Yaşamdaki zorluklar seni bitirmek için değil, gerçek potansiyelini açığa çıkarmak için vardır!

Günaydın haftanın ortasından merhaba. Güneşte tutuldu diyoruz içimizden. Yılın en büyük tutulmasıydı diye düşünüyoruz ve her şeyin aynı gittiği fikrindeyiz.

Haberin Devamı

Daha da vahimi sanki her şey daha da bir umutsuz ve sıkıntılı gibi geliyor olabilir. İnsanız bir anımız bir anımıza uymuyor. Önemli olan aslında astrolojik gökyüzü hareketlerine teslim olmadan, aksine eksiklerinizi gidermeye, hatalarınızı azaltmaya, Erdemlerinizi güçlendirmeye çalışın. Doğum haritasında görülenler, kişilerin kendileri için bir şey yapmadıkça gerçeğe dönüşmeyecektir. Zodyak burçları dağınık motiflerdir. Gezegenler dokuma tezgâhıdır. İradenizde dokumacıdır. Hayatınızda hiçbir etkinin kişinin kendi iradesinden daha fazla değeri veya yararı yoktur. Astrolojik etkilerin sizi idare etmesine izin vermeyin. Ay başak burcuna geçiş yapıyor ve aynı zamanda artık Güneşte Başak burcuna geçiş yapıyor. Ay Satürn karesi bugün gün genelinde sizleri duygusal bir tükenmişlik içerisine alabilir. Üzerine birde siz kendi kendinizi tüketmeyin. Sağlığınıza özen göstermelisiniz. Hassasiyetinize göre davranmalı ve duygusal yaralarınızın üzerine gitmemelisiniz.

Haberin Devamı

Önemli bir diğer detay daha paylaşmak isterim ki gökyüzünde harika bir armağan var sizlere!
Hayatınızı istikrarlı ve dengeli bir noktaya getirecek, sınırlarınızı keşfetmenize yardımcı olacak ve iyimser bakış açınızla içsel gücünüzü yakalayacağınız bir zaman dilimi içerisindeyiz. Bu açı 27 Ağustosta tam kesinleşmesini gerçekleştirecek. Büyümek isteyenler bu fırsatı kaçırmasınlar. İnsanların ya da olayların olumsuzluk ve negatifliklerine karşı eğlenceli ve olgun tavrınızı ortaya koyarsanız bu süreç içerisinde güzel sürprizler sizi bekliyor olacak. Bu açı kesinleşmeden planladığınız bazı fırsatlar ve gayret gerektiren olaylarla karşı karşıysanız asla kaçırmayın derim. Azimli, sabırlı, iş ahlakı yüksek olan herkesin ödüllerini alacağı bir eylül ayı geliyor. Hayatımız şu dönemlerde çok heyecan verici gitmiyor olabilir. Âmâ birçoğumuz eylül başlarında memnuniyet ve iç huzur ferahlığını yakalayabiliriz. İş yatırımlarınız var ise uzun vadede planlarınız şayet mali istikrarınızı korursanız bu transit geçtikten sonra güçlü bir şekilde alabilirsiniz. Bir çeşit promosyon kazanmak gibi düşünebilirsiniz :) Ya da daha fazla sorumluluk alınabilir ama imkanlar çok güzeldir. Güzel olan şey zaten sorumluluk getirmez mi? Sağduyulu ve çaba gösterenler için keyifli ve sürprizli bir dönem. Aynı zamanda yepyeni bir ilişkininde kapılarını aralayabilirsiniz. Mesela iş ortaklığı ve arkadaşlığı olarak başlayan ilişkiler evliliğe dönüşebilir gibi. Onları kullanarak eksikliklerinizi gidermeye, hatalarınızı en aza indirmeye, erdem ve ahlakınızı güçlendirmeye çalışın.

Haberin Devamı

Gelelim Günün Tavsiyeli Hikâyesine ;
David o gün çok yoğundu, seçim kampanyaları devam ediyordu. Aceleyle çevirdiği telefonda karşısına çıkan şarkı gibi bir sesle karşılaşınca şaşırdı. Özür dileyip kapattı. Ama o hoş ses, aklından çıkmıyordu. Ertesi gün sabah erkenden o numarayı aradı. Telefon çalarken,
kalbi çok hızlı çarpıyordu. Evet, karşısında yine o tatlı ses vardı. Kendisini tanıttı, konuşmaya başladılar. Konuştukça kızdan daha da etkileniyordu. Günler geçti. Her gün onunla konuşuyordu, onun sesini duymadan güne başlayamıyordu. Kızgın olduğunda sakinleştiriyor, üzgünken neşelendiriyor, monoton günlerde yeni heyecanlar aşılıyordu. O soğuk kış günleri bu sıcacık sesle ısınmış ve bahar gelmişti. Bu arada seçim kampanyaları da  çetin bir şekilde devam ediyordu.

Bu arada aklından ve kalbinden çıkaramadığı o kızla evlenmeliyim diye düşünmeye başladı.
Bu, kampanyası için de olumlu olurdu. Danışmanı başının etini yiyordu "Evlenirsen raitingin 10 puan artar" diye... Şu ana kadar bu konuyu pek ciddi düşünmemişti. Neden olmasın dedi ve hızla telefonu çevirdi. Hiç nefes almadan evlenmek istediğini söyledi, kampanyasını anlattı,
hayallerinden bahsetti, seçimden sonra Karayipler de bir balayından bile bahsetti. Onun coşkusu genç kıza da geçmişti. Ama bir anda sessizleşti ve mırıltılı bir sesle "henüz beni görmediniz ya beğenmezseniz." dedi.David "bu kadar güzel bir sesin ve kalbin sahibi çirkin olamaz herhalde" dedi. Bu arada eski neşesini ve coşkusunu kaybetmişti. O zaman yarın buluşalım dedi.

Buluşacakları yeri konuştular. Ertesi gün David heyecanla buluşacakları yere geldi. Biraz sonra uzaktan yanında köpeği ile güzel bir kız geliyordu. Acaba o mu diye düşündü. Ama parkın o kısmındaki tek kişi olmasına rağmen ona bakmıyordu. Uzaklara çok uzaklara bakıyordu. Sanırım o değil dedi. Kızın gözlerinde güneş gözlükleri vardı. Kızın gözlerinin ne renk olduğunu
düşünmeden edemedi. Kız, David ile telefondaki meleğin buluşacağı havuzun yanına kadar geldi.
O da ne? Elinde bir beyaz baston vardı.

David şaşkınlıkla ona bakakaldı. Bu o telefonlarda konuştuğu meleğiydi. Ama o kördü. Ne yapmalıyım diye düşündü. Kaçıp gitmeli mi? Her şeye rağmen elini tutup konuşmalı ve onunla evlenmeli miydi? David yutkundu ve birkaç adım atıp, kızın yanından
geçip sessizce gitti. Parkın dışına çıktığında son bir kez dönüp kıza baktı. Kız hâlâ uzaklara doğru
bakıyor, köpeğiyle konuşuyor ve David 'i bekliyordu. David, günlerce onu bekleyen kızın hayalini
unutamadı. Sürekli doğruyu yaptığına kendini inandırmaya çalışıyordu. Bazen eli telefona gidiyor,
"O gün işim çıktı, gelemedim." deyip, herşeye yeniden başlamayı düşünüyordu.

Günler geçti ve seçimler sonuçlandı. David seçimleri kaybetti. New Jersey valisi olamamıştı. Yine
avukatlığa devam etmeye başladı. Noel hazırlıklarının devam ettiği o öğlen, sekreteri içeri
girerek, davanın 25 dk sonra olacağını hatırlattı. Hızla hazırlandı. Çantasını alıp adliyeye gitti.
Yerine geçti oturdu. Önemli bir tecavüz davası görülüyordu ve sanığı David savunacaktı, işi zordu.
Biraz sonra karşı taraf ve hakim de yerlerini almıştı. David, ilk tanığa sorusunu sordu. Moralinin bozulmaması için karşı tarafın avukatına dönüp bakmamıştı bile. İkinci tanık ile ilgili notlarına bakarken, yüksek topuklu bir ayakkabı sesi duydu. Karşı tarafın avukatı tanığın yanına gidiyordu. Avukat konuşmaya başladı. Bu ses çok sert, acımasız ama bir o kadar da tanıdık geldi.

Başını kaldırdı daha bir dikkatle baktı. O sırada saçlarını sımsıkı topuz yapmış, menekşe gözlü,
dudakları bir çizgi gibi kapalı avukatla göz göze geldi. İşte o anda gözlerinde birden başka bir görüntü canlandı. Çağlayan gibi omuzlarından aşağı sarkan sarı saçlar, her an gülmeye hazır yürek şeklinde dudaklar, melek gibi bir yüz ve güzel bir vücut. Bu, o parktaki kız olabilir miydi? Yoksa halüsinasyonlar mı görmeye başlamıştı. 2 saat sonra dava bittiğinde hiç bir şey hatırlamıyordu. Yanından hızla geçen avukatın peşinden koşup bahçede yakaladı. Tam ağzını açıp konuşacaktı ki,
o menekşe göze, ta gözbebeklerinin içine kadar sımsıcak bir şekilde baktı, o çizgi halindeki dudaklar
güller gibi açarak gülümsedi ve şarkı gibi melodik bir ses duyuldu. "Merhaba, o gün parkta sana şaka yapmak istemiştim... Her şeye rağmen beni isteseydin, cesurca yanıma gelip bana telefondaki meleğim demiş olsaydın. Ya da, 1-2 saniye daha bekleyebilseydin...
Oraya sana evet demek için gelmiştim. Oysa sen, kendi kalbini sınavdan geçirdin ve başarısız
oldun. Bu arada, sürekli aradığın ya da, parktaki günden sonra hiç aramadığın telefon, ofisimdeki direkt telefondu."  dedi ve telefondaki melek yürüyüp gitti...

Haberin Devamı

Dememiz o ki; Hayat her zaman bizi imtihan eder ve sınar. Bir şeyin ya da olayın başınıza gelmeden anlayabilme özelliğinizi geliştirmelisiniz. Senin büyüklüğün adının önündeki unvanlardan, sana verilen yetkilerden değildir. Büyüklüğün karşına çıkan boy ölçüştüğün, aşmaya çalıştığın engellerin zorluğunda ve gücünde saklıdır. Büyük olduğunu sanan bir insanın kendini beğenerek hareket etmesi, küçüklüğüne gülümsemesi ve göz kırpmasıdır. Evrende var olan her şey üzerine düşeni yapmıştır. Bundan sonra da aynılarını tekrar edecektir. Sıra senindir. Sen yapacaklarınla sonsuzlukta yer alacaksın. Sen geçmiş, bugün ve geleceksin.

Mutlu günler dilerim…Kahve dememe gerek yok sanırım .

 

Yazarın Tüm Yazıları