Ne çektin be plaza insanı!

Güneşsiz, havasız ortamlar; tükenmiş, sancılı insanlar... Kronik ağrı ve yorgunluk sendromu ‘fibromiyalji’yi algoloji-ağrı uzmanı Prof. Dr. Can Eyigör’le konuştuk.

Haberin Devamı

1) Nedir, ne değildir?
Yumuşak doku romatizması. Hani hep söylenen “Dayak yemiş gibi uyanıyorum”, “Kolumda, bacağımda derman yok” lafları var ya, bunlar hep fibromiyalji. Ağrılarınız, sancılarınız, yakınmalarınız eşi dostu bıktırınca “Abartıyor, dikkat çekmek istiyor, numara yapıyor, iyice hastalık hastası oldu!” gibi şeyler duyabilirsiniz ama nedenleri psikolojik değil! Uzun yıllardır hayatımızda olan ve görülme sıklığı son yıllarda tavan yapan bir hastalık. Hatta özel bir günü bile var; 12 Mayıs Fibromiyalji Farkındalık Günü.

2) Yoksa sizde de mi var?
Fevkalade yorgunsunuz, halsizsiniz, vücudunuzun belli yerlerinde hassasiyet var, nefes almakta zorlanıyorsunuz, çenenizi sıkıyorsunuz, geceleri diş gıcırdatıyorsunuz, kulağınız çınlıyor ama kimse sizi anmıyor... Elleriniz, kollarınız şişiyor, uyuşuyor, karıncalanıyor... Migren benzeri bir ağrı başınıza girdi mi çıkmıyor... Çarpıntı, göz kararması, bel ve karın ağrısı, bağırsaklarda hassasiyet, aşırı terleme, konsantrasyon bozukluğu, unutkanlık, depresyon hali, uyku kalitesinde azalma hissediyorsunuz... Yelpaze geniş. Sadece ağrılı değil, aynı zamanda bitkin düşüren de bir hastalık. “Öldürmez süründürür” derler ya, işte o hesap!

Haberin Devamı

Ne çektin be plaza insanı

3) Nasıl teşhis edilir?
Her ağrı, her yorgunluk fibromiyalji demek değil tabii. Prof. Dr. Can Eyigör, “Birçok hastalık bu şikâyetlere sebep olabilir. Fibromiyalji için spesifik bir laboratuvar testi yok, ancak hastanın öyküsü ve muayeneyle tanı konulabilir” diyor. Yaygın vücut ağrısı ve diğer belirtiler üç aydan fazladır sürüyorsa, vücudun 18 hassas noktasından en az 11’inde ağrı varsa doktorun yolunu tutun.

4) Plazalar ne kadar suçlu?
Güneş görmeyen, temiz hava almayan, penceresiz, klimalı plaza ortamları... Bu ortamlarda hareketsiz çalışmak, karanlık saatlerde işe gidip gelmek... Ve tabii tüm bunların sonucu olarak D vitamini eksikliği. Fibromiyalji hastalarının D vitamini düzeyi, sağlıklı kişilere kıyasla hayli düşük.

Haberin Devamı

5) Kim daha şanssız?
Hastalık kadınlarda erkeklere oranla 10 kat daha sık görülüyor. Özellikle de 20’yle 50 yaş arasında olan ve menopoz dönemindeki kadınlarda. 70 yaşından sonra da fibromiyaljinin görülme sıklığı azalıyor.

6) Nasıl korunulur?
Egzersiz olmazsa olmaz! Aerobik, pilates, yoga, tai-chi, masa başı çalışanlar için özellikle germe ve güçlendirme egzersizleri... Plaza insanları bu ipucu size; güneş ışınlarının dik geldiği öğle saatlerinde 15-20 dakika güneşlenin. Ayrıca beslenme: Balık, antioksidan zengini sebze ve meyveler, kuruyemişler, kuru fasulye, zeytinyağı, kuru soğan, bulgur ve tabii ki su. Domates, biber, patlıcan, gazlı içecekler, yüksek dozda kahve, cips, salata sosları, beyaz şeker, aspartam, işlenmiş kırmızı et, tam yağlı süt, tereyağı ve parmesan peyniri ağrıları artırdığı için ‘cıs’! Ve tabii elden geldiğince strese de kapı, duvar örmek gerek.

Haberin Devamı

7) Çaresi ne?
Bir numaralı şifa, hasta ve hasta yakınlarının eğitimi yani fibromiyaljinin ‘gerçek’ bir hastalık olduğuna ikna edilmeleri. Bunun dışında her hastanın tedavisi kendine özel. PRP uygulamaları, fizik tedavi, rehabilitasyon yöntemleri, egzersiz programları, ilaç tedavisi ve gerektiğinde girişimsel ağrı tedavisi uygulanıyor.

Yazarın Tüm Yazıları