Sema Pekdaş bize neden İzmir Köftesi pişirdi?

MUTFAK önlüklerimizi taktık. “Sen” dedi “al da şu patatesleri soy önce. Sonra da anne patatesi gibi kes, elma dilimi büyüklüğünde”...

Haberin Devamı

Soğanı rendelemeyi sevmezmiş. Bıçakla ince ince kıymak tercihiymiş. Soğanı, maydanozu şef Jamie Oliver hızında bir güzel kıydı, içine 1 yumurtayı kırıp galete unu, tuz, karabiber eklediği kıymanın içine kattı. Her şey göz kararı. Eli tıkır tıkır hızlı.

Sema Pekdaş başarılı bir avukat, insan / işçi / kadın hakları konusunda didinen birçok STK’nın kurucusu / yöneticisi, 102 yıllık İzmir Barosu’na seçilmiş ilk kadın başkan, yıllardır yerel siyasetin içinde yer almış günümüzün Konak Belediye Başkanı.
Açıp da benim iki cümleye sıkıştırdığım upuzun biyografisini okursan eğer, yok canım dersin bu kadar aktif çalışma hayatı olan bir insan, mümkünatı yok, tavaya tek bir yumurta dahi kıramaz. Böyle fani işlerle uğraşamaz.
Senin de inatçılığın bir alem. Ama haklısın tabii. Sen de beklemezsin bu kadar aktif, bu kadar ciddi işlerde çalışan bir insandan önüne annen ve teyzen gibi yemekler pişirip sermesini.
Halbuki biz mutfaktayken öyle hızla yuvarlayıp aynı boyda öyle güzel dizdi ki köfteleri, bir yandan sohbet hiç kesilmedi, zaman su gibi ilerledi.
Sanki ben annemişim de o da teyzemmiş gibi... Hani anneler ve teyzeler bir yandan muhabbetin dibine vurup bir yandan da ellerini otomatik pilot ayarına getirip birbirinden lezzetli yemekler pişirirler ya... Ne pişirdiklerinin farkında bile değillermiş gibi... İşte öyle.
Geçen hafta 8 bin 500 yıllık İzmir’in yemek lezzetleriyle ilgili bir belgesel çekiyorum diye anlatmıştım ya sana. Sema Pekdaş’la da işte bu yüzden buluştum.
Sema hanım “Mutfak Konak” adı altında bir proje başlatacakmış.
Kemeraltı’nda biri Abacıoğlu Han’da olmak üzere iki bina bu proje için düzenlenmiş. Bu ay içinde bu binalar da yemek atölyelerinin, kursların, söyleşilerin yapıldığı bir nevi okul gibi faaliyete girecekmiş.
Dünyanın en zengin mutfaklarından birine sahip ya bu bizim çok kültürlü, çok görüp geçirmiş İzmir mutfağı... İşte “Mutfak Konak” projesiyle, bu zengin mutfak yaşatılacakmış.
Kayboluyor çünkü zamanla güzelim gelenekler ve lezzetler. Sefarad, Rum, Levanten, Balkan, Anadolu ve göç tenceresinden çıkıp İzmir mutfağını oluşturan yemekler...
Düşkünsen yemeğe ve tarihe Mutfak Konak projesi tam da sana göre. Sırf boyoz ya da sübye değil, ustalarından ve artık mutfaklarda belki de hiç pişmeyen kim bilir ne tarifler, ne püf noktaları öğreneceksin düşünsene.
Bu arada, köftelerimiz çoktan yuvarlandı. Sema Pekdaş önce patatesleri sonra köfteleri kızarttı. Onları bir köfte bir patates olmak üzere tepsiye dizdi. Üzerine salçalı sosu döküp domates ve biberleri dizdi. Sonra da tepsimizi bir güzel fırına verdi.
Çok yoğun bir çalışma hayatı olsa da o önce bir anne. Okul hayatı boyunca kızının kahvaltısını hazırlayıp öyle yollamış okula. Dönüşü için sıcak yemekler hazırlamış. Kızı artık kocaman ve İstanbul’da. Ama o hala bulduğu ilk fırsatta mutfağa girip yemekler pişirmeyi seviyor, yemek pişirmek ona terapi gibi geliyor, gözü soğandan yanmıyor, İzmir’in sokak lezzetlerinden de en çok söğüşe bayılıyor.
İzmir Köftesi’ni hiç sorma. Bütün tepsiyi silip süpürdük 5 dakikada...

 

Yazarın Tüm Yazıları