Yeter! Fidan diktik diyerek savunma yapmayın artık

Başka bir şey bulun.

Haberin Devamı

Başka bir şey üretin.

Başka bir şey söyleyin.

Yeter ki...

“Şu kadar ağaç kestik ama karşılığında da şu kadar fidan diktik” diye savunma yapmayın.

*

Çünkü...

Diktiğiniz o fidanların ağaç haline gelmesi için...

O ağaçların da ormana dönüşmesi için...

Yüzyılların geçmesi gerekiyor.

*

Yani istediğiniz kadar fidan dikin...

Ne ormanı ne de ormanın sağladığı o mükemmel ekolojik sistemi yerine getirmiş oluyorsunuz.

*

Başka bir şey bulamıyorsanız, başka bir şey üretemiyorsanız, başka bir şey söyleyemiyorsanız...

Bari susun!

Çünkü...

“Ama fidan diktik” deyip durmak ile “boş yapmak” arasında zerrece bir fark yok.

*

Kısacası...

Yeter artık! Boş yapmayın!

BEN SANATÇININ TAVIR KOYANINI SEVERİM

BEN sanatçının...

Sağa sola bakıp kim ne diyor diye etrafı kesmeyenini, “Bir şey söylersem kimleri ürkütürüm acaba” diye hesap yapmayanını, doğru bildiğini söylemekten kaçınmayanını, “Durup dururken hedef olmanın ne âlemi var ki şimdi” diye düşünmeyenini, tartışmalar bitene kadar ölü taklidi yapmayanını...

Severim.

*

İşte bu yüzden...

Sırf bu yüzden...

Haberin Devamı

Kazdağları için tavır koyan...

Tarkan, Fazıl Say, Cüneyt Arkın, Ata Demirer, Şahan Gökbakar, Demet Akbağ, Cem Yılmaz, İlhan İrem, Gökhan Özoğuz, Haluk Levent, Zülfü Livaneli, Norm Ender gibi sanatçıları...

Sevdim.

CANIM YARAMAZLIK YAPMAK İSTEDİĞİNDE

Melih Gökçek’in telefonuna “Mansur Yavaş amma da başarılı çıktı ha” diye mesaj atmak istiyorum.

*

Burhan Kuzu’nun kulağına “CHP’nin de bu ülkeye çok hizmeti oldu... CHP’ye haksızlık yapmayalım” diye fısıldamak istiyorum.

*

Mustafa Armağan’ın karşısında üzerinde Atatürk’ün resmi bulunan fincanımla sade bir Türk kahvesi höpürdetmek istiyorum.

Yeter Fidan diktik diyerek savunma yapmayın artık

EKREM İMAMOĞLU EĞER O MAKAMA GÖZÜNÜ DİKTİYSE

EKREM İmamoğlu’nun hedefi...

Cumhurbaşkanı olmak ise...

Kazdağları için Kanada Büyükelçisi ile görüşmeler yapmaya çabalamak, yurtiçi gezilerine çıkmak, Abdülhamid’in torununun eşiyle görüşmeler yapmak, yetki alanına girmeyen konularla ilgilenmek yerine...

Bütün mesaisini İstanbul’a ayırması gerekir.

*

Haberin Devamı

İstanbul’a konsantre olmalıdır.

İstanbul için motive olmalıdır.

*

Ekrem İmamoğlu’nu daha yukarılara taşıyacak olan tek şey vardır:

İstanbul’a kazandıracağı somut projeler!

*

Unutmayalım:

Tayyip Erdoğan’ın siyasi yükselişinin temelinde İstanbul’a kazandırdıkları vardır.

MUHALEFETE OKUMA PARÇASI: HINCAL ULUÇ’UN DÜNKÜ YAZISI

İSTANBUL-İzmir otoyolu için...

Bu zamana kadar yazılmış en hakkaniyetli, en tatmin edici, en ikna edici, en doyurucu, en kapsamlı, en politik mülahazalardan uzak, en samimi, en inandırıcı yazıyı Hıncal Uluç yazdı.

Binali Yıldırım’ın hakkını teslim etmeyi de ihmal etmeyerek...

Ben muhalefetin yerinde olsam...

İstanbul-İzmir otoyolu için söyleyeceklerimi söylemeden önce...

Haberin Devamı

Hıncal Uluç’un dünkü yazısını mutlaka okurum.

Çünkü o yazıda ortaya atılan tezleri çürütmeyi başarmadan yapılacak muhalefetin maalesef hiç şansı yok.

O yazıda ortaya atılan tezleri çürütmek mümkün olamıyorsa...

O zaman da konunun peşini bırakmak şart.

“Sen muhalefetsin... Doğruya da yanlışa da muhalefet edeceksin” diye bir hüküm yok ki göklerden gelen...

BİZİMKİLER’DEN BUGÜN BİLE KULLANDIĞIM SÖZLER

Cıvık müdürüm afedersin.

Dumkof.

Benim adım Cemil.

Nein Davut nein.

Sevim koş katil geldi.

Tahta kafa.

Kızlara bakıyorsun öyle mööö gibi...

*

‘Bizimkiler’ adlı dizi ve daha birçok güzel yapımda imzası olan Umur Bugay’a rahmet dileklerimle...

‘TOLGA AĞAR HAKKINDA

AK Parti’den milletvekili olan Tolga Ağar’ın konuşma stili, cümle kuruş biçimi falan... Aynı babası... Gözünü kapat sanki Mehmet Ağar konuşuyor.

*

Haberin Devamı

Fakat acemi tabii ki... Literatürü pek bilmiyor... Terminolojiden habersiz gibi... “Şirk” olgusuna yeterince vakıf değil.

*

O yüzden “hâşâ” demiş olsa da “Cumhurbaşkanı dediğin zaman bize Allah gibi geliyor” tarzı bir cümle sarf etmesi, hiç ama hiç yakışık almadı.

Yeter Fidan diktik diyerek savunma yapmayın artık

İSTANBUL HAVAALANI... İLK DENEYİM NOTLARI

Günde 15 bin adım atmayı hedeflemiş benim gibiler için bulunmaz fırsatlar sunması güzel... Yürüdükçe attığım adım sayısına baktım... Baktıkça da gülümsedim.

*

Ne kadar kalabalık olursa olsun... Kalabalığı asla hissetmiyorsun. Bu açıdan büyüklüğüne diyecek bir lafım yok.

*

“İlle de VIP” falan diye tutturmaya hiç ama hiç gerek yok. Çünkü havaalanının her tarafı VIP gibi... Hatta bazı bölümler VIP’ten bile iyi...

*

Haberin Devamı

Kapı numaralarını yazan tabelalar, yön göstericiler falan... Bana biraz fazla karışık gibi geldi... Artistliğin lüzumu yok, basit ve anlaşılır olmak yeterlidir.

*

“Uçak içinde çok bekliyorsun”, “Ulaşımı felaket” falan diyorlardı... Uçak içinde hiç beklemedim, ulaşım da felaket değildi.

Yazarın Tüm Yazıları