Ayşe Aral'ın haylaz kalbi

Ayşe Aral gerçek anlamda iyilik için yaşayan, sahici, dobra ve haylaz kalpli bir melek benim için...

Ayşe Hanım ile defalarca konuştum. Hurriyet.com.tr’de köşe yazısı yazmaya başlamam ile beraber bana son derece iyi niyetli ve sevgi dolu tavsiyeleri ile yanımda oldu.

Hurriyet.com.tr’deki sürecime başlangıcımda bana ablalık yaptı. İnsana verdiği güven ve içtenlik telefondaki kısacık konuşmalarda bile adeta zihnime işledi.

Hürriyet gazetesinin Kelebek ekindeki ilk röportajımda yine kendisini aradım, röportaj ile ilgili ondan tavsiyeler aldım. Bana tüm samimiyeti, iyi niyeti ile zaman ayırıp, sevgi ile, iyiliği isteyerek yaklaştı.

Bana o kadar güzel şeyler söylediki onun sayesinde yüreklendim, cesaret buldum. Ona gerçekten ne kadar çok teşekkür etsem azdır.

“Cancım hurriyet.com.tr’de yazmak çok özeldir. Rahat ol keyifini çıkararak yaz” demesini unutamıyorum.

Bana hissettirdiği ve öğrettiği, insanın keyfini çıkararak ve severek işini yapmasının ne kadar kıymetli olduğunu anladım.

En son telefon konuşmamızda köşe yazarlığı arkadaşlığımızın yanında aynı yayın evinde olacağımızı öğrendim. Ve açıkcası çok sevindim.

Doğan Novus Genel Yayın yönetmeni Handan Akdemir, ortak dostumuz çıktı. Doğan yayın evi olarak Ayşe Aral ‘ın kitabını 2 senedir hazırlıyorlarmış. Ayşe Hanım da bana kitaba çok özendiğini ve özellikle kitabı çok severek hazırladığını vurguladı. Kitabı için çok heyecanlıydı.

Defalarca telefonda konuşmamıza, her seferinde arzu etmemize rağmen bir türlü yüz yüze görüşmek nasip olmadı. Lakin her bir konuşmamız o kadar sahici ve sevgi doluydu ki, onunla yaşadığımız iletişim benim için çok değerliydi.

Geçen Cuma gecesi özel bir grupla beraber İstanbul’da bir gezi yaptık. İlginç bir şekilde grubun içinde Ayşe Hanım’ın annesi İnci Aral da vardı. İnci Hanım’la, Ayşe Hanım’ı ışığa yolculamadan bu kadar kısa süre önce buluşmamız ve tanışmamız çok ilginç bir tesadüf.

Pazartesi gecesi internette Ayşe Aral’ın ışığa yolculuğunu yaptığına dair haberi görünce şok geçirdim. Çok üzüldüm. Üzüntümü kelimelerle anlatamam. Adeta çok sevdiğim bir yakınımı kaybetmişçesine üzüldüm.

Ve bu sabah ilk iş Doğan Yayın evini aradım. Yayın evindeki herkes o kadar şaşkın ve üzgün ki, size nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Ayşe Aral bugün Doğan yayın evine gelip kitaplarını basına yollamak üzere imzalayacakmış. Herkes bugün Ayşe Hanım’ın gelip kitaplarını imzalamasını beklerken bedenini terk ettiğinin haberini alıyorlar. Bu o kadar zor bir durum ki... Doğan yayın evi için yazarları çok değerlidir. Bana verdikleri değerden bunu çok iyi biliyorum.

Ayşe Aral yedi yaşından beri kalbi delik olduğunu biliyormuş. Ve kalbinden dolayı rahatsızlanarak bedenini terk etmiş. Böyle bir nedenle ışığa yolculuğunu yaptığı gün, “Haylaz Kalbim” adında kitabının çıkması ne kadar ilginç değil mi?

Evet yanlış okumadınız. Ayşe Aral’ın kitabının adı “Haylaz Kalbim”. Onun haylaz kalbi 100’lerce çocuğun burs kazanmasını sağladı. Onun haylaz kalbi milyonların kalbini kazandı. Ve onun haylaz kalbi bizi çok ama çok üzdü...

Bugün Ayşe Hanım’ın annesi İnci Hanım ile telefonda konuşma şansım oldu. Daha dün seninle ilgili Ayşe ile konuştuk dedi. En kısa zaman içinde buluşma konusunda sözleştik. İnci Hanım’ın asaleti, zerafeti ve iyiliği adeta her an etrafına yayılıyor. Bir anne olarak yaşadığı acı tarif dahi edilemez.

Lakin İnci Hanım ile bugün konuşurken kendisinin ne kadar olgun ve sevgi dolu olduğunu bir daha görmüş oldum. İnsanın annesi gerçek anlamda kişinin kendi hayatını belirlemesinde çok büyük bir rol oynuyor.

Ayşe Aral’ın “Haylaz Kalbim” kitabında kadın olmak, anne olmak, evlat olmak gibi kavramları özellikle anlatıyor. En güzel yazılarından seçki yapılarak hazırlanan bu kitabın milyonlara ulaşacağına inanıyorum.

Sevginin kaynağını kalbinize davet edin...

Sizi seven bir Can...