Fanların favori kiralık katili

Keanu Reeves’in başrolünde yer aldığı aksiyon serisi “John Wick” 16 Mayıs’ta gösterime girecek. Serinin üçüncü filmine ünlü yıldız Halle Berry de dahil oldu. Peki neden John Wick, fanların favori kiralık katili oldu. İlk filmi yaparken kimsenin aklından John Wick’in seriye dönüşeceği geçmemiş.

Haberin Devamı

Fanların favori kiralık katili

İntikam hikayesinin arkasındaki duygusal sebepler miydi izleyiciyi etkileyen, yoksa John Wick’in cool stili, işindeki ustalığı, gizemli tavrı, yakışıklılığı mı filmi seri haline dönüştürdü...
Ya da ilginin sebebi John Wick’e hayat veren Keanu Reeves mi...
Bunca yıldır Los Angeles’ta yaşıyorum.
Kendimi bildim bileli aktörlerin-aktrislerin hayatlarına, hikayelerine ilgi duyarım...
Okurum, araştırırım...
Aslında sadece yaptığı işlerle anılan çok fazla oyuncu var. Yüzlerini oynadıkları karakter dışında göstermek istemiyorlar.
Christian Bale, Alicia Vikander, Daniel Day-Lewis, Frances McDormand sadece bazıları.
Liste uzar gider... Ama Reeves kadar sevilenine şahit olmadım.
Ortalıkta görünmez, hiçbir davete katılmaz, reklam yapmaz. Meslektaşlarına göre az film yapar.
Tam bir motosiklet ve kitap tutkunu...
“Sanat sayılır mı bilmiyorum ama resim de yapıyorum” dedi bir röportajında...
Tamamen kendi dünyasında yaşıyor...
Toplu taşıma araçları kullanıyor. Kadın yolculara yer veriyor... Daha geçen mart ayında zorunlu iniş yapan uçakta kendini düşünmeden diğer yolculara yardımcı oldu.
Az konuşuyor, sosyal değil...
Ama öyle bir seviliyor ki aklım almıyor...
Yves Saint Laurent’in marka yüzü olunca fanları ‘modada şimdiye kadar olan en iyi şey’ hashtag’i ile mutlu-luklarını haykırdı...
İnsan ister istemez günün şartlarını düşünüyor...
Ünlülerin sosyal medyada fanlarıyla kurdukları iletişim, giydikleri markalı kıyafetler, en iyi yerlerde tatil, yemekler, şaşaalı hayatlar...
Sonra bir de daha geçen gün New York’ta röportaj yaptığım Keanu Reeves’i düşünüyorum.
Röportaj öncesi meditasyonunu yaptı, odaya girdi... Öyle sakin, öyle zorlamasız bir karizmayla oturdu ki... Az ama öz cümleleri ile konuştu...
Onunla konuşurken aslında teknoloji ile birlikte hayatımıza giren celebrity kavramı sadece illüzyon diye düşündüm.
Gerçek olan bu...

Haberin Devamı

Fanların favori kiralık katili

Haberin Devamı

Springsteen on Broadway

Dün Bruce Springsteen ve Martin Scorsese Netflix’in söyleşisinde bir araya geldi.
Davete gitmeden acaba neden müzisyen ve yönetmen eşleştirilmiş diye düşündüm.
Netflix’te yayınlanan Springsteen On Broadway’in promosyonu tarzında bir söyleşi olacaktı ama neden Martin Scorsese ile...
Scorsese’nin yeni filmi “The Irishman” Netflix için acaba bu yüzden mi eşleştirilmiş diye düşündüm.
Yanılmışım...
1973’te Scorsese’nin Mean Streets’i gösterime girmiş, Springsteen de “Greetings from Asbury Park, N.J.”yi 1973 yılında çıkartmış.
İki önemli işin de 45’inci yıl kutlaması niteliğinde bir buluşma oldu.
Bin yıl düşünsem aklıma gelmezdi...
Yaratıcı insanların ya da şirketlerin pazarlama planlamalarını yaparken göz önüne aldıkları kriterler inanılmaz.
Tabii 45 yıl kutlaması derken araya başka mevzular da akıllıca dahil edilmiş...
İkisinin de Katolik okulda okumaları söyleşinin merkezi gibiydi...
Kuralcı okullarından iş hayatlarına geçen izler, New York aşığı olmaları, Netflix’e yapılan “The Irishman”, Scorsese’nin Springsteen hayranı olması da eşleşmenin arkasında yatan diğer sebeplerdi...
İki yaratıcı insanın karşılıklı konuşmasını dinlemek bana terapi gibi geldi.

 

Yazarın Tüm Yazıları