Ancak ligin ikinci yarısındaki Trabzonspor’u seyretmek artık zevk vermeye başladı. Başta Olcay olmak üzere yeni transferlerin katılımı ile Trabzonspor’un çehresi değişti. Dün, Osmanlıspor karşısında ilk yarıda, büyük bir fırtına olmasa da özlediğimiz Trabzonspor sahadaydı. Geride Durica yalnızca ayakları ile değil, sanki tüm vücudu ile oynadı. Uğur Demirok ise görevini yapmakla kalmadı ve Olcay’a nefis bir asist yaparak golü attırdı.
Orta sahadaki yardımlaşma ve mücadele üst seviyedeydi. O ilk yarıdaki silik ve isteksiz N’Doye bile arı gibi çalıştı. Kalede ise Onur’dan bahsetmeden olmaz. İki kritik kurtarış yaptı. Osmanlıspor ise ilk yarıda Trabzonspor’a ayak uyduramadı. Tamam, bu Trabzonspor’a tam olarak fırtına diyemeyiz ama en azından ayak seslerini duyuyoruz.
DAHA GÜZEL OLACAK
İkinci yarıda ise roller biraz değişti. Bu kez Osmanlıspor oyunu Trabzonspor yarı sahasına yıkarak gol aradı. Ancak hem Trabzonspor defansı çok dikkatliydi, hem de kalede Onur vardı. Osmanlıspor o kadar risk almasına rağmen Trabzonspor, ne doğru dürüst kontrataklara çıkabildi, ne de hızlı gelebildi. Sanki skora razı olmuş bir görüntüleri vardı.
Son 15 dakikalık bölüme gelindiğinde ev sahibi ekibin de nefesi kesildi. Trabzonspor o 15 dakikalık son bölümü çok akıllı oynayarak rakibine fazla fırsat vermeyerek galibiyet serisine devam etti. Dün başkentte Osmanlıspor karşısındaki Trabzonspor’u özetlersek, kalede Onur, defansta Durica ve ilerde ise N’Doye takımı ayakta tuttu. Ancak şundan emin olun ki, üç beş hafta sonra gerçekten de Trabzonspor’u izlemek çok güzel olacak.
Yapılan yeni takviyeler, oynanan futbol ve alınan galibiyetler bunun bir göstergesi. Sizlere bu yazımda Gaziantepspor ile oynanan maçtan fazla bahsetmeyeceğim. Öncelikle tarihi Avni Aker’e komik, plansız ve tutarsız vedadan bahsedeceğim. Bu stada veda daha görkemli olmalıydı. Bu içimizde bir yara olarak kaldı ve bir köşeye bıraktık. Tutarsızlıklarına gelince... Üç defa ‘son elveda’ dediler ama galip gelemeyince hep sonraki haftaya ‘son veda’ dediler. Nihayet kupa da oynanan Konya maçında galip gelindi ve bu veda işi de bitti. Ancak daha komik ve saçma sapan asıl konu ise Mehmet Ekici’nin durumu. Yahu adam çıkmış, “Ben Trabzonspor’da oynamak istemiyorum” diyor. Daha sizler neyi bekliyorsunuz?... Trabzonspor’da oynamak istemeyeni sen bir dakika bile tutmayacaksın. Kadro dışı bırakıp, büyük para cezaları vererek daha komik durumlara düşüyorsunuz. Ekici şimdi para ediyor ama sezon sonunda para da etmeyecek. Bu kadar borç batağında kasana 2 milyon koymak varken bu anlamsız inadı ben hiç anlamıyorum. Bu inat Trabzonspor’a çok büyük zarar veriyor bilesiniz.
FIRTINA YAKLAŞIYOR
Merhabaya gelince. Tabii ki yeni stada ve yeni Trabzonspor’a. Yeni Trabzonspor diyorum çünkü, Trabzonspor, o kadar iştahlı ve istekli ki inanılmaz.
15’de Castillo ve 28’de Yusuf Paşa (Yazıcı) ilk yarının skorunu belirledi. Trabzonspor şov ikinci yarıda da sürdü. 49’da Castillo farkı üçe çıkartınca her iki takım açısından da maç bitmiş oldu. Trabzon’da maç oynanırken kar yağıyor. Hava tahmininden ve meterolojiden falan anlamam ama futbol da Trabzonspor fırtınası yaklaşıyor, haberiniz olsun ve önlemlerinizi alınız.
Trabzonspor oyuna büyük bir iştah ile başladı. Kasımpaşa ise oyunu daha çok kendi sahasında kabul ederek, hızlı hücumlarla gol arıyordu. 10. dakikada Okay’ın, zor pozisyonda olmasına rağmen yakından vuruşunda önce kaleci Ramazan sonra da direk gole izin vermedi. Trabzonspor akın akın geliyor ve Kasımpaşa da buna kontrataklarla karşılık vererek gol atma istediğini kanıtlıyordu.
Gol de oldu ve hem de iki tane. Ancak Trabzonspor devreyi 1-0 önde kapattı. Diyeceksiniz ki, hani iki gol olmuştu? Evet iki gol oldu ama hakem Kasımpaşa’nın golünü veremedi. 33. Dakikada Koita’nın kafa vuruşunu Onur iki hamlede çıkardı ama ikinci hamle kale çizgisinin içindeydi! Tam maçın ilk yarısı golsüz bitecek derken Yusuf Yazıcı’nın adrese teslim kornerinde Mas öyle bir yükselip kafa ile vurdu ki, topu ancak filelerde görebildik.
TEK KALE MAÇ
İkinci yarıda ise eski hastalığı nükseden Trabzonspor geriye döndü. 1-0’lık skoru yeterli görerek sahasına çekildi ve Kasımpaşaspor’un gol atmasını bekledi. Yalnızca Yusuf Yazıcı inanılmaz enerjisi ve mücadelesi ile topu rakip sahada tutarak takımına nefes aldırıyordu.
Dakikalar ilerledikçe baktık ki Yusuf Yazıcı bile kendi sahasına gelerek defansına yardım etmeye başlamış. Yani karşılaşma tek kale maça döndü. İlk yarıda Trabzonspor’u ikinci yarıda ise Kasımpaşaspor’u izledik. İki takım da gol attı ama kazanan Trabzonspor oldu. Dün akşama damgasını vuran ise vermediği gol ve hatalı kararlarla hakem Halil Umut Meler’di. Yusuf Yazıcı ise paşa gibi oynayarak ve her hafta üstüne koyarak gelmeye devam ediyor.
Tek kelime ile adeta alabora olarak düşme hattına doğru hızla geriledi. İkinci yarı yine büyük umutlar, yeni transferler ve tabii ki gidenler de var. Başkan ile birlikte yönetim ve Ersun Yanal, gene Trabzonspor taraftarından sabır isteyecekler gibi gözüküyor.
- Sakın bunu aklınızdan bile geçirmeyin, artık sabır taşı çatladı. İkinci yarının ilk maçı ve Trabzonspor’u çok merak ediyorduk. Her iki takımın da hakkını yemeyelim mükemmel bir ilk yarı izledik.
- Ancak özellikle Trabzonspor’a ayrı bir parantez açmak lazım. Ersun hoca o kısa arada takımı çok iyi hazırlamış ve harika dokunuşlar yapmış. Üç beş gün önce transferini yapacaksın ve büyük bir cesaretle sahaya süreceksin. İki bek için söylüyorum. Hem Mas hem de Pereira takıma tam oturmuşlar. Özellikle Pereira ilerleyen haftalarda Süper Lig’e damgasını vuracak bir görüntüde.
- Ama bana göre Trabzonspor’un ara transferde en iyi transferi Yusuf Yazıcı. Ersun hoca ilk başlarda Yusuf Yazıcı’yı kulübede bile düşünmedi. Ancak Yusuf Yazıcı hiç yılmadı ve zorla formayı kaptı ve bir daha da kolay kolay çıkarmaz. Dün akşam da ilk yarıya damgasını vurdu.
N’Doye frenledi
- Yusuf, bir gol bir asist ile Trabzonspor’un ilk yarıda en iyileri arasındaydı. Bursaspor’da hemen hemen başa baş bir mücadele verdi ve genç Kubilay’ın golü ile maça tutundular.
- Gerçekten de böylesine tempolu, istekli, hızlı ve izleyenlere zevk veren Trabzonspor’u çok özlemişiz. Her şey yolunda giderken N’Doye sahneye çıktı. Bari faydan yok, zararın da olmasın ama nerede?
Gereksiz yere iki sarıdan kırmızı kart gören
Asıl mesleği hekimlik olan başkan Muharrem Usta, hastaya ilaç olamadı. Usta’nın göreve getirdiği Ersun Yanal ise, hastayı ayağa kaldırmayı bırak adeta komaya soktu.
Bir zamanların Karadeniz Fırtınası nasıl bu hale düştü? Fenerbahçe maçından sonra Kızılcabölük karşısında da fırtınadan eser de yok, umut ta yok. Aslında fazla uzağa gitmeye de gerek yok...
İbrahim Hacıosmanoğlu dönemiyle çöküş başladı. Kulübü kendi bildiği gibi yönetmeye çalışarak en büyük hatasını yaptı. Daha sonra da transfer üstüne transfer yaparak ikinci büyük hatasını yaptı. Teknik direktör üstüne teknik direktörlerle adeta rekor kırdı. Hakemleri hakem odasına kilitleyerek, Trabzonspor camiasına kara bir leke sürdü.
ALABORA OLDULAR
Futbol sevdalısı olan Karadeniz’in göz bebeği, Türk futboluna sayısız yıldızlar yetiştirmiş Trabzon şehri bu başarısızlığı hak etmiyor. Türk futbolunun 4 büyük takımından biri olan, Anadolu’ya şampiyonluklar taşımış, Ali Kemal, Dobi Hasan, İskender Gönen, Hami Mandıralı, Şenol Güneş, Özkan Sümer, Ahmet Suat Özyazıcı, Fatih Tekke, Turgay Semercioğlu, Hüsnü Özkara, Kadir Özcan gibi daha nice yıldızlar yetiştirmiş, futbol tutkunu koca şehir bu günler de futbol adına alabora olmuş durumda!
ÇİMLER AĞLADI
6. dakikada Mustafa Akbaş’ın şutunda top direk yerine filelere gitse, bambaşka bir maç izleyebilirdik. Bitmek bilmeyen ataklarla rakibinin üstüne giden Trabzon’u 27. dakikada Yusuf Erdoğan durdurdu. Yani kendi silahıyla vurulmuş oldu! F.Bahçe’nin korneri sonrası Yusuf topu çizgiden elle çıkartınca gelen penaltı, kırmızı kart ve gol Trabzon’un hem dengesini hem de moralini bozdu. Eksik kalan Trabzon önce oyun üstünlüğünü kaptırdı, daha sonra da rakibine teslim oldu. Rahat oynayan F.Bahçe 40. dakikada Sow ile bulduğu ikinci golle Trabzon’un umutlarını da bitirmiş oldu.
İNANILMAZ GÖRÜNTÜ
Yediği iki gol ve eksik kalmasıyla şoke olan Trabzon, ilk yarıyı güçlükle tamamlayarak soyunma odasına gidebildi. İkinci yarıda da değişen fazla bir şey olmadı. İkinci yarının ilk 10 dakikalık bölümü geçildiğinde Trabzon’un yalnızca moralinin bozulmadığını görüyoruz. Oyun planı ve disiplini de bozuk...
Trabzon’un görüntüsü o kadar kötü ki, inanılmaz. Avni Aker’e veda böyle olmamalıydı. F.Bahçe öyle rahat oynadı ve öyle goller kaçırdı ki, Trabzon yalnızca izledi. Aynı 67. dakikada olduğu gibi. Sonuçta Lens, topu sol kanattan aldı ve dört tane Trabzonsporlu’nun yanından geçerek üçüncü golü attı.
TAKVİYELER ŞART
Son 15-20 dakikada F.Bahçe skoru yeterli görerek frene bastı ve Trabzon’un biraz olsun oynamasına izin verdi. Ancak, Trabzon onu bile başaramadı. Zaten ilk yarıda durum 2-0 olunca maç bitmişti. Neyse ki sezonun ilk yarısıyla birlikte eziyet de bitmiş oldu. Ligin ikinci yarısı için söylenecek çok söz var...
Trabzon’da forvet hattı tamamen yenilenmeli. Orta sahaya ve kanatlara mutlaka takviye yapılmalı. Defansta da göbeğe en az bir futbolcu alınmalı. Ancak çok dikkatli olunmalı. Çünkü devre arasında yapacağınız transferler genellikle sorunlu futbolculardan olur. Şimdi soracaksınız, “Bu alınanlardan bir şey mi oldu ki” diye... Olmaz, çünkü malzeme bu kadar.
Beşiktaş’taki şehitlerimizin acılarını içimizde hissederken, kara haber bu kez Kayseri’den geldi. Yine şehitlerimiz var ve acımız çok büyük. Yeter artık lanet olsun. Bitsin artık bu terör belası. Gencecik evlatlarımızı sonsuzluğa uğurlayacağız, son olur inşallah.
Şöyle bir Başakşehir Stadı’na bakıyorum, ne futbolcularda moral var, ne de taraftarlarda. Yalnızca iki takım taraftarlarının, ‘Şehitler ölmez vatan bölünmez’ tezahüratı var. Tarifsiz acıları yüreğimize gömerek maçı izlemeye başlıyoruz.
İlk dakikadan itibaren iki takım arasındaki fark da ortaya çıktı. Bir tarafta ne yaptığını bilen Başakşehir, diğer tarafta ise takım görüntüsünden uzak ne yaptığını bilmeyen Trabzonspor. Trabzonspor’da her şey Mehmet Ekici’ye bağlı.
UYANDILAR AMA!
Dün akşam Konyaspor karşısında Trabzonspor’un hiç de seri falan yakalamadığı açıkça belli oldu. Hadi Konyaspor’u anlayabilirim. Ya Trabzonspor? Kupaya daha çok önem vermeli ve işini daha ciddi yapmalı. Çünkü, Avrupa’ya Trabzonspor’un tek açık kanalı kupa. Şampiyonluk falan zaten hikaye. Avrupa’da olmak için ilk beş ise, peri masalı. Avrupa için tek tutunacağı dal Ziraat Türkiye Kupası.
EKİCİ DE YETMEDİ
Konyaspor’un oyun yapısı belli. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın misali. Trabzonspor’da ona ayak uydurunca ilk yarıda sanki kör döğüşü seyrettik. İkinci yarıda Mehmet Ekici’nin oyuna girmesiyle Trabzonspor biraz daha takım görüntüsü verdi, ama galibiyet için yetmedi. Konyaspor cephesinde ise Aykut Hoca’nın zaten galibiyet için planı yoktu. Yani sonuç olarak iki hedefsiz, iki ne yaptığını bilmeyen ve iki zevksiz takımı izlemek zorunda kaldık. Bu eziyeti artık bize çektirmeyin ve aldığınız paraların hakkını verin.
