Neden Türk futbolu son 4'te olmaz?

Türk basketbolu potanın Devler Ligi’nde son 4’te de olur defalarca olduğu gibi finale de çıkar, kupayı da alır.

Haberin Devamı

Çünkü ‘Beyaz Gölge’ TV’de yayınlandığından beri defalarca yeni uyarlaması yapılmıştır. Türk Futbolu’nun sadece günde iki kez doğru zamanı gösteren durmuş bir saat olduğunu ise yıllar önce ‘Ya Ya Ya Şa Şa Şa’ filminde izlemiştik. Türk futbolu adına maalesef halen aynı filmi izliyoruz.

Türk basketbolunda futboluna göre dayanışma vardır. Yerel ligde zaman zaman her ligde olduğu ölçüde ezeli rekabet ezeli düşmanlığa dönüşme tehlikesi geçirse de son tahlilde Türk futbolundaki ezeli düşmanlıkların yanında en fazla ‘Leyla ile Mecnun’daki Arda ve Mecnun’un atışmaları gibi kalır: Bir şekilde birbirini besler. Misal Obradoviç övülürken “Ergin Ataman bile...” diye söze başlanır ya da tam tersi.

Ben hep futbolcu olmak istedim ancak ailem kekemeliğim geçsin diye basketbola verdi. Aydan Siyavuş-Aydın Örs ekolünde basketbol kadar hayatı da erken yaşta öğrendim, öğrettiler. Efes’in U12 takımındayken “Büyüyünce ne olacaksın?” anketinde cevapların % 90’ı Orhun Ene, Erman Kunter, Drazan Petroviç, Michael Jordan’dı. Amatörden profesyonel lige çıkış maçından bir hafta önce ise oynadığım futbol takımının en iyi oyuncuları benzer ankette “Parayı bulacağım, popçuyla aşk yaşayacağım” cevabını vermişlerdi! Basketbolda dünyaları kazandık, futbolda dünya kadar borç yaptık.

BORÇ NASIL ERİTİLİR?
Devler Ligi’nde Atletico Madrid son 4 sezonun 3’ünde finale çıkmaya çok yaklaşmıştı. Hâlbuki kısa süre önce dünyada en çok borcu olan büyük kulüptü. Kulüp büyüktü ama futbol takımı performansı büyük değildi. Sabırla üstüne koya koya büyüttüler.

Önce UEFA kazandılar sonra sürdürülebilir başarının formülünü geliştirdiler. Sırayla Torres, Agüero, Forlan, Falcao’yu satıp Diego Costa ile finale çıktılar.

Sonrasında Costa’yı satıp yine finale çıktılar. Real Madrid olmasa şampiyon da olurlardı ancak o dönemde yayın gelirlerinin neredeyse yüzde 80’ini iki başına alan Real ve Barcelona’yı geçip La Liga’da şampiyon oldular. Daha da değerlisi bunları başarırken borcun b’si kalmadı. Birçok kulüp onların modelini örnek aldı.

JUVE DEĞİŞTİ DEĞİŞTİRDİ
Son 3 sezonda 2. kez finale çıkan bir başka takım ise 10 yıl önce 2. kümede olan Juventus. Tüm bütçeyi poster süsleyecek yıldız forvetlere yatırmadılar. Buffon’un önüne kademe kademe Chiellini, Barzagli, Bonucci geldi bir daha da kimse onların kademesini aşamadı. Juventus ‘klasik İtalyan katenaçyosu’ falan değil, çağa ayak uydurdular hatta çağı belirlediler. Savunmayı ne kadar iyi yapıyorlarsa hücumu da o kadar iyi yapıyorlar, savunmadan hücuma hücumdan savunmaya Einstein zekâsıyla geçiyorlar!

Bizim Türk takımlarından farklı olarak rakip ceza alanı çevresinde top ayaklarındayken topla kendi sahalarından çıkarkenki kadar dikkatli ve akıllılar. Nitekim Monaco’yu geçip finale çıktılar!Bundan yaklaşık 30 yıl önce ise bir Türk takımı, G.Saray, Devler Ligi’nin eski formatında yarı finale çıkarken dönemin en zengin takımı olan Monaco’yu elemişti. Plan, program, taktik, altyapıdan oyuncu yetiştirme başta olmak üzere futbolun tüm gerekleri bir araya gelmişti. Şimdi ise Türk futbolu, G.Saray’ın eski hocası Rijkaard’ın bıraktığı yerde: “Her şeyden biraz var ama hiçbir şey tam değil!” Artık tam olan bir şey var, maalesef o da devasa borçlar!

Yazarın Tüm Yazıları