Kalbinizi işgal edecek: Nihayet Makamı

Kadınların kalbinden, kadınların elinden çıkan bir oyun. Şaire Şehvar Hanım ile Sabriye’nin yanına, 1918’in İstanbul’una gidin... Yirminci senesine giren AltıdanSonra Tiyatro’nun, son zamanların en incelikli, en içli oyununu nasıl ilmek ilmek ördüğünü görün. İyi gelecek.

Haberin Devamı

Türk şiirinin zarif sesi, güzeller güzeli Şaire Şehvar Hanım. Tütüncüzade Akif Bey’in kızı, şiirleri en şöhretli tanburilerin bestelerine güfte olan Şehvar Hanım. Erkek şairlerin “Kadından şair olmaz” çıkışlarıyla kıvrak diliyle dalga geçen Şehvar Hanım. Hayranı, hizmet edeni eksik olmayan Şehvar Hanım. Ama bunlar biraz eskide kaldı. Biz şimdi köhnemiş bir köşkün içinde lekeli hummayla baş başa kalmış bir Şehvar ile tanışacağız.

1918’in, işgal altındaki İstanbul’undayız. Sabriye ile köşkün kapısından girip, Şehvar’la ikisinin yaşadığı bir hikâyenin, efsunlu bir rüyanın, bir musikinin içinde 90 dakika geçireceğiz. Sabriye? Sekiz yaşından beri Şehvar’ın kendisini görmesini, onun şiirleriyle yaptığı şarkıları duymasını bekleyen, Şehvar’ın hizmetçisi Sabriye. 

Haberin Devamı

Burçak Çöllü’nün hem metnini yazıp yönettiği hem de şarkılarını yazıp bestelediği ve sahnede tanburuyla icra ettiği, AltıdanSonra Tiyatro’nun yeni oyunu bu: ‘Nihayet Makamı’. Bugüne dek onlarca oyun için müzik üreten Çöllü bu kez, tamburunun zarif sesi kadar incelikli ve içli bir oyun yaratmış. Şehvar Hanım’ı Gülhan Kadim, Sabriye’yi Ayşegül Uraz geçirivermiş üstüne. Dolunay Pircioğlu ise farklı zaman dilimlerinde hareket eden bu hikâyenin şarkılarına ses verirken, hem bedeni hem de sesiyle tüy gibi dolaşıyor sahnede. Başlarda mekân/zaman karmaşası hissi veren bu sahne üstü kesişmeler, oyunun bir noktasında kendini açıklıyor. Ki Çöllü’nün rejisi, oyunun bütününde de zorlu bir metnin üstesinden sakince gelen bir yaklaşıma sahip.

Sabriye ile Şehvar’ın benzersiz ilişkisi, ikilinin ortak tarihi, ikisinin de gözünden katman katman açıldıkça oyun da benzersizleşiyor. Şarkılar seyircinin kalbini de işgal eder oluyor. İnsan, bir diğerine nasıl olur da “Sevmek değil de canımı teslim etmek benimkisi” der; bir ömür dizinin dibinde ona sesini, kalbini teslim etmek üzere nasıl ‘fare gibi’ bekler... Öyle içten anlatıyor ki... Dahası, bunu bize iki kadının da kalbinin aydınlık ve karanlık taraflarını aralayarak yapıyor. Şehvar’ın bir kadın şair olarak verdiği mücadeleyi ve yeteneğini aktarırken; aynı Şehvar’ın Anadolu’yu, ‘İstanbul’u dolduran ayaktakımını’ sınıfsal bir kibirle hor görüşünü de es geçmiyor. Keza hamuru şefkat ve sebatla yoğrulmuş Sabriye’nin kıskançlığı, küskünlüğü ve öfkeyi içeren tutkusunu da... (Bunları tek bir kılçık hissi vermeden sahneye taşıyan dramaturjide Sinem Özlek’in adını görüyoruz.)

Gülhan Kadim ve Ayşegül Uraz bu iki kadını içlerine almış sonra sahnede tekrar çıkarmış gibi bir oyunculuk halinde. Oyun boyu Şehvar’ın hayatından farklı kişilere de bürünen, anlık zaman ve duygu geçişlerini tüm bedeni ve sesiyle yansıtan Ayşegül Uraz; şimdiden yılın en dikkat çekici kadın oyuncuları arasında. Yiğit Sertdemir’in harap haldeki köşkü tasvir eden dekor, Sinem Öcalır’ın dekorla bütünlük içindeki kostüm ve İsmail Sarı’nın rüya tadındaki hikâyeyi besleyen ışık tasarımı ‘Nihayet Makamı’nın seyircinin içine usulca yerleşmesine hizmet ediyor.

Tanıtım metninde, Şehvar’a ilham olanın Şair Nigâr Hanım olduğu yazıyor. Bu işin gücü, ‘kadınların kalbinden çıkmış bir hikâye’ oluşunda kanımca. En azından kalbim öyle diyor. Hem “kadınların kalbini kadınlar anlayabilir sadece”... (Yine de Oyun Atölyesi’ndeki gösterimde koltuklarından gözü yaşlı kalkanların sadece kadınlar olmadığını da sevinçle not etmek isterim.) 

Haberin Devamı

İyi bir roman okurken olur; günlük işlerle meşgulken aklınıza geliverir karakterler, bir an önce kitaba dönmek istersiniz. Oyunun ertesi sabahı odamı toplarken, akşam soğanları zeytinyağında çevirirken iki ayrı seferde kendimi Şehvar’la Sabriye’yi düşünüp, işim bitsin de onlara döneyim diye acele etmeye başlarken yakaladım... ‘Nihayet Makamı’nı görün, Şehvar, Sabriye ve şarkıları bir süre size de eşlik etsin. “Durup ince şeyleri anlamaya hiçbirimizin vakti yokken”, iyi gelecek.  

YILDIZ: 4.5

NİHAYET MAKAMI
ALTIDAN SONRA TİYATRO

Yazan-Yöneten: Burçak Çöllü
Oyuncular:
Gülhan Kadim, Ayşegül Uraz, Dolunay Pircioğlu/Ayşegül Aykaç (hanende), Burçak Çöllü (sazende).
Süre:
90 dakika
Ne zaman&Nerede:
1, 2, 13, 14 Şubat, 20.30’da Kumbaracı50’de.
Bilet Fiyatı: Tam 55, öğrenci 35 TL.

Yazarın Tüm Yazıları