Birileri Tayyip Bey adına, birileri Allah adına racon kesiyor…

Benim milletimle, partimle paylaşacağım bir düşünce, bir teklifim varsa bunun yolları bellidir. Kimsenin racon kesmesine de ihtiyacım yoktur. Eğer racon kesilecekse bu raconu bizzat kendim keserim bu da böyle biline.” sözleri hem “Kast edilen kişiler kim?” sorusunu gündeme getirdi hem de “Cumhurbaşkanı racon keser mi?” itirazlarını.

Valla benim çok hoşuma gitti bu “kendi raconumu kendim keserim tepkisi”. Zira bazı köşe yazarlarının tam olarak yaptığı bu. Kimse üstüne alınmıyor ama hiç şüphem yok Tayyip Bey daha açık ve daha net konuşacaktır.

Yalnız, gerek bazı köşe yazarlarının gerekse bazı Ak Partililerin, Tayyip Bey adına racon kesmesinin ve bunu yaparken de birçok insanın mağdur olmasına, gönüllerinin kırılmasına sebep olmasının en büyük nedenlerinden biri bu kişilerin kestikleri raconun değer bulması ve ödüllendirilmeleridir.

Racon kesme tabirini çok sevmemin nedenlerinden biri de şudur;

Ülkemizde Cumhurbaşkanı adına racon kesen sadece köşe yazarları ve siyasetçiler değil elbette.

Uzun zamandır muhafazakâr kadınlarla hocaları karşı karşıya getiren durum da birilerinin Allah adına racon kesmesinden kaynaklanmıyor mu?

Hayır, burada kıvırma, üstüne alınmama durumu var da orada iş zor…

MURAT BAŞOĞLU’NUN HAYATINI KİM MAHVETTİ?

Murat Başoğlu’nun “Hayatımı mahvettiler, ben artık yokum.” suçlamasını okuyunca yüreğim sızlamadı nedense.

Nasıl oluyor anlamıyorum; Evlisin, teknede bir kadınla samimi bir şekilde görüntüleniyorsun ama hayatını mahveden sen değilsin, başkaları.

Üstelik teknolojinin bu kadar ilerlediği bir zamanda fotoğraftaki kadının kimliğini inkâr ediyorsun ve o kadın öz yeğeni çıkıyor.

Yasak ilişki tanımlamasını masum bırakacak bir ensest ilişki.

Olay, Başoğlu’nu ve yeğeninin aileleri dâhil herkesi “keklemesinden” ziyade toplumsal bir soruyu gündeme getirmiştir. Her ne kadar sosyal medya olayı laiklik ve dindarlık gibi sığ ve anlamsız bir tartışma üzerinden yapsa da bakalım;

Gazetelerin 3.sayfa haberlerinde çıkan ensest ilişkilere gösterdiğimiz tepki kadar Başoğlu’nun ensest ilişkisine de tepki gösterecek miyiz?

Yoksa karşılıklı rızaya dayalı bu ensest ilişki, sadece ilginç bir magazin haberi olarak mı kalacak?