Öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer…

Andreas Heinecke adında bir adam bir gün radyo istasyonunda çalışırken, bir kaza sonucunda görme duyusunu kaybeden bir görme engelliyle karşılaşır. Önce acıma duygusu hisseder ve nasıl davranması gerektiğini bilemez. Andreas, genç meslektaşını iyi bir radyocu olması için eğitirken, görme engelli genç de onun hayata dair konularda eğitmeni olur. Kelimenin tam anlamıyla, görme engelli bir insan Andreas’ın “gözlerini açar” ve onun farklılıkların ötesine geçerek neler yapabileceğimiz konusunda düşünmesine sebep olur. Anderas,  1989 yılında ilk sosyal girişimi olan Karanlıkta Diyalog’u kurar.

Haberin Devamı

Karanlıkta Diyalog etkinliğine zamanla Sessizlikte Diyalog eklenir. Ve bugün, Türkiye de dâhil otuz ülkede hizmet veren kocaman bir aile olur.

Öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer…

Karanlıkta Diyalog’u Türkiye’ye getiren Hakan Elbir, 43 yaşında genç bir adam. Kendisini ve iş ortağı Kerem Okumuş’u (altını kalın çizerek) “Sosyal Girişimci” olarak tanımlıyor. “Dünyada olan Sosyal Girişimciliğin, Türkiye’de yasal mevzuatta karşılığı yok maalesef.” diyor ve ekliyor “Ben müzeciyim aslında, uzun yıllar Pera müzesinin yöneticiliğini yaptım.  2013 yılında toplumsal projeler üzerinde çalışıyorduk. Bir gün Kanada’dan bir arkadaşım bana ‘Hakan, senin sosyal meselelerle ilgilendiğini biliyorum. Müzecisin de, ikisinin bir arada olduğu bir proje var.’ dedi. ‘Hadi canım!’ dedim. Nasıl bir şey diye filan sordum bana sadece ‘Hamburg’ a git, kendin deneyimle.’ dedi.

Haberin Devamı

Öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer…

Kerem’le birlikte Hamburg’a gittik, gördük. O kadar etkilendik ki, ‘Biz bunu ülkemizde yapacağız.’ dedik. Karanlıkta Diyalog’un kurucusu Andreas, bize dedi ki; ‘Hakancığım,  bu işlerde para yok. Para olsaydı bunu Türkiye’de muhtemelen senden önce yaparlardı. Akıllı bir adama benziyorsun. Bunu bilerek giriyorsun değil mi?’ dedi. ‘Evet’ dedim. ‘Yatırım için çok para lazım. Sen zengin bir adam mısın?’ dedi. ‘Değilim ama para bulmayı biliyorum.’ dedim.  ‘Tamam’ dedi ve biz Andreas’la sözleşme imzaladık.

İşin komik tarafı Kerem’le uçakta dönerken kafamızda tek bir soruyla dönüyorduk. Rehber için görme engellileri nereden bulacağız? Para yok, mekân yok ama bize zor gelen kısım görme engelli rehber bulamama kısmı. Hatta, Almanya’dan rehber mi transfer mi etsek diye ciddi ciddi konuşuyoruz. Çünkü o güne kadar ne görme, ne bedensel, ne işitme hiçbir engel gurubundan rehber olabilecek kimse yok.

Haberin Devamı

Neyse biz İstanbul’a geldik, önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi Engelliler Müdürü Bekir Köksal ile görüştük. O bizi Fatih Demircan’a yönlendirdi.  Fatih Bey, bize burayı yani Gayrettepe Metrosu’nu gösterdi.  Büyükşehir Belediye Başkanı Erişilebilirlik Danışmanı Mimar Müberra Kavak Kara’da çok yardımcı oldu. Bugün buradaysak bu isimlerin sayesindedir.  İstanbul Büyükşehir Belediyesi bizim ev sahibimiz oldu ve hâlen daha bize ev sahipliği yapıyor. Çok da güzel bir ekip kurduk,  çoğu arkadaşla halen devam ediyoruz. Görme ve işitme engelli olarak  yirmi  kişi, engelsiz sekiz çalışanımız var. 

Öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer…

Hakan Bey’in sıkıntısı devletin sahip çıkmaması. Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Ahmet Fakıbaba’nın siyasete olan önyargılarını kırdığını söylüyor Hakan Bey. “Onun gibi bir iki isim projeye sahip çıksa çok şey daha güzel olabilir.” diyor.  Projenin şu anki sponsoru Türkcell… “Ama” diyor, “dünyada Karanlıkta Diyalog’u sponorla yapan tek ülke biziz. Diğerlerinin hepsi devlet desteğiyle yapıyor projeyi. Avrupa’da 5 ülke finansını karşılıyor ve öğrencilerine Karanlıkta Diyalog’u deneyimlerini mecbur kılıyor.”

Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta Hanife’nin organizasyonluğunda Tansu Özkök ile birlikte Andreas’ın Karanlıkta Diyalog’una gittik. 

Öğrenmenin yolu karşılaşmaktan geçer…

Etkinlik öncesi söyleşi yaparken Hakan Bey bize Karanlıkta ve Sessizlikte Diyalog’la ilgili ziyaretçilerin deneyimlerini anlatırken içimden, “Dört duvar arasında ne kadar ilginç şey olabilir ki, neticede karanlık bir mekâna girip görme engelli bir arkadaşın rehberliğinde deneyim yaşayacağız.” diye geçirmedim desem yalan olur.

Tabii bu düşünceler, o dört duvarın içine bu kadar şeyi nasıl sığdırdıklarını görmeyene kadardı. 60 dakikalık etkinlik sonrası rehberimize “Ben burayı çok merak ettim, etkinlik sonrası ışıkları açsanız da görsem?” dedim. O da bana “Ben de dışarıyı merak ediyorum ama göremiyorum.” dedi.

Haberin Devamı

Karanlıkta Diyalog’a, giderken niyetim; bir görme engellinin günlük hayatta yaşadığı zorlukları anlamak, görmemenin onların hayatına kattığı eksiklikleri hissetmekti.  Ama deneyimden çıktıktan sonra hissettiğim tek şey görmenin hayatıma kattığı eksiklikler oldu. Gördüğümü zannettiğim her şeye eksik baktığımı,  karanlığın o kadar korkulacak bir şey olmadığını anladım. Yüzüme vuran rüzgârı gördüm o gün. Tanıdığım görme engellilerin neden o kadar neşeli ve cesur olduğunu anladım.  Gördüklerimin beni korkak ve mutsuz yaptığını anladım o gün.

Yeğenim H. Betül’ün “İtiraf etmek gerekirse yarın vapura binsem ve Yaşar Kemal şiiri dinlesem, bugünkü kadar beni etkileyemezdi.” sözlerini de not olarak düşmek isterim.

Haberin Devamı

Karanlıkta veya Sessizlikte Diyalog’a empati için filan değil kendiniz için gidin.

Fazla detay verirsem, filmin sonunu anlatan insan psikolojisine gireceğim için susuyorum. Yalnız rehberimiz Harun’un size selamı ve bir mesajı var; Lütfen sesli trafik lambası olmayan ışıklardan  KIRMIZI yanarken geçmeyin. Çünkü biz sesli uyarı olmayan yerlerde insanlara göre hareket ediyoruz. Siz gördüğünüz için araçlardan kaçabilirsiniz ama biz kaçamayabiliriz.

- Karanlıkta Diyalog her gün ziyaretçilere açıktır. Şimdilik sadece İstanbul Gayrettepe Metro İstasyonu’nda, haftanın 7 günü hizmet vermektedir. Pazar günleri 12:00 - 19:30, diğer günler 10:00-19:30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz.

Yazarın Tüm Yazıları