Ağustos sendromu

Haberin Devamı

MİLLETÇE ne kadar zor zamanların içinden geçiyor olsak da bir yandan da sivil hayatta yaz bitiyor. “Ne bitmesi, iznimi daha yeni aldım dur yahu” diyenleri duyuyorum. Senin yıllık izne yeni çıkıyor olman tam 20 gün sonra eylülün geliyor ve benim yaprak döküyor olacağım hadisesini değiştirmez. Evet çocukluğumdan beri ağustos sendromum var benim. Daha ilkokulda ağustosun 10’u gözüktü mü başlardım kendimi kahırla o yataktan bu yatağa atmaya. Biliyorum ki, az bir süre sonra eylül gelecek ve sokak çocuğu hükümranlığım bitecek. Yine okula gideceğim. Yine ders çalışacağım. Yine soğuk, gri, pis bir kış gelecek. Bu tuhaf sendrom üniversite bitince kendiliğinden geçti. Ama izleri kalmış olacak ki, bu sabah içimde derin bir endişe ile uyandım. 20 gün sonra yaz bitiyor. Ve sen bu yaz kendin için ne yaptın ey yanakları güneş yanığı, elinde dondurma, ayağında sandalet ile kalakalacak canım okur? Yaz günlerinin kadim dostu yazarın, elbette seni unutmadı ve derin bir ağustos sendromuna girmemen için bak bu pazar sana ne öneriler hazırladı...

Haberin Devamı

Ağustos’ta Çeşme’yi (ilk kez) sevme sebeplerim

Son beş yıldır temmuz ve ağustos ayları takvimimde Çeşme yok. Bu hafta çok yakın iki Fransız dostumun Çeşme’ye üstelik de Alaçatı’ya gelmesi sebebiyle ben de kendimi Çeşme’de buldum. İşte bana bu ağustos cıngıllığında Çeşme’yi sevdiren bir kaç not:

Villa Kore: Hayatına giren herkese bir şekilde dokunan, hayattaki gustomu, estetik duygumu kazanmamda büyük emekleri olan iki kadının Ayşen Ertenü ve Azize Ertenü’nün Çeşme’nin en sevdiğim koyunda, 10 gün önce açtığı Villa Kore. Hikaye enteresan. 1975 yılında, aynı zamanda iş ortağı ve çok iyi arkadaş olan baba Hasan Ertenü ve dayı Ferda Kahraman’ın Güney Kore’ye yaptıklari tütün ihracatının parasıyla ortak aldıkları arsada, o dönemin en saygın mimarlarından Sadi Tugay tarafından inşa edilmiş. Yıllarca Villa Kore olarak anılmış. İşte Ilıca Yıldızburnu Koyu’ndaki bu çok özel yalı evi, henüz 10 gün önce 27 odalı nefis bir otel olarak hizmete başladı. Daha şimdiden yabancı dergilerin dikkatini çekmeyi başardı. Villa Kore, Çeşme’yi dünyaya pazarlamak istiyorsak eğer, bölge için önemli bir turizm yatırımı.

Haberin Devamı

Ağustos sendromu

Hafta içi Sole Mare’de deniz banyosu: Deniz banyosu anneannemin lafıdır oldum olası severim, yeri gelmişken kullanayım. Sole Mare’nin yaz başı ve yaz sonu denizini, müziklerini, yemeklerini dünyada hiç bir şeye değişmem. Ağustos ayında hafta içi de şahaneymiş. Bizim (yazımın başındaki) Fransızlar bayıldı.

Ağustos sendromu

Cumartesi Fly-Inn: O kadar beach kültürüm yok ki, geçen yaz başı açılan Fly-Inn’e bu yaz anca yolum düştü. Evet kalabalık, evet çok büyük, ama bugüne dek Çeşme’de gördüğüm bu ebattaki en başarılı operasyonlardan biri. Ne servis aksıyor, ne yemekler o kalabalığa rağmen tatsız, tuzsuz çıkıyor. Her şey tam olması gerektiği gibi. Su sporları merkezi, dev salıncağı, uçaklı muçaklı atmosferiyle baya iyi. Bizim Fransızlar burayı da çok sevdi. Ben de sevdim.

Haberin Devamı

Ağustos sendromu

Çeşme Marina’da Yaşar: Cuma akşamları insana mutluluk veren sahnesiyle Yaşar çıkıyor. Kapıdan da bilet alabilir, sevdiceğinizle hem romantik, hem hop hop hoplamalı bir gece geçirebilirsiniz. Yaşar’ın sahnesi bizi yine (ve hatta benim Fransızları bile) mest etti.

Ağustos sendromu

Sensus Alaçatı: Galata’nın en sevdiğim mekanı, Galata Kulesi’nin hemen yanındaki, Anemon Galata’nın altındaki Sensus, Alaçatı’ya bahçe içinde nefis bir restoran açtı. Galata’daki şubesinde hiç bir zaman hayal kırıklığına uğramadığım Sensus’a siz bu yazıyı okurken Fransızlarla birlikte gitmiş olacağız. İzlenimler haftaya.

Ağustos sendromu

Urla Bağcılık’ta büyülü bir gece

Ağustos sendromu

Bu yıl Urla Bağbozumu Şenlikleri, nihayet ve ilk kez düzenlenmeye başlıyor. Mutluyuz. 14 – 16 Ağustos tarihlerinde Urla’da ve çevresindeki bağlarda kesimler yapılacak, paneller, yelken yarışları, çocuk etkinlikleri, halk dansları gösterileri, şiir dinletisi, briç turnuvası ve konserlerle renklenecek. Başlangıç etkinliği ise Urla Şarapçılık Bağları’ndaki nefis konser. Kraliyet Müzik Akademisi mezunu piyanist Ayşedeniz Gökçin ve dansçı Ekin Bernay’ı bir araya getiren #nirvanaproject, İzmir’de ilk kez Urla Şarapçılık’taki büyülü gecede buluşuyor. Gece boyunca ikramların yapılacağı gece 20:30’da başlıyor. Bilet sayısı sınırlı. Ve bir rezervasyon ile en faza 4 kişilik yer satın alabiliyorsunuz. Urla Şarap Üreticileri ve Bağcılık Derneği tarafından düzenlenen gecenin bilet fiyatları 150 TL. Ayrıntılı bilgi ve bilet satın almak için Nurcan Hanım: 0530 280 82 94 ya da www.winesofurla.org

Yazarın Tüm Yazıları