Cesaret, baskı altındaki zarafettir

Ay bu transit etkisinde hareket ettiği zaman bize duygusal çelişki yükler. Alışkanlıklarımıza ve hatıralarımıza oldukça tutkuyla bağlar. Olaylar karşısında duygularımızı gizlemeyi tercih edebiliriz. Bunu daha olumlu yönde daha iradeli, kararlı ve istikrarlı tavırlar değerlendirirsek başarılı girişimlerde bulunabiliriz. Gün genelinde Ay’ın Jüpiter kavuşumu ve Neptün üçgeninin olumlu titreşimleri, kendimize karşı taviz vermeden dürüst olmamız gerektiğini işaret eder. Çevresel duyarlılığımızın yükseleceği bir gün. Uzun zamandır beklediğimiz bir haberi alabiliriz. Bu algılamayı yaratıcı yönlere doğru kullanmanızı tavsiye edebiliriz. Örneğin; yaşamın daha incelikli ve belki gizli görünmez boyutta manevi değerlerini yüksek tutan insanların mutlaka kazandığını gösterecek olaylarla karşılaştırabilmesi ve size yine yeniden umut olması gibi…

Bugün çok pratik olmak yerine, fikirlerinizi düşünmek için iyi bir zaman. Çevrenize karşı daha fazla sempati duyacaksınız. Bunu iyi dengelemezseniz başkalarının ruh haline kolayca geçiş yapmanız söz konusu olabilir. Bu da sizi manevi anlamda yorabilir. Yaşadığınız olayları olduğu yerde bırakmayı üzerinde fazla taşımamanızı önerebiliriz. Satürn gezegeni son derecelerde yay burcunda hareket ediyor. Bu oldukça önemli bir geçiş. Bazı şeylere karşı tahammülünüzün azaldığı bir dönemdeyiz.

Yaşamla ahenkli ve uyumlu bir şekilde olmak tüm işleri inanın kolaylaştıracaktır. Astroloji bu yüzden var… Evrenle işbirliği yapın. Kendinizi en pratik ve doğru yoldan tanıyın. Patinaj çekmeyin.2018 Yılı için sizlere yön verebilmesi adına Hürriyet gazetesi içerisinde hazırladığımız etkinliğimize cumartesi günü bekleriz. Katılmak isterseniz @mahmurecom ve @astromatik instagram hesaplarından iletişime geçebilirsiniz.

Günün Tavsiyeli Hikâyesine gelelim;

     Bir Zamanlar yoksul adamın biri bir yılanla dost olmuş. Adam ne zaman başı sıkışsa, darda kalsa, yılanın kuyusunun başına gidermiş. Orda bekler; yılan da kuyudan çıkıp adama bir altın lira verirmiş. Bu hep böyle sürmüş.

    Derken aradan uzun yıllar geçmiş. Adam bir gün hastalanmış. Yataktan kalkamaz olmuş. Sonra oğlunu çağırmış. Oğluna demiş ki: "Filanca kuyunun yanına git. Orda bekle, bir tane yılan çıkacak oradan. O yılandan korkma dosttur o yılan. Yılan sana bir altın lira verir onu alır gelirsin." demiş. 

    Neyse çocuk gitmiş kuyunun başına, beklemiş. Yılan gerçekten çıkmış ve yere bir altın lira bırakmış. Çocuğun aklından şeytanlık geçecek ya, kafasından geçirmeye başlamış: "Demek ki  kuyu altın dolu! Ben bu yılanı öldürürsem; kuyudaki altınları çıkartır zengin olurum." demiş. Ve yerden hemen bir taş almış. Taşı yılana fırlatmış. Yılanın kuyruğu kopmuş. Tabi yılan da can havliyle çocuğun üstüne atlayıp ısırmış. Çocuk zehirlenip ölmüş. 

        Aradan zaman geçmiş. Ve adam iyileşmiş. Adam aslında bilge imiş. Ve olayın iç yüzünü de bilmekteymiş. Bir süre sonra kuyunun yanına gitmiş. Sonra yılan da çıkmış. Adam yılana bakmış, bakmış, bakmış ve demiş ki:

 "Yılan kardeş, bizim çocuk bir densizlik yapmış ve cezasını da bulmuş. Ama biz dosttuk ve yine dost kalabiliriz." demiş. Ama yılan bu teklife yanaşmamış. "yok, yok bu imkânsız" demiş.

  "Sende bu evlat acısı, bende de bu kuyruk acısı olduktan sonra artık biz dost olamayız" demiÅŸ...

Dememiz o ki; Hayat bazen böyledir. İlla ısırmak zorunda değilsin, Nerede tıslamayı bilmende gerekir. Dostum dediğini ısırma, dostunun dostuna sahip çık… Bir anlık öfkeyle köprüleri yakıp yıkmak kolay emin ol ki o köprüden mutlaka yine geçmek zorunda kalacaksın… Canını yaktığın biriyle ise bir daha dost olmayı düşünme! Bazı basit ve acı gerçekleri es geçme alışkanlığı sonrasında bizleri çeşitli problemlere iter. Tutku ve ihtiraslarının kurbanı olup sonra bunları kadere yükleme! Yaşadığınız durumun gerçekleriyle yüzleşmelisiniz.

Mutlu günler dilerim.