Alper Beyaz

Tebrikler kadınlarımız..

24 Kasım 2016
'Bu konu kapanmıştır'

İŞTE budur; dedirtecek net bir tavırla çıktınız daha birkaç gün öncesinde. 'Asla geri adım atmayacağız’ diyerek başladığınız o cümleler öyle sert, öyle netti ki; karşısında hiçbir güç duramazdı
ve duramadı da!..
Sizler, hiç bir arada göremediğimiz kararlılıkla ayağa kalktınız, dernekler, teşkilatlar ve çok sayıda kadınlarla...
Bölgemizde tek ses, Türiye’de güçlü bir ses olduğunuz. Yani bu hareket (dün-bugün) atılacak adımları durdurdu.
**
Tebrikler kadınlarımız... Küçük kızın rızası diyenlere son cümle oldu; sizin kararlı duruşunuz. Ehh; en azından şimdilik... Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın dediği gibi: ‘Bu konu kapanmıştır’

Yazının Devamını Oku

Hatalı olan kim?

20 Kasım 2016
Önce saygı... Hep birini tarif ederken, ‘çok saygılı, hanımefendi veya beyefendi’ deriz...

Deriz de; belki biraz sert olacak ama defoları hayatta yaşadıkları kazalarda ortaya çıkar; bu kişilerin... Sonra birden kelimelerin sonlarındaki ‘efendiler’ düşer ve geriye o kelimelerden bey ile hanım kalır...

Mesela trafikte olduğu gibi!..
Kaza anında aracı kullanan kadın sürücü ise birden ‘Ne yaptın hanımefendi?’ modunda oluruz...
Eğer erkek ise (....) burada yazamayacağım çıkışlarla araçtan tepkilerle inmez miyiz?
**
Yani trafikte de saygıyı ne kadar ararsanız da bir ölçüsü var işte. Bunlardan en önemlisi ise karayollarında seyir halindeki motosikletler...
Bakın onlara saygıyı göstermiyoruz. Oysaki onlar da bir motorlu araç. Şunu öncelikle kabul etmemiz gerekiyor; bu araç da motorlu ve yollarda otomobil, kamyonet ve kamyon kadar hakları var...

Yazının Devamını Oku

Sultan’lar üzülmeyecek

18 Kasım 2016
ANTALYA’da Sultan’ları üzdük mü; üzmedik mi?

 

Tayland’ın başkenti Bangonk şehrinde düzenlenen Muay Thai Yıldızlar ve Gençler Dünya Şampiyonası’ndan dünya ikinciliği getiren Sultan Ünal’a yapılan ayıbın telafisinin ne olacağını çok sorgulamadan; bu konunun artık gündeme gelmemesi için bir adım atıldı. 

**

Şöyle ki; ‘Şampiyona Büyük Ayıp’ başlıklı yazımın ardından Antalya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü Doç. Dr. Burhanettin Hacıcaferoğlu’ndan gelen ilk telefonda bu sorunun çözümlenmesi adına tekliflere sıcak bakması, yönetici olarak Antalya için ayrı bir önem taşıyor. Telefon görüşmesinde yapılan değerlendirmede, ‘Bundan sonra Sultan’ları üzmeyeceğiz’ görüşünde birleştik. Hatta o görüşmeden de Dünya, Avrupa, Türkiye gibi şampiyonalarda derece alan çocuklarımız için bir fon oluşturulması, hatta sponsorların da yer aldığı konsorsiyum ile bu gençlerimizin geleceklerine katkı sağlayacak bir bütçe oluşturup, bunun kontrolünü yaparak, derece alanlara eğitim bursundan tutun, birçok destek için yardımda bulunulması düşüncesi ortaya çıktı. Bu konuya çözüm ortada adım sırası ise artık devlet büyüklerimizde...

**

Ne güzel değil mi? Yani isteyince bu ülkede her güzel şeyi yapma imkanımız var. Elbette, çözüm için çalışan güzel insanlarla...   Spor İl Müdürü Hacıcaferoğlu’ndan, hızla ilgi gören spor dallarından biri olan Muay Thai için Antalya Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü’nün çalışmalarının daha da artarak devam edeceği müjdesini almış olmak çok güzeldi.Ehh, yıldız gibi parlayan gençlerimizi bundan sonra daha da parlatmak ümidiyle...

 

Yazının Devamını Oku

Kaçış yolunu bulduk!

17 Kasım 2016
Biz bu kadar da denetimsiz olabilir miyiz? Evet, denetimsiz ve bir o kadar da şansına yaşıyoruz; üstelik!..

Düşünsenize kat kat beton bloklar ve duvarlar o bildiğiniz ‘Yapı Denetim’ firmalarının kontrolünden geçiyor. Hani çoğunlukla müteahhitlerin yönetiminde denetlenenler var ya; işte onların!..

Haklı tarafları var mı acaba? Defalarca sordum kendime. Evet aslında işin nasıl sunulduğunu derinlemesine bildikleri gibi yapım aşamasındaki aksiliklere de müdahale edebilme imkanları var…

**

Peki bunun eğrisi ne şimdi?

İmkanları var; yani profesyoneller... Buna rağmen her nedense ülkemizin birçok bölgesinde çoğu binada ciddi aksaklıklar olduğunu görmekteyiz.

Her şeyi biliyorlar da; yangın merdiveni bile olmayan binalara denetimden nasıl tam not veriyorlar?

Bu da yetmezmiş gibi bu yapılara belediyeler tarafından ‘yaşanılır’ ruhsatı veriliyor?

Şaka gibi değil mi?

Yazının Devamını Oku

Şampiyona büyük ayıp

16 Kasım 2016
Sultan'lar bile üzülürmüş... Ne diyebilirim ki!.. Evet Sultan’ı gerçekten üzdük...

Oysaki onun yaptığı ülkemize dünya ikinciliğini, Antalya’ya da Türkiye üçüncülüğünü getirmekti. O henüz 15 yaşında başarısı da bırakın ayakta alkışlamayı, onu daha da yüceltmek gerekirken konuşmasındaki mütavaziliği beni yıktı; geçti...
Tayland’ın başkenti Bangonk şehrinde düzenlenen Muay Thai Yıldızlar ve Gençler Dünya Şampiyonası’ndan dünya ikinciliğini kazanan Tac Koleji 10’uncu sınıf öğrencisi milli sporcu 60 kiloda yarışan Sultan Ünal’a yapılan ayıbın şokunu sizlerle paylaşmak istiyorum.



**
Antalya Polis Spor Gücü Kulübü adı altında yarışmaya katılan Sultan Ünal’ı, Tayland dönüşü Antalya havalimanında karşılayan bile olmuyor. 

Eski Emniyet Müdürü Cemil Tonbul’a zafer sevincini paylaşmak için gittiği ziyarette Sultan Ünal’a bir başarı plaketi ve kol saati veriliyor. Ayrıca şampiyona öncesi özel forma verileceği sözüne rağmen sadece plaketle çıkıyor odadan genç şampiyon... Bir plaket ve bir kol saati...

Yazının Devamını Oku

Sizce de seri katil değil mi?

14 Kasım 2016
Antalya’da seri hayvan cinayetleri işleniyor; kimsenin kılı kıpırdamıyor.

Yetmiyor bir de Muratpaşa Belediyesi yetkilileri, güle oynaya Falez Park’ta sokak hayvanları festivali düzenliyor. Bu bir
şaka olsa gerek... Bu nasıl bir aymazlık anlamlandırmakta zorlanıyorum. Cinayetlerden içimiz buruk. 

Düden Park’ta son iki ay içerisinde cani/caniler tarafından 7 kedi hunharca katledilirken; neden bu kadar duyarsız
olduk bunun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Gerçi her trafik kazasında cesedin üzerine gazete kağıdı serip, ‘birader ne oldu öldü mü?’ diye soran bir toplum olmaktan kurtulamadık ki!.. Arkasından o caddede ‘Neden kaza oluyor; neden kayıplar yaşıyoruz?’ diyerek araştırma yapan irdeleyen var mı? Olmadı; olmayacak gibi de görünüyor. Gelin artık bu düşünce zincirini kıralım. Bakın eğer bunu yapmazsak gelecekte sıra bizlere gelecek...
Aslında Düden Park’ta işlenen bu kedi cinayetleri çözümlemek için Sherlock Holmes olmaya gerek var mı; bilemiyorum? Üstelik bu kadar teknolojik donanıma sahip iken...
**
Lara bölgesinde son iki ayda seri cinayetler işlenirken, neden hala bir yetkili çıkıp açıklamada bulunmuyor. Yoksa korktuğum bakış açısı mı hakim bu kenti yönetenlerde; ne dersiniz?

Yazının Devamını Oku

Akdeniz manzarası için müthiş teras

13 Kasım 2016
Antalyı’yı turizm, tarım ve ticaret çatısı altında topluyoruz. Buna da (3T) diyoruz. Ama sadece diyoruz; o kadar.Alın size çok basit ispatı. Hepimizin ayak bastığı bir meydandır; Cumhuriyet Meydanı...

Bu alan çok önemli olmasına rağmen bir türlü gerektiği gibi kullanılamıyor. Altında tarihi Kaleiçi ve Yat Limanı, eşsiz Akdeniz
manzarasıyla... Neden olduğu bilinmemekle birlikte orada sadece bir meydan havası yaşatılıyor. Siz buna koruma deyin ya da başka bir şey sonuçta bu alan yıllardır tam anlamıyla kullanılmıyor. Ötesi de yok şimdilik...
**
Kenti gezmeye gelen turist bile hızlıca bu alanın Kaleiçi kısmına (küçücük seyir terasına) getiriliyor. Sonra mı? Bir rehber hızlı hızlı birşeyler anlatıyor sonra da ‘gidiyoruz’ diyor... Gösterecek bir şey kalmayınca da turistler apar topar hanutçulardan
kaçırır gibi otobüslere tekrar bindiriliyor. Sonra da bizim Cumhuriyet Meydanı’mız var diyoruz!... Var ya; olmaz mı? Ne sanata, ne tiyatroya ne de söze dair... Mesela müzede sergilenmeyen heykeller Kaleiçi’nde ve Meydan’daki bazı noktalara konsa. 

Varsa yoksa hep ağır bir görsel kirlilik çıkıyor karşımıza... Neyse ki Büyükşehir Belediyesi, Koruma Amaçlı İmar
Planı kapsamında tarihi Kaleiçi’nde çatılara günısı ve çanak anten konulmasını yasakladı da şimdi biraz gözlerimiz rahatlayacak. Ehh emeği geçenlere teşekkür etmeden geçmemek şart tabi ki. Burada gözden bir ince ayrıntıyı da kaçırmayalım; derim. Kaleiçi’nde ve çevresinde görsel düzenleme sadece çatılarda kalmamalı...

Yazının Devamını Oku

Kısa çöpü kim çekecek?

7 Kasım 2016
İÇİM acıyor... Kim ne zaman çözüm bulacak diye beklemekten bir yılgınlık hali çöküyor üzerime.

Bu kentte suç ve ölüm oranlarına bakıldığında tüm sorumlu polis ve jandarma gibi gösteriliyor. Oysaki uyuşturucudan tutun da trafik kazalarına kadar bu işin sorumlusunu bulmak hiç de o kadar zor olmasa gerek.
Hep kısa bir kibrit çöpünü çekenler arasında olmak ne kadar kötüdür; bunu millet olarak her gün yaşıyoruz her nedense. Adeta bir nefeslik şans içinde güne uyanıp, gece yatıncaya kadar bugün ne olacak diye bekliyoruz. Evlerimizin basit bir mimari hatası yüzünden yıkılmasından, trafikte ehliyetsiz ve bilinçsiz kullanıcılara kadar!..
Daha geçen gün değil miydi?
Pompalı tüfeğini kapan psikolojik sorunlu bir vatandaşın kent merkezinde dehşet saçmasına izin vermedik mi?
Kısaca incelerseniz bu kişi pompalı silahı internetten edinmiş...
**
Bitti mi hayır!.. İnanın ben bu yazıyı yazarken bile belki aramızdan birileri internetten bir siparişle yine silah alıyordur.

Yazının Devamını Oku