Bir Hasan Kılıç geçti Hürriyet’ten

Haberin Devamı

20’lerimin başındaydım onu tanıdığımda...
Hasan Kılıç...
Hasan Abi...
Hürriyet’in sorumlu yazı işleri müdürü.

Gündüz gelip akşama doğru enerjisi azalan insanlara inat, o akşamüzeri pırıl pırıl gelirdi.
Full enerji.
Çünkü gececiydi.
Gecelerin prensi.
Mesleğe tutkuyla bağlı gazetecilerden.
Gerçek gazetecilerden.
Eski toprak.
Vefa, hoşgörü, tevazu, sadakat onu tanımlayan kavramlardan sadece bazıları.
Hürriyet’e açılan hukuk davalarına da o giderdi.
Bu gazeteye hastalık derecesinde bağlılığı vardı.
Hey gidi günler, aradan 25 yıla yakın geçti, Hasan Kılıç meslekte 37 yılını doldurdu.
Ve geçen gün emekli oldu.

HÜRRİYET’İN SEMBOLLERİNDENDİ

Bir Hasan Kılıç geçti Hürriyet’ten
Fotoğraflar: Sebati KARAKURT

Haberin Devamı

O, benim için Hürriyet gazetesinin sembollerinden biriydi.
Tıpkı Hürriyet’in santralını aradığınızda, size güven verici bir sesle, “Hürriyet iyi günler” ya da “Hürriyet iyi akşamlar” diyen santral memuresi Semra Canaydın gibi.
Doğan Hızlan gibi.
Fikret Ercan gibi.
Arif Dizdaroğlu gibi.
Yalçın Bayer gibi.
Celal Korkut gibi.
Ve işte o emekliye ayrılınca, bir tuhaf oldum.
Bir dönem, benim için onunla kapandı.
Hiçbir zaman ona bağlı çalışmadım, bir ast-üst ilişkim de olmadı ama ona hep saygı duydum.
Artık onun gibi bu mesleği tutkuyla yapanlar azaldı.
Yalan yok, eskiden daha itibarlı bir meslekti.
Ben hâlâ ölüp bitiyorum yaptığım işe o ayrı ama şu da bir gerçek ki Hasan Kılıçlar yok artık.

BÜTÜN KIZLARA “GÜL” DERDİ

Bak şimdi aklıma geldi...
Bütün kızlara “Gül” derdi.
Adı ne olursa olsun, onun için bütün kadınlar Gül’dü.
Bu da beni hep güldürürdü.
Aslında bu, onun seni benimsediğini, sevdiğini gösterirdi.
Bana, “Ayşecik” derdi, bir huzursuz olurdum, “Ulan acaba benden gıcık mı alıyor, herkes Gül ben niye değilim?” diye.
Geçen gün yazıştık, “Yok yok sen de Gül’sün” diye cevap yazdı!


Karışma, konuşma,
karıştırma

Haberin Devamı


İnsanlardan biraz da uzak duran biriydi.
Kimsenin işine burnunu sokmazdı.
Onun kendi dünyası vardı ve işini en iyi şekilde yapardı.
Şöyle öğütleri de var: “Karışma, konuşma, karıştırma!”
Bunca yıl gazetecilikten sonra emekli olunca neler yapacak acaba?
Bafra’da yerel bir gazete çıkarıyordu aynı zamanda, ona devam eder belki...
Yakışır ona...
Neyse ne...
Yolu açık olsun.
Onu hep sevdiğimizi, saydığımızı bilsin.
Güle güle Hasan Abi...

TEK KELİMEYLE ADAMIN PEŞİNDEN GİDER
TEK KELİMEYLE ADAMDAN KAÇAR!

Bir Hasan Kılıç geçti Hürriyet’ten

Geçen gün bir arkadaşım beni çok güldürdü.
Harika bir kariyeri var, sıkı bir şirkette, iyi bir pozisyonda çalışıyor. Dünyanın en iyi üniversitelerinden birinden mezun.
Güzel... Yaşı da 35.
Dedi ki, “35’inde bekâr bir kadın olmanın zorluklarını yazsana...”
“Ne ki?” dedim, “Zorlukları...”
“E bir kere kariyer yapıyorsan, zamanının büyük bir bölümünde çalışıyorsun. Sana sevgili yapacak zaman kalmıyor. Yaşıtlarının bir kısmı evlenmiş oluyor, hatta aile kurmuş, çoluk çocuğa karışmış. Onlardan değilsin ama senin içindeki biyolojik saat de zırıldıyor. Eskisi kadar kolay insan beğenemez oluyorsun. Artık kendine yetmeyi de biliyorsun, olur olmadık adamları hayatına sokmak istemiyorsun...”
“Eeee...”
“E’si insanların seni biriyle tanıştırmalarına itiraz etmiyorsun. Şansını öyle de deniyorsun. Nitekim geçen cuma denedim...”
“N’oldu peki?”
“Masadan nasıl kaçacağımı şaşırdım...”
“Neden?”
“Adam son derece hoş, yakışıklı, iyi eğitimli, iyi bir işi var. Ama işte girdik lokantaya, ‘Ben bir lavaboya gidip geleyim’ dedi. Benim için o ‘lavabo’ lafı olayı bitirdi. Bir şans daha vereyim diye düşündüm içimden. Konuşmanın ilerleyen zamanlarında ‘Bayan’ kelimesini kullanmasın mı? Kullansın... Ama lütfen benim yanımda değil...”
Güldüm. Öyledir.
Bu kadın milleti bir acayiptir, tek kelime için bir adamın peşinden gider, tek kelime için bir adamdan fellik fellik kaçar.
Mesela dans etmek yerine ‘oynamak’ diyen bir adam, benim de sinirimi bozar...
-Gel biraz oynayalım...
Yok biz seninle oynamayalım. Sen iyi bir oyun arkadaşı olamazsın!
Aynı şekilde ‘de’yi, ‘da’yı bitişik yazanlar da şanslarını zorlayan insanlar. Bunlardan gıcık kapan kadınlar da çok.
Türkçeyi iyi kullanmaktan ya da dilbilgisi kurallarına uymaktan çok, bunlar seviye belirleyen şeyler. Kibirli evet. Ama bir sürü kadın için gerçek.
Neyse, erkeklerde sinir olduğumuz şeyler konusuna geri döneriz... Kıskanç erkek, cimri erkek, kendini çok önemseyen erkek gibi...
Siz de gıcık olduğunuz erkek özelliklerini bana yazın.
İyi hafta sonlarııııııı...

Yazarın Tüm Yazıları