Teşekkürler karanlık el! Sayende sığınacağımız bir kapıyı öğrenmiş olduk

“Defol Alevi” diye yazmış.

Sonra da kapıya “Burada Alevi yaşıyor” anlamında bir işaret koymuş.

*

Teşekkürler karanlık elli alçak provokatör!

*

Teşekkürler çünkü sayende... Dar zamanımızda sığınacağımız bir dostluk kapısını keşfetmiş olduk.

*

Teşekkürler çünkü sayende... “Gelin canlar bir olalım” anlayışıyla kucağını açmış bir dostumuzun nerede oturduğunu öğrenmiş olduk.

*

Teşekkürler çünkü sayende... Edep, erkân, yol sahibi bir dost aradığımızda nereye gideceğimizi bilmiş olduk.

*

Teşekkürler çünkü sayende... Sofrasına oturacağımız, kardeşliğimizi pekiştireceğimiz bir Alevi kapısıyla tanışmış olduk.

*

Bu iyiliğini hiç unutmayacağız karanlık elli provokatör!

Şimdi gönül rahatlığıyla defolabilirsin!

 ALİ BABACAN’A DAİR YEDİ TANE SAPTAMA

1) VASATIN BİR TIK ÜSTÜ

Bir süre önce yaptığı çıkışla ilgili olarak şöyle yazmıştım: “Mıy mıy da mıy mıy /Mıy mıy da mıy mıy...” Bu sefer daha iyiydi Ali Babacan... Gürül gürül akmıyordu ama hiç değilse vasatın bir tık üstündeydi.

2) ABDULLAH GÜL’ÜN HAYALETİ

Ali Babacan’ı dinlerken konsantrasyonumu bozan bir şey oldu... Şöyle bir şey: Sanki oralarda bir yerlerde Abdullah Gül’ün hayaleti dolaşıyormuş gibi geldi bana. Atamadım üzerimden bu yanılsamayı!

3) İKİNCİ ADAMLIK VE LİDERLİK

İyi bir ikinci adam, lider olmaya kalkarsa... İki kayıp birden yaşanabilir. BİRİNCİ KAYIP: İyi bir ikinci adamdan mahrum kalınır. İKİNCİ KAYIP: Kötü bir lider ortaya çıkabilir.

4) YETKİLİ BİR ARKADAŞTI

Bir sorunu var Babacan’ın... Hem 2011’den beri önemli makamları işgal etti... Hem de “İşler ta 2011’den itibaren bozuldu” diyor. Bu halledilmesi gereken bir sorun. Artık nasıl halledecekse!

5) DEMODE KADROCULUK

Trump, Putin, Erdoğan... Memnun ol ya da olma... Dünya, artık güçlü liderler dünyası... Avrupa böyle liderler çıkaramadığı için bocalıyor. Böyle bir ortamda “kadro hareketi” başlatmak, bana biraz demode bir çaba gibi geldi.

6) ÖZGÜRLÜK, HUKUK

Demokrasi, özgürlük, hukuk... Vurgusu bunlaraydı. İyi ama Kemal Bey’in de vurgusu bunlara, Meral Hanım’ın da... Bunları vurgulayan muhalefet partilerine bir yenisi daha mı eklenecek? Temaları değiştirmese bile farklı bir açı yakalaması şart Babacan’ın.

7) AKILLICA BİR TAKTİK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı doğrudan hedef almadı Ali Babacan... Erdoğan eleştirisi yapmadı. Öyle anlaşılıyor ki... Erdoğan’la karşı karşıya gelmemek için çabalayacak. İyi taktik. Kesin Abdullah Gül, “Böyle yap” demiştir.

RAHMİ TURAN’IN GEÇMİŞTE YAPTIĞI ASPARAGAS HABERLER

MERAKLISINA birkaç not:

*

Dün bu köşede yayınlanan o iğrenç haberler, yüzlerce haber arasından özenle seçilmiş haberler değildi. Malzeme o kadar boldu ki... Bir seçme yapmaya bile gerek kalmıyordu. Rahmi Turan’ın çıkardığı gazetenin her tarafı, cinselliği çok bayağı şekilde kışkırtan asparagas haberlerle doluydu. Haberlere bakarken “Muhayyilesi amma da kirliymiş adamın” dedim durdum.

*

Rahmi Turan’ın geçmişinde yer alan bu haberleri ortaya dökmeyecektim. Gerçekten de dökmeyecektim. Fakat Rahmi Turan rahat durmadı. Bana, “Aç benim sicilimi, ne varmış ki benim geçmişimde? Ben tirajların efendisiyim” falan diye hava attı. Ben de dayanamadım ve sicilini ortaya koydum. Keşke bu noktaya getirmeseydi işleri Rahmi Turan. Keşke rahat dursaydı.

*

Gençlerin bilmediği, genç olmayanların da pek hatırlamadıkları bir geçmiş bu... “Vay be! Rahmi Turan’a bak! Gerçekten de bu haberleri yapmış mı?” nidaları yükseldi dün bütün gün ortamlarda... Çabuk unutuyoruz ve bu nedenle de dünün asparagasçısı, bugünün “duayen, güvenilir, muhalif gazetecisi” olabiliyor. Üstelik geçmişiyle hiç hesaplaşmaya gerek duymadan. Bir anda temize çekiyor kendini.

HAYALLER GERÇEKLER

ROCKY’nin vücuduna Trump’ın kafasını koymuşlar.

Trump da beklendiği gibi, bu çabayı çok beğenip Twitter hesabından paylaşmış.

Trump’ın tenis oynarken çekilmiş şu fotoğrafını görünce...

Trump açısından acıklı, benim açımdan acımasız bir “hayaller/gerçekler” durumu ortaya çıktı.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Resulayn” derken “ayn” harfinin hakkını fazlasıyla vermekte.

Haluk Bilginer, aldığı ödülü vakarla taşımasını bildi. Hiçbir münasebetsizliğe zerre kadar savrulmadı.

‘Sahte peygamber’in cenazesine giden kalabalığı görünce... “Milletimiz niye böyle? Milletimiz niye böyle?” diye sayıklayıp durdum.

“Külliye’ye giden CHP’li” olayını 40 gün daha konuşsalar yine de doymayacak olanlar var.

İktidar yanlılarında bir Ekrem İmamoğlu stratejisi yoktu, sanırım bir Ali Babacan stratejisi de yok.