MUTLULUKDAŞ : Mevlana neden Mevlana oldu?

Işık Ve Sevgi ile Tüm Işık Savaşçılarına ve Işığın İçinde Olduğunu Bilen Herkese Merhaba...

Haberin Devamı

Mutluluğu paylaştığın ve başkalarının mutluluğundan mutlu olabilen erdemli kişi...

Mutluluklaşma yazılarıma birbirinden güzel geri dönüşleriniz için çok teşekkür ediyorum. Bizler hergün daha çok büyüyen bir aileyiz. Sizlere bugün Mutlulukdaş kavramından ve bunun farkındalığından bahsetmek istiyorum. Hepimizin hayatında arkadaşımız, dostumuz ve ailemiz dediğimiz insanlar var. Lakin hepsi mutlulukdaşımız değil.

Mutlulukdaş nedir?

Mutlulukdaş sizin mutluluğunuzu paylaştığınız, sizin mutluluğunuzdan mutlu olan ve elbette sizin de onun mutluluklarından mutlu olduğunuz kişi demek. Mutlulukdaş mutludur çünkü başkalarının mutluluklarından mutlu olabilme erdemine sahiptir. Mutlulukdaş hayatında güzellikleri yaşar çünkü başkalarının yaşadıkları güzelliklerden mutlu olur. Mutlulukdaş yaşadığımız dönemde o kadar değerlidir ki... Mutlulukdaşınıza bir başarınızı, hayatınızda ki olan bir güzelliği söylediğinizde ‘YAŞASIN, HARİKA, MUHTEŞEM, ÇOK SEVİNDİM, GÖRECEKSİN BUNDAN DA DAHA İYİ OLACAK, BEN SANA İNANIYORUM’ gibi tepkiler verir. Mutlulukdaşınız ile mutluluklaştığınızda gözleri mutlulukla parlar. Mutlulukdaşınız ile mutluluklaştığınızda gözleri sevinçle göz yaşları ile dolar.

Haberin Devamı

Mutlulukdaş ne değildir?

Mutlulukdaşınız olmayan kişiler mutlu olduğunuzda mutlu olmaz, olumsuz bir yorum yaparlar. Mutlu olduğunuzda, olabilecek kötü birşeyi söylerler. Mutlu olduğunuzda ve mutluluğunuzu paylaşmak istediğinizde hevesinizi kıracak yaklaşımlarda bulunurlar. Eğer bir arkadaşınız kendine Marmaris’te bir ev alınca renginiz bembeyaz oluyorsa, dostum dediğiniz insanların sevgilisinin olmasını kıskanıyorsanız, bir aile üyeniz başarıya adım attığını söylediğinde “çüşşş” diyorsanız, mutlulukdaş değilsiniz demektir. Özetle mutlulukdaş kıskanç ve kötü niyetli değildir.

Dertçiler... Üzüntü ve Acı Vampirleri...

Mutlulukdaş üzüntü ve acı vampirleri değildir. Üzüntü ve acı vampirleri dertli, acı içinde ve sorunu olan insanlara bayılırlar. Kendilerini onların yanında çok iyi hisseder, direkt onlara doğru koşarlar. Mutlu olan, başarılı veya kahkahalar atan insanlardan da nefret ederler. Lakin sizin gerçekten onlara ihtiyacınız olursa elbette yanınızda olmazlar. Çünkü onların amacı size yardım etmek değil, sizin acılarınızdan, ağlamanızdan beslenerek orada size akıl veren, destek olan insan olarak kendilerini onaylamaktır. Ve onaylamak istedikleri konu çok basit ve nettir. Oda hayatın kötü olduğudur. Mutsuzluğun doğal bir gerçek olduğudur. Gerçek şu ki mutsuz olmak sağlıklı birşey değildir. Dünya sağlık örgütü sağlıklı olmanın tanımını değiştirmiştir. Sağlıklı olmayı kişinin kendini mutlu hissetmesi olarak tanımlamıştır. Dünya hergün bu konular ile ilgili daha çok farkındalığını yükseltiyor. Pekçok insan, bana bu zamanda yaşadıklarımız ile nasıl mutlu olmamızı bekliyorsunuz diyorlar.  

Haberin Devamı

Derdinizden mutlu olanlardan, Dertçilerden uzak durun...

Dertçiler sizlerin bir derdinizi ona söylediğiniz zaman gözleri parlar, yüzlerinde bir gülümseme oluşur. Eğer siz birisine bir acınızı, derdinizi, üzüntünüzü söylüyorsanız ve yüzünde bir gülücük veya gözlerinde parlama oluşuyorsa ondan uzak durun... 

Neden Mevlana Mevlana’dır biliyor musunuz? Okuyun anlayacaksınız!

Geçenlerde birisi ile konuşuyordum bana “seni çok kıskanıyorum” dedi. “Sakın beni kıskanma” dedim. Neden dedi. “Çünkü beni kıskandığın zaman yokluk bilincine girersin ve kıskandığın şeye sahip olamazsın. Ancak kendin de olmayan birşeyi kıskanırsın. Ve kıskanmaya devam etmen ile beraber o yokluk duygusunu büyütürsün.” dedim. Sizi adeta bir canavar gibi ele geçirir ve yavaş yavaş yok eder. Hani şu bilim kurgu filmlerinde karanlık enerji bir kişiyi ele geçirir ve sonra o kişinin gözleri simsiyah olur artık, kötülük tarafından ele geçirilmiştir. Ve bu karanlık enerji tarafından ele geçirilen insanlar hep kıskanç, depresyonda veya kötü insanlardır. Çünkü gerçek şu ki içinde her neyi besliyor ve yaşatıyorsan o büyüyecek ve birgün senin yerine geçecektir. Adeta bir çocuk gibi... Büyüdükçe güçlenecek ve daha da güçlenecektir. Gerçeği kabul edip, kendi içini gözlemleyerek ondan özgürleşebilirsin. Kimse içinde kötülüğün olduğunu, kıskanç veya haset olduğunu kabul etmek istemez. Bir düşünün bakalım en son ne zaman canı gönülden bir yakınınız için dua ettiniz veya onun mutlu olmasını hayal edip niyet ettiniz? En son ne zaman çevrenizde birisi bir başarısı veya mutluluğu olduğu zaman gerçekten içsel olarak sevindiniz? En son ne zaman bir arkadaşınız için sevinç göz yaşı döktünüz? En son nezaman çevrenizde ki bir insanın sorununu dinlemek yerine onun için ne yapabilirim, ne yapsak diye düşünüp harekete geçtiniz? Bakın sadece düşündünüz demiyorum, düşünüp harekete geçtiniz diyorum. İyiliğin mi yoksa, kötülüğün mü elçisisiniz? Farkında olarak veya olmayarak neye hizmet ediyorsunuz? İnsanı eleştirmek, hakaret etmek, yargılamak çok kolay bir şeydir, herkes yapar... Herkes kendi köşesinden şikayet ediyor, söyleniyor, yargılıyor, eleştiriyor, küfrediyor. Bunlar o kadar kolay ama bir o kadar da güçsüz olduğumuzu, çaresiz olduğumuzu gösteren davranış paternleri ki...

Haberin Devamı

MEVLANA’NIN FARKI NEDİR?

Önemli olan yaşadığınız dönemde fark yaratabilmektir. Önemli olan kişilerin kalbinde bir sevgi kıvılcımı, zihninde farkındalık yaratabilmektir. Tıpkı Mevlana’nın yaptığı gibi... Mevlana bütün Dünya tarafından saygı duyuluyor ve kabul görüyor. Çünkü o yargılamadı, küfür etmedi, saldırmadı, eleştirmedi! Onun olduğu zaman içinde sorunlar yok muydu? Elbette vardı. “O Mevlana, biz Mevlana mıyız?” demeyin. Mevlana insanlığa örnek olmak için yaşamış ve insanlığa hala yaşadığı dönemde ışık tutmaktadır. Onun olduğu zamanda fakirlik, açlık, hastalıklar, maddi ve manevi sorunlar yok muydu? Tabii ki vardı. Dünya büyük bir kaos yaşamıyor muydu, şu an yaşanılanların çok daha korkuncunu yaşıyordu...  Mevlana karanlık çağın içinde karanlık çağa isyan etmedi. Mevlana karanlık çağın içinde bir ışık yaktı... Sevgili ışık savaşçıları, sizlerde Mevlana gibi karanlığın içinde, göremiyorum, çok karanlık diye bağırmak yerine sevginizin ateşini, bilincinizin güneşini ortaya çıkarmalısınız.  

Haberin Devamı

Hitler nasıl Hitler oldu? Çocukluğunda travmalar yaşadı, başvurduğu okullar onu reddetti, olduğu dönemde nefret, öfke ve ayrımcılığa tutundu, kıskançlığı ve haseti ile kendisinin ait olmadığı sarışın çok güzel ve yakışıklı bir ırk yaratmaya çalıştı... Tamamen kötülük tarafından ele geçirilmişti. Ve sonuç olarak kötülük onu yok etti...  Önemli olan olduğumuz dönemde, yaşadığımız çağda ışık yakmak, dönüşüm ve değişim yaratmaktır.  Karalamaları, hakaret, küfür gibi eylemleri bir çocuk bile yapabilir. Lakin aynı zamanda, o ufacık çocuk bir gülümsemesi, sevgi ile bakması ile kalplerde sevginin ışığını, gözlerde iyiliğin güneşini de yakabilir.

Hepinizin içindeki ışığın kazanması ve ışığın sizin varoluşunuzda ortaya çıkması için elinizden geleni yapın... İyilik, sevgi tüm benliğinizi sarsın... Kendinizi takip edin, içinizde dönen duygular nelerdir? Düşünceler nelerdir?

Haberin Devamı

Sevginin kaynağına seslenin, sevginin gücü sizlerle ve hepimiz ile olsun...

Yarın çok önemli olduğuna inandığım Patilerin Birliğinin Gücü yazım ile sizlerleyim. Çok heyecanlıyım...

Hepinizin değerli yorum ve paylaşımlarınızı bekliyorum.

Veee yine kısa yazacağıma dair sözümü tutamadım birtürlü, kaptırdım gitti...

Sizi Seven bir Can...

Yazarın Tüm Yazıları