Diyanet’in cemaat düzeni önerisi

DİYANET İşleri Başkan Yardımcısı Mehmet Emin Özafşar, Al Jazeera’ye konuşmuş.

Haberin Devamı

FETÖ türü yapıların tehdit unsuru olmaması için cemaatlerin kayıt altına alınmasını öneriyor.

 

Üzerinde durmaya değer.

 

Palyatif tedbirlerle FETÖ bertaraf edilebilir, ama yeni FETÖ’lerin çıkması önlenemez.

 

Hiç değilse Diyanet’ten birileri, yapısal tedbirlere kafa yoruyor, bu umut verici.

 

Peki cemaat ve tarikatlar nasıl kayıt altına alınacak?

 

***

 

İslam dünyasında bunun en belirgin örneği Mısır’da var.

 

2012’de Radikal’de “El-cemaat vel-tarikat düzeni” başlığıyla yazmıştım.

 

Haberin Devamı

Cemaat önderleri, imamlar, hocaefendiler, tarikat şeyhleri, mürşitler orada yasal statüye sahip.

 

Hepsine devlet protokolünde yer ayrılıyor.

 

Bir tarikatlar konseyi var, onun altında toplanıyorlar.

 

Şazeliler, Bedeviler ve Rufailer başta olmak üzere 73 ayrı tarikat kayıt altında faaliyet gösteriyor.

 

90 milyonluk ülkede toplam 10 milyonu buluyor kayıtlı mensupları.

 

Kamusal kimliğe sahipler ve şeyhleri müftüyle birlikte devlet protokolünde oturuyor.

 

Programları, amaçları, üye mevcutları, örgütlenme modelleri ile faaliyet alanları şeffaf. Hesap kitapları denetlenebilir durumda.

 

Müslüman Kardeşler Cemaati, gayriresmi ve hatta sakıncalı olduğunda bile tam yasaklı bir örgüt değildi. 50’lerden sonra yeraltına itildiğinde dahi yarı şeffaftı.

 

Haberin Devamı

Hüsnü Mübarek döneminde de kısıtlamalara rağmen tanımlanmış legal bir yaşam alanına sahipti.

 

***

 

Cemaatlerin faaliyetlerinin ve programlarının denetlendiği bir düzen kurulamaz mı?

 

Üzerlerindeki giz örtüsünden sıyrılıp gizli örgütçülükten arındırıldıkları bir düzen...

 

Mısır’da yeraltında saklanmaya zorlanan bir tarikat zaten yoktu.

 

Gerçi Sisi darbesiyle Müslüman Kardeşler için durum değişti. Fakat devrimden sonra kayıt dışı bir dini cemaat yapılanması da kalmamıştı.

 

Bu tarafından baktığınızda cemaat ve tarikat demokrasisi, denenmeye değebilir.

 

Demokratik şeffaflık, cemaat ve tarikat gibi sosyal organizasyonlar için de sağlanabilir.

 

Hangi kuruma akredite edileceklerine, nasıl denetleneceklerine gelince, adam akıllı tartışırız.

 

Haberin Devamı

Diyanet’e paralel dini örgütlenmelerden söz ediyoruz.

 

Fakat Diyanet’e akredite edilmeleri, Başkan Yardımcısı Özafşar Hoca’ya da uygun gelmiyor.

 

Belki dernek kategorisinde cemiyetler olarak İçişleri Bakanlığı nezdinde bir statüye kavuşturulabilirler.

 

Mahzurları yok mu sosyal yapılara resmiyet kazandırıp devlet denetimine sokmanın, var...

 

Dini hayat üzerinde devletin baskı kurma ihtimali her zaman söz konusu.

 

Bu açıdan cemaat ve tarikat mensuplarını ürkütebilir.

 

Ama toplum menfaatlerini korumak açısından da en doğrusu ve sağlıklı olanı kayıt altına girmeleri.

 

FETÖ’nün üzerlerine düşürdüğü zan ve şüphelerden ancak böyle kurtulabilirler.

 

Yoksa hep bir tehdit ve tehlike potansiyeli taşıyacaklar insanların gözünde, belki yeni kuşaklara güven veremeyecekler.

 

Haberin Devamı

Akredite olmaları, onları da rahatlatacaktır.

 

***

 

Kitlesel ihraçlarla, gözaltı dalgalarıyla FETÖ’yü devlet kadrolarından tasfiye etmeyi başarabilirsiniz.

 

Kayyum rejimini çalıştırarak, şirketlere el koyarak FETÖ’nün iş dünyasındaki bağlantılarını çökertebilir, para kaynaklarını kurutabilirsiniz.

 

Fakat açtığınız boşluğu hangi yapıların dolduracağını, tasfiye ettiğiniz karanlık örgütün yerini hangi kayıt dışı aktörlerin aldığını bilemezsiniz.

 

Mısır tecrübesinden yararlanabilir Türkiye.

 

Artısıyla eksisiyle masaya yatırmakta yarar görünüyor.

Yazarın Tüm Yazıları