Kuzey Ege Kaçış Rotası – Assos

DÜNYANIN en güzel ülkesine, dünyanın en güzel mevsimi geldi... Sonbahar!
Sonbahar’da insan kalabalığından uzak, doğa ile içiçe “atlayıp gitsem” diyenler için Kuzey Ege’nin en güzel rotalarından oluşan bir kaçış planı hazırladım sana güz tutkunu okur.
3 fotoğrafçı arkadaşımı da (instagram isimleri ile @emirali_kokal, @Civilking, @audiosoup) ikna ettim, bayram kalabalığı basmadan düştük yollara. İlk durağımız Assos’tu. Assos, Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde, Edremit Körfezi’nin kıyısında yer alan müthiş bir antik kent. Asıl ismi Behramkale, ancak bölge halkı ve turistler dahil herkes Assos ismini kullanıyor. Tarih boyunca Yunan, Makedon, Pers dönemlerinde yerleşim gören bölge Ortaçağ’da terk edilmiş. Dönemin zengin limanlarından biri olan Assos, günümüzde antik limanı, tapınakları ve balıkçı köyleri ile enfes bir kaçış destinasyonu. Yazı dizim, önümüzdeki haftalarda sırasıyla Adatepe Köyü, Yeşilyurt Köyü ve Tahtakuşlar Köyü ile devam edecek.

Athena Tapınağı

MÖ 900’lerde kurulan Assos Antik Kenti’nin en göz alıcı yeri, şehrin en tepesine yapılmış olan, Dorik yapılı, Athena Tapınağı. Şehrin bir diğer turistik özelliği de tapınaktan görülen muhteşem manzara. Aktif olduğu zamanlarda Assos, bulunduğu bölgedeki tek büyük limana sahip olduğu için geçen gemiler sayesinde zengin olmuş. Kentin ayrıca büyük bir antik tiyatrosu da var. Özellikle gün batımı bu noktadan enfes.

Antik Liman

Sakin hayatlar üzerine bir güzellemenin ana duraklarından biri Assos. Magazinin, siyasetin, nefret söyleminin, kısacası biz ölümlü fanilerin dünyasının çok dışında bir yerden bakıyor hayata. Bunun için çok kıymetli. En iyi tarafı da bölge o kadar doğurgan ki, aynı gün içinde bir çok köy ve antik kent radarına giriyor. Dik bir virajla inilen antik liman, bozulmamış taş konakları ve küçük, mütevazi balıkçılarıyla tarihten çıkıp gelmiş gibi.

Sivrice Köyü

Sivrice Köyü ve koyu, yaşamını balıkçılıkla ve pansiyonerlikle sürdüren, Ege’nin belki de en mütevazi köyü. Ancak şimdilerde, yaşamla ölüm arasındaki o çok ince çizgi işte bu koyun önündeki o çok uzak ufuktan geçiyor her gün. Ufuk çizgisinin tam önünden içinde 30-40 can yüklü küçücük botlar Yunan’a doğru yola çıkıyor. Sen sadece dudaklarının arasından sessiz bir dua mırıdanabiliyorsun. Kimin elinin kimin cebinde olduğunu bilmedikleri bir savaştan kaçıyor bu insanlar. İnanın bana bu yolculuğa hiç kimse çıkmak istemez. Giden geri döner mi, kimse bilmez... Bu savaşı durduracak kimse yok mu? Mültecilerin yaşadıkları yetmezmiş gibi Türk mafyası iş başında. Sahte can yelekleri, 60 bin liradan satılan 6 metrelik dandik zodyaklar... İçiniz kurusun, o içi sünger dolu can yeleklerini satan eliniz kurusun.

Nerede kalmalı?

Hayat bazen çok zarif aileleri, çok özel coğrafyalarla buluşturuyor. Assos’taki İda Costa Oteli’nın sahipleri olan kimya mühendisi aile de onlardan biri. Ayvacık’taki araziyi satın aldıklarında 40 odalı bir otel çıkartabilecekken, tek bir ağaç kesmeye kıyamadıkları için 20 odalı, doğanın içine saklanmış, sadece doğal taş ve ahşaptan oluşan bir dünya yaratmışlar. Bir otel gurusu değilim, ama dünyanın dört bir yanında yılların otel müşteriliği tecrübem var. Ve bu tecrübe ile oluşan kendimce bir “check” listem... Bu otel tüm maddeleri karşılıyor... Akvaryum gibi bir deniz. Bisikletler. Büyük banyo. Büyük havlu. İyi kahvaltı. Banyoda doğal sabunlar (hatta kadınlar için deniz sonrası saç açıcı sprey), güler yüzlü temiz servis. Konforlu yataklar. İyi bir iklimlendirme sistemi. Sessizlik. Girişteki, özenle korunan 400 yıllık zeytin ağacı. Spa. Spor salonu. Birbirini rahatsız etmekten çekinen otel misafirleri. Tüm yıl açık olan otelin ekim ayı fiyatları; 2 kişi için sabah kahvaltısı + akşamüstü 5 çayı ikramları + akşam yemeği dahil 400 TL. www.idacosta.com

Nerelere gitmeli?

Antik liman, Athena tapınağı, Kadırga koyu, Yeşil liman, Sivrice ve Sokakağzı koyu, Kozlu köyü, Büyük Hüsun, Kayalar Köyü ve Babakale; bölgede mutlaka ziyaret etmeniz gereken noktalar.