Ece para pul istemiyor, şimdi oldu mu?

Bazılarınızı anlamakta, düşünce tarzlarınızı kavramakta zorlanmaktayım.

Haberin Devamı

Sadece bu konu için geçerli değil yazdıklarım. Genel olarak hep bir saldırı halindesiniz, işte ona şaşarım.
Nedir bu öfke dolu yaklaşım? Hiç mi sabrınız kalmadı? Hiç mi bakış açınızı geliştirmeyi denemiyorsunuz anlamadım!
Ece’nin mektubunu yayınladıktan sonra yorumlarınızı tek tek okudum. Olayla ilgili sosyal medyadaki yorumları da inceledim. Üzülenler de var, empati kuranlar da...
Diğerleri ise “zengin avcısı”, “şımarık”, “evlenmesinin tek nedeni zaten çocuktu” gibi yorumlarla Ece’yi yargılar şekildeydi.
Sorarım size sevgili okurlar; siz evliliği süresince Ece’yle birlikte miydiniz? Kendisiyle bir samimiyetiniz var mı? Eşinin maddi durumu hakkında kesin olarak ne tip bilgilere sahipsiniz?
Bu ülkede bir kadının boşanması ne derece güç bilir misiniz? Ece’nin başına gelenler ya sizin ya da bir arkadaşınızın, kız kardeşinizin, yeğeninizin, kuzeninizin, herhangi bir akrabanızın başına gelseydi... O zaman da Ece’ye bu kadar katı davranabilir miydiniz?
Paranız pulunuz olsa da yalnız başına bir evlat büyütmek kolay mı dersiniz?
Sevgili kadın okurlar, aranızdan hiçbiri hamileyken şiddete maruz kaldı mı söyler misiniz?
Ben bir iki şey açıklayayım da üzerimde kalmasın. Mektubu yayınladım duygu sömürüsü yaptım olmasın!
Ece’nin evliliği boyunca “Eşi ona son model araba aldı” benzeri haberler çıktı. Bunların hepsi eşinin araba galerisi olması nedeniyle, galerinin reklamını yapmak içindi. Yani hiçbir zaman araba alınmadı! Ece evlendiğinde kendisinin zaten iki arabası vardı.
Ama evlilikleri sırasında hayat standartlarını yükseltmek ihtiyacı duydukları için (artık anlayan anlar, anlamayan da anlamaz) Ece iki arabasını da sattı. Evi geçindiren de Ece’ydi!
Eymen bebeğin masraflarını genellikle sponsor firmalar karşıladı.
Beraber yaşadıkları ev de Ece’nin kendi evi.
Yani neymiş? Demek ki zengin koca durumu yokmuş! Ece de maddi manevi tazminat ya da herhangi bir mal mülk istemeyecek. Sadece ortak çocukları olduğu için aylık komik bir bakım parası. O da inanın komik! Yakında zaten duyarsınız.
Yargısız infaz, hele şu mübarek günlerde vallahi günah...
Bade İşçil’in çocuğu...
Bakın bu konuda nasıl suya sabuna dokunmadan yazıyorum.
Çünkü Bade İşçil’i hiç tanımıyorum. Siz ne biliyorsanız ben de o kadarını biliyorum.
Ama gerekirse öğrenirim elbette.
Çünkü kadınların ezilmesine, şiddete dayanamıyorum. Beş senedir Yetiş Ayşe’de bununla ilgili çok şey yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. Ama tabii çoğunu siz okuyamıyorsunuz. Şiddet işin içine girince gizliyoruz.
Bade İşçil’in çocuğunu babası 2 yaşında Londra’da yatılı okula yollayacakmış.
Doğru yanlış bilemem.
Ama zaten Bade’nin korkmasına gerek yok çünkü böyle bir ihtimal yok yasalara göre.
Eğer annenin akıl sağlığı yerindeyse, bağımlılık gibi bir problemi de yoksa, hiçbir mahkeme bu kadar küçük bir bebeğin velayetini babaya vermez. Zaten genelde 7 yaşına kadar verilmez.
Okulu bırakalım, babası çocuğu yurtdışı seyahatine bile anneye kâğıt imzalatmadan, muvafakatname almadan götüremez.
Dolayısıyla korkuya gerek yok kesinlikle.

Yazarın Tüm Yazıları