata eşit başlamıyor. Belki biz bir kader yaşıyoruz, ama bu hayat yolculuğu sırasında gerçekten önümüze defalarca kapılar çıkıyor, defalarca yol ayrımı çıkıyor. Bu yol ayrımında doğru veya yanlış yok. Yanlışı da doğru yapmak elinizde, doğruyu da yanlışa çevirmek elinizde. Dolayısıyla girdiğiniz yolda artıyı, eksiyi değerlendirip her zaman pozitif olanları ön plana alıp yaşamak lazım diye düşünüyorum.
- Birkaç cümle ile bazı kelimeleri değerlendirmenizi istesek.
Aile
Hiçbir zaman ihmal etmemek gereken bir şey. Kopmaz bağ diyebilirim
Hayvanlar
Benim çözemediğim bir şey. Eğer bu canlılar yaratıldıysa bunun mutlaka birden fazla sebebi var. Dolayısıyla onlar da bu dünyada yaşamayı hak ediyor. Bir şekilde onlarla birlikte hayatı paylaşarak yaşamamız lazım diye düşünüyorum
Köpük
Benim kızım. İnsanlar hep erkek köpek bakarlar, bilmedikleri için ki, ben de bilmiyordum. Dişi köpek eve daha bağlı, yavrusuna, ailesine bağlı ve yeri geldiğinde daha yırtıcı. Benim evladım.
İş
Eğer bir gün kendi işini yaparsam keyif almak için yapacağım derdim. Keyif aldığım bir iş yapıyorum şu anda. Çalışanların da keyif alması benim için hep öncelik. Biz bir ekibiz. İş tabi ki yaşamımızı devam ettirmek için gerekli bir şey, ama amaç çok para kazanmak değil, sadece hayatımı idame ettirecek kadar olsun, bana zorluk çıkarmasın yeter. Mutluluğun bir parçası olsun.
Seyahat
Yeni yerler görmek, yeni insan tanımak beni çok heyecanlandırıyor. Çok ilginçtir, çok seyahat etmeyi sevmeme rağmen, ne zaman bir seyahate gidecek olsam, ne zaman bir valiz hazırlayacak olsam, çok heyecanlanıyorum.

Haberin Devamı

Hayvanlarla hayatı paylaşmalıyız

KİMDİR?

- Yaşam tarzınızı, hayata bakışınız öğrendik. Birazda sizi tanıyalım. Onur Gücü kimdir?
1970 Bursa doğumluyum. İlk öğrenimimi Bursa’ da tamamladım. Orta öğrenimimi Tarsus Amerikan Koleji ve Bursa Anadolu Lisesi’ nde tamamladım. Yıldız Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’ nü bitirdim. Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ nde Yöneylem Araştırması Yüksek Lisans’ ı yaptım. İş yaşamıma otomotiv sektörünün uluslararası firmalarında çalışarak başladım. Ford Otosan, Chrsyler Kamyon (Hino Projesi), Suzuki Otomotiv Türkiye ve Mitsubishi Motors Türkiye çalışmalarım sırasında proje değerlendirme metotları üzerinde çalıştım. Aynı dönemde Japon çalışma arkadaşlarım ile Yöneylem Araştırması (Operations Research) konusunda çalıştı ve Hino Japonya’ dan özel ödül kazandım. Yüksek lisans tezini “Otomotiv” üzerine hazırladım. İstanbul’ da Türkiye’ nin ilk zeytin ve zeytinyağı butiğini açtım. Markalaşmanın yanı sıra Türk Zeytinyağı, Türk Şişesi ve Türk El Sanatı üçlemesini yarattı. Tekrar profesyonel çalışmama Petrol Sektörü, Petline firması ile başladım. 2006 yılında Bursa’ ya dönerek 2012 yılına kadar bir Otomotiv firmasında Ticaret Müdürü olarak görev yaptım. Makina Mühendisleri Odası’ na üyedir ve Makina Değerleme Bilirkişisi’ dir. 2013 yılında “Atak İş Sağlığı ve Güvenliği” firmasını kurdum. Firma halen Ortak Sağlık Güvenlik Birimi olarak Bursa ve çevre illerinde 200 den fazla firmaya hizmet vermekte. 2015 yılında Balkantürksiad üyesi olarak, ilk Balnet ekibinde yer aldım, 2017-18 Balnet1 dönem başkanlığını yaptım. 2018 yılında Karadağ’ da “Atak Europe” firmasını kurmuş ve Balkan ülkeleri ile Adriyatik kıyılarında ticaret hedefliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları