Toplum olaylara aslında alışmıyor duyarsızlaşıyor

Haberin Devamı

SON dönemde yaşanan terör olayları sadece olayı birebir yaşayanlarda değil, toplumun her kesiminde büyük bir moral bozukluğu ve travmaya neden oldu. Türk Psikologlar Derneği (TPD) bu konuda hemen çalışmaya başladı, bu olayların yarattığı travmatik sonuçlarla başa çıkılabilmesi için topluma destek vermeye hazır olduklarını açıkladı. TPD İzmir Şubesi Travma Afet ve Kriz Birimi Koordinatörü Psikolog Deniz Özer Eryılmaz bu konuda neler yapılabileceğini anlattı.

AYRIMCI SÖYLEMLER ÖFKEYİ TIRMANDIRIYOR

- Son dönem ülkemizde yaşanan terör saldırıları, şehit haberleri toplumun ruh halini nasıl etkiliyor olabilir?
- Ülkemizde yeniden tırmandırılan çatışma ortamı giderek daha çok insanı içine alarak toplumu olumsuz etkiliyor. Maalesef son dönemlerdeki olaylar ve nefret dilinin bilinçli olarak sık kullanılması bizi, toplumsal ayrışma boyutuna taşımaya başladı. Birbirimize güvenmeyen, nefret ve öfke yüklü bir toplum haline geldik. Toplum olarak her an kötü bir şey olacak düşüncesiyle, güvensiz, kaygılı, tehdit altında hissediyoruz. Kızgın, üzgün ve acı yüklüyüz.
- Savaş, terör, ölüm insanların ruh halini ne yönde etkiler?
- İnsan eliyle kasıtlı olarak gerçekleştirilen katliamların, terör saldırılarının, tüm travmatik yaşantılar içinde en ağır bireysel ve toplumsal hasar yaratan olaylar olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek. Katliamların ve savaşların etkileri nesiller boyu derin izler bırakır. Ölümler üzerinden yorumlar, “kimin ölüsü, seninki mi, benimki mi” gibi ayrımcı söylemler öfkeyi tırmandırır. Terör olayları toplumun her kesiminde kaygı, öfke, üzüntü, derin bir keder, güven kaybı, çaresizlik, umutsuzluk, yabancılaşma gibi pek çok baş edilemez duygu yaratıyor.

Haberin Devamı

EN ÇOK ETKİLENENLER ÇOCUKLAR

- Bu durumlardan en çok etkilenenler hangi grup olabilir?
- Tabii ki, olaylara birinci derece maruz kalanlar en çok etkilenir. Kaybı olanlar, çatışmanın ortasında kalanlar, yaralananlar ve olay yerinde birebir tanık olanlar, insanlara yardım eden görevliler veya halk en çok etkilenen gruptur. Bunların yanı sıra genel toplum içinde, çocuk ve ergenler, yakın zamanda başka bir olaya maruz olanlar, kendini koruyamayacak durumda olanlar.
- Özellikle çocuklar ve gençlerin üzerinde ne gibi etkileri olabilir?
- Çocuklar korunmaya muhtaç oldukları, kendilerini koruyamayacak oldukları için müthiş bir güvensizlik duygusu yaşarlar. Olayların kendilerinin ve ailelerinin de başına gelebileceğini düşünerek yoğun korku hissedebilirler. Güven kaynağı olan yetişkinlere ve otorite figürlerine (Polis, asker, devlet gibi...) güvensizlik, onlardan zarar görme, çaresizlik duyguları yaşarlar. Ergenlikte çocuk ile yetişkin arasında bir dönemde olduğu için çaresizlik, gelecek kaygısı ve en yoğun olarak da öfke duyarlar. Bir şey yapamamak, kontrol edememek büyük öfkeye neden olur.

Haberin Devamı

TRAVMA SONRASI PSİKOLOJİK TEPKİ YAŞANIR

- Aslında o kadar sık yaşanmaya başladı ki, bu olumsuzluklar sanki bazen kanıksanıyormuş gibi geliyor bazen. Fakat bu da ruh halimizin bir aldatmacısı olabilir mi acaba?
- Tekrar tekrar karşılaşılan uyarıcıların bir süre sonra algılanmaması durumu duyarsızlaşma olarak tanımlanmıştır. Bir korkuyla sık sık karşılaşmak sessiz kalmaya veya kala kalmaya gider. Duygular eskisi kadar harekete geçemez, refleksler yavaşlar, azalır, hızla devreye girmez olur, işte buna duyarsızlaşma denir. Alışma değil duyarsızlaşma. Duyarsızlaşmanın olması için hissedilen duygunun art arda eklenmesi gerekir. Son zamanlarda olaylar ve duyguların ardı ardına gelmesinin korkutucu yanlarından biri budur.
- Travmaların belirtileri neler olabilir?
- Böylesine ani ve beklenmedik bir travmatik yaşam olayı sonrasında psikolojik tepkilerin bazıları yaşanır. Bunlar; şok ve inkâr, endişe, korku, panik, öfke, suçluluk ve utanç duyguları, olayla ve durumla ilgili tekrar tekrar konuşma ihtiyacı ya da konuyu hiç açmama ve içe kapanma, olay hiç olmamış gibi davranma, kendini işe verememe, dikkat dağınıklığı, kafa karışıklığı ve unutkanlık. Bedensel şikâyetler; baş, göğüs ve boyun ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi vb... Uyku sorunları; uyuma zorluğu ya da sürekli uyuma ihtiyacı, beklenmedik zamanda uyanma, kâbus görme gibi, iştahta artış ya da iştahta aşırı azalma, aşırı enerji ve uyanıklık hali ya da bitkinlik ve enerjisizlik, tahammülsüzlük, çabuk sinirlenme, aklını yitirme korkusu, duygularını hissedememe ve donukluk, yaşamda kalmış olmakla ilgili suçluluk ve utanç duyguları, istenmeden akla gelen görüntü ve sesler, travmatik olayların yeniden yaşanması, en acı ve sıkıntı veren anıların tekrar tekrar kişinin gözünün önüne gelmesi, seslerin kulağında yankılanması. Kaçınma tepkileri; travmatik olayı hatırlatan mekânlardan ve insanlardan kaçınma ihtiyacı, travmatik olayı hatırlatabilecek her şeyden uzak durmaya çalışarak olup biteni unutma çabası, olayla ilgili medyadaki görüntü ve yorumlardan uzak durma çabası, yaşanan saldırıyı hatırlatan her tür ses, görüntü, his ve kokuya karşı aşırı irkilme ve buna eşlik eden yoğun bedensel tepkiler (çarpıntı, kasılma, terleme, uyku problemleri, odaklanamama vb.). Bu belirtiler olağan dışı olaya verilen tepkilerdir, dolayısıyla bu belirtileri birkaç gün ile birkaç ay arası göstermek normaldir. Bu belirtilerin azalarak kaybolması bilimsel olarak kanıtlanmıştır.

Haberin Devamı

Toplum olaylara aslında alışmıyor duyarsızlaşıyor

TPD OLARAK YARDIMA HAZIRIZ

- Bu günlerde nasıl bir düşünce tarzı benimsenmeli?
- İnsanların bu tür olayları yaşadıklarında, her şeye rağmen kendilerini iyileştirme ve çevredekilere yardımcı olma gücü vardır. Umudu yitirmemek, bunların geçeceğini bilmek, insanlarla, çevremizdekilerle temasta olmak, ayrımcı söylemlerden uzak durmak. Barış içinde birlikte yaşamanın mümkün olduğunu, kolay olduğunu düşünmek. Barış, kardeşlik, demokrasi söylemlerinin üzerine yoğunlaşmak, birlikte güzel günlerin söylemlerini yapmak bizi iyileştirir. Halkların birbirine düşman olmadığını, savaşlardan hiçbir zaman halkların fayda bulmadığını, ayrımcılığın kimseye bir şey kazandırmadığını sadece emperyalizmi beslediğini düşünüp kardeşçe yaşamın gerekliliğini düşünmek iyi olur.
- Ruh ve akıl sağlığı açısından korkular ve endişeleri azaltabilmek adına neler yapılmalı?
- Patlamada yaralanan veya tanık olan, yardıma giden, izleyen kişilerin tüm bu olası şikâyetlerle başa çıkabilmesi için sosyal destek sistemlerini harekete geçirmesi, yaşadıklarını arkadaş ve aileleri ile paylaşması, dayanışmanın sağlanması önemlidir. Bunun yanında gerektiğinde ruh sağlığı uzmanlarından yardım alınması önerilir. Bu nedenle Türk Psikologlar Derneği olarak biz tüm illerde THİV, TPD vb. diğer ruh sağlığı alanında çalışan sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği içinde halkımızın acıları azalmak için çalışmalar yapıyoruz.

Haberin Devamı

Toplum olaylara aslında alışmıyor duyarsızlaşıyor

DURUMUN GEÇECEĞİNİ BİLİN VE ÇOCUKLARA ANLATIN

- Bu durumlarda gençler ve çocuklarla nasıl konuşulmalı, soruları nasıl yanıtlanmalı?
- Çocuklarla konuşurken soyut kavramlardan kaçınılmalı, basit ve yalın ve doğru cevaplar vermeli, onları korkutacak haber ve konuşmalardan kaçınılmalı. Tekrar tekrar soru sorabilirler, sabırlı ve sakin olmalı, anlaşılabilir yanıtlar verilmeli. Onlarla normal zamanlardan daha fazla zaman geçirilmeli, fiziksel temas arttırmalı. Gerginliklerini sözel olarak ifade edemeyebilirler, hırçınlık, mızmızlık ile dışa vurabilirler anlayışlı olmalı, gerginliklerini azaltmak için oyun oynamalarına fırsat vermeliyiz. Resim yapmak, oyun hamuru gibi faaliyet yapmak sakinleştirir ve duygularını dışa vurmayı sağlar. Yaşı daha büyük çocuklar ile ayrıntılı konuşmak iyidir. Düşüncelerini ve duygularını ifade etmeleri için onları güçlendirmek gerekir. Desteklemek, sorularını anlayabileceği örneklerle açıkça cevaplamak, soru sormalarına fırsat yaratmak gerekir. Onları sevdiğinizden, koruyabildiğinizden ve desteklediğinizden emin olmalarını sağlayın. Bazı çocuklar yaşından daha küçük davranışlara geri dönebilirler, parmak emmek, alt ıslatmak, ebeveynlerle yatmak gibi. Bu durumun geçici olduğunu bilin, bir süre izin verin, normal karşılayın. Geçeceğini bilin ve çocuklara da söyleyin.
- Umudu korumak, olumlu yaklaşımlar belirlemek adına nasıl bir yaklaşımda olmalıyız? Toplumda birliktelik ve beraberlik benimsemek adına nasıl bir düşünce tarzında olunmalı?
- Üstesinden gelinememiş travmalar ve tutulamamış yaslar, bu olayların etkisinin toplum ruh sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin kuşaklar boyunca taşınmasına zemin hazırlar. Toplumsal düzeyde yaşanan bu travmanın etkilerinin onarılabilmesi, toplumsal birlikteliğin ve dayanışmanın sağlanmasıyla mümkün olabilir. Bu nedenle ötekileştirici söylemlerden uzaklaşılmalı, barış ve kardeşlik duygularını yaygınlaştırmalıyız. Hiçbir halk birbirine düşman değildir, düşmanlık sömürü sisteminin işine yarar. Barış, demokrasi, kardeşlik düşünceleri önemlidir. Bu zaten hep yaptığımız bir şey, unutmamızı sağlamalarını engellemeliyiz. Biz bu topraklarda kardeşçe yaşamayı iyi biliriz. Her zaman ‘Barış’ kazanır. Birlikte kardeşçe yaşayacağımız bir dünyayı düşünmek hiç de zor değil.

Yazarın Tüm Yazıları