Çoklu zekaya sahibiz, rahat olun!

Hiç birinin gözlerinin içine bakıp da sizden daha akıllı olduğunu hissettiniz mi? Bu sorunun cevabının genelde evet olması gerekiyor bence. Çünkü eğer karşınızdakine bakıp, sürekli daha iyi olduğunuzu düşünüyorsanız, biraz megalomani probleminiz var sanırım.

Haberin Devamı

Genel olarak bazı insanlara bakıp, onların kafasının sizden daha iyi çalıştığını düşünmek normal. Paniğe gerek yok, çoklu zeka kuramı imdadımıza yetişiyor!

 

*

 

IQ testlerine dayalı zeka bence artık gerilerde kaldı. Çoklu zeka kuramını kullanarak yeni nesiller yetiştiren ve bu şekilde eğitim politikasını düzenleyen ülkeler bile var. IQ testlerinde çakılıyorsanız önemsemeyin, IQ testi kafanızın ne kadar çalıştığını değil, nelere çalıştığını ölçer!

 

*

 

Bir defa, insanlar çok farklı zeka türlerine sahiptir. Siz dün akşam ne yediğinizi hatırlamazken, karşınıza geçip bütün şehirlerin plaka numaralarını ezbere sayan arkadaşınız mutlaka vardır. Evde bir yere koyduğunuz anahtarı iki saat ararken, ya da o hangi cebe girdiği belli olmayan cep telefonunu kaybettim sanarak, ceplere bacaklara vurma suretiyle kendinizi döverken; düzenli, her şeyi yerli yerinde, planlı, programlı insanlara özeniyor olabilirsiniz.

 

Haberin Devamı

Kendinizi kötü hissetmeyin! Her insanın kendine özgü bir zeka profili vardır.

 

*

 

Boğazın yalılarının sahiplerini tek tek sayan arkadaşım var benim mesela. Ya da benim yıllar önce yaşadığım ve kendisine anlattığım bir olayı bana dün gibi anlatan. Benimse sanki bir başkasının hayatını dinliyormuş gibi şaşkın bakışmalarım... Bunlar hep normal. Adam sanki kafasının içinde bir dosya dolabı varmışçasına, gidip oradan o dosyayı bulup çıkartıyor, açıp sana okuyor. Benim kafanın içiyse ergen odası gibi, karmakarışık!

 

*

 

Daha önce karşılaştığım ve tanıştırıldığım birini görüp, tekrar tanışabiliyorum. Ayıp oluyor. Ya da az tanıdığım biriyle karşılaşınca, sanki çok iyiymişiz gibi gereksiz samimiyet gösterebiliyorum. Daha da ayıp oluyor!

 

Haberin Devamı

En kötüsü, sadece medyadan tanıdığım bir ünlüyü gördüğüm zaman, tanıdığım biri sanıp ve yanına gidip “N’aber?” demişliğim bir, iki değildir!

 

Telefon numaralarını hatırlayamam, yüzleri anımsayamam, isim hafızam kötüdür, TC kimlik numaramı ezberlemek için günlerimi verdim, hala bazen açıp bakıyorum. Cebindeki kredi kartlarının numarasını ezberden söyleyen arkadaşa da rastlayınca insan kendini kötü hissediyor haliyle. O yüzden hayatımın büyük bir bölümünü ‘acaba ben mal mıyım?’ diye düşünerek geçirdiğim çok olmuştur.

 

*

 

İyi ki bir gün bu kuramı okudum, içime su serpildi. Her bir zeka; hafıza, dikkat, algı ve problem çözme konularında farkı sistemlere sahiptir. Ey benim gibi insanlar, kafanızı bozmayın! Her yiğidin bir yoğurt yiyişi varmış meğer!

 

Haberin Devamı

Ben mesela, gördüğüm bir film karesini asla unutmam. Tek karesini göster, seyrettiğim bir filmse, filmin tamamını hatırlarım. Ama adını çıkartamam. Müzik kulağım çok gelişkindir. Ayrıca, konuşurken mesela, kafamda kelimeler sırayla bir liste halinde açılır, istediğimi seçer konuşurum. Ama hafıza sıfır! Bir şey anımsatmaya çalış; öylece gözlerimi açar, ışığa tutulmuş balık gibi bakarım. Ne yapayım?

 

*

 

Sözel zeka, mantıksal – matematiksel zeka, görsel zeka, sosyal zeka, ritmik zeka, doğaya dönük zeka ve bedensel zeka gibi bir çok zeka kullanım alanı var. Birinde gelişmiş olmak da, diğerleri de hiç yok anlamına gelmiyor.

 

Yani, bir matematik dahisi sizin kadar sosyal zeka sahibi olamayabilir. Derslerde, sınavlarda çok başarılıdır ama arkadaş arasında düt demeye dudağı yoktur. Bir çılgın müzisyen evde ampul değiştiremiyordur, siz blok flütten net bir ses çıkaramıyorsunuzdur. Yani içinizi karartmayın, o yüzüne bakıp da ‘Amma şeytan adam, bu beni donunda sallar’ dediğiniz tip, olası olarak bir zeka tarafı sizden daha gelişmiş bir kişidir. Siz de bir başka zekada kesinlikle ondan daha gelişmiş durumdasınızdır. Taş, kağıt, makas durumları yani.

 

*

 

Haberin Devamı

Bütün bunları bilerek ne yapalım, iyi hissetmekten başka? Kendimizi geçtik hadi ama mesela çocuklarımıza yüklenmeyelim. TEOG’la ya da karneyle değerlendirmeyelim. Herkes doktor olacak, mühendis olacak diye bir şart yok. Dünyanın sanatçılara, sporculara, her türlü mesleğe ihtiyacı var. Önemli olanın işini severek yapmak olduğunu bilelim, herkesi bir kalıba sokmaktan vazgeçelim, çocuklarımızın zeka tiplerini keşfedip, onları yeteneklerine yönlendirelim. Bu bence; onları en iyi okullarda okutmaya çalışmak, sınavdan sınava koşturmak yerine, onlara yapabileceğiniz en büyük iyiliktir.

 

*

 

Not: Bana Twitter, Facebook ve Instagram’dan ulaşabilirsiniz: @anlatanadam

Yazarın Tüm Yazıları