Kendimi Türk doktorlarına emanet ediyorum

Etme niyetindeyim çünkü bu haftasonu yaşadıklarımdan sonra fena halde doldum.

Haberin Devamı

Hatta taştım, kabıma sığamıyorum. Hop oturup hop kalkıyorum.
Doktorlar derken derdimi tek doktorla çözmek arzusuyla yanıp tutuşuyorum aslında...
Bugünden sonra da ne siz beni iyi tanıyan okur dostlarımdan, ne anamdan, ne kardeşim Ayça’dan, ne de bir arkadaşımdan “Ayşe sokağa çık, sosyalleş azıcık” lafını duymak istiyorum.
Ha ben ne zaman şu doktor işini hallederim, o zaman zaten eve anca yatmadan yatmaya girerim.
Evet, perşembeden beri söz dinledim, katılmam gereken eş dost yemeklerini, arkadaş buluşmalarını bu sefer sallamadım, gittim.
Hem iki insan görürüm, hem olur ya iki insanla tanışırım dedim, kısmet işi böyle şeyler.
Kendime göre hoş ve güzel bir kadınım ben, arkadaşlarım söyler. Annemin arkadaşları da söyler. Kardeşimin arkadaşları da söyler. Kızımın arkadaşları bile söyler.
Ayol kimseler söylemese gözlerim görüyor, şükür aynaya bakıyorum, ben görüyorum, o yeter.
Her şeyi geçin, boyum posum yeter. Topuksuz 1.73... Topuklu ayakkabı da ne pond verdiyse.
Göz deseniz çekik maşallah, burun deseniz (estetik de olsa) hokka.
Giyindim, boyandım, dudaklar etli etli mürdüm renginde.
Başta çekingenimdir ama bir iki bardak şerefeden sonra esprili de bir kadın olur, çıkarım ortaya.
Tanıştırıldım yeni insanlarla. Bu insanlar genellikle erkektiler elbette, nedense...
Ben ağzımın içine düşeceklerini zannettiğim her seferinde, tam üç gece boyunca kimse ağzımın içine düşmediği gibi, her gece salakça bir yaş muhabbeti döndü masalarda (ya da ayakta durduğumuz standlarda.)
Benim yaşım hep ya kendi yaşım olan 43 ya 45 ya da 46 olarak tahmin edildi.
Alkolden ayakta duramayan, benim yaşımı 49 olarak tahmin eden zatı saymıyorum, çift görmesine veriyorum.
Her gece eve daha da çökük dönen ben, gündüzlerimin yarısını ayna karşısında, diğer yarısını da internette doktor arayarak geçirdim hafta sonu boyunca.
Kaşlarımda botoks vardı. Birkaç sene evvel bir televizyon kanalında Kerem Alışık’la program yaparken, kaşlarım çok kalkık olduğundan yapımcı “çok sert bakıyorsun” dedi. “Yumuşak dur, indir kaşlarını”...
Sürekli kulağımdaki böceğe bunu söylerdi. Bu duruma artık dayanamayan ben gidip kaşlarıma ters botoks yaptırıp canım kaşlarımı iş aşkı yüzünden aşağı indirmiş, sonra da yapımcının karşısına geçip “Oldu mu?” demiştim.
Şimdi de internetten suratıma 30’luk görünmek için yaptıracaklarımı buldum.
Kök hücre ile yüz gençleştirme, gözaltı ışık dolgusu, altın oran estetiği, smas lift, dudak -ağız çevresi gençleştirme, göz kapağı estetiği, kulak memesi estetiği, volümetrik yüz gençleştirme, şemsiye askı...
Aslında yara izi tedavisi de varmış, vücudum ameliyatlardan kalan yara izleriyle dolu ama şimdilik dış görüntü önemli, zaten bu zamanda içine bakan yok nasıl olsa.
Kendimi Türk doktorlarına emanet ediyorum.
Bir de Türk bankalarına; kredi almam gerekecek sanırım o anlamda...

Yazarın Tüm Yazıları