Samimi değilmiş, özrü kabul edilmezmiş falan

Kenan Sofuoğlu ile ilgili en ağır şeyleri yazdım iki gün üst üste...

Haberin Devamı

 “Yaptığın ayıptır” dedim.

 “Özür dile” dedim.

 “Olmaz böyle şey” dedim.

 “Hâlâ özür dilemiyorsun” dedim.

 “Sende utanma olsa özür dilerdin” bile dedim.

Dedim de dedim yani...

Bütün bu ağır eleştirilerime rağmen Kenan Sofuoğlu beni aradı.

Ve lafı hiç eğip bükmeden...

 “Çok üzgünüm” dedi.

 “Yaptığım hataydı” dedi.

 “Özür diliyorum” dedi.

 “Acemiliğime verin” dedi.

 “Kilitlendim” dedi.

Dedi de dedi yani.

Ben de tarafsız bir gazeteci olarak Kenan Sofuoğlu’nun söylediklerini yazıp altına da “Özür dilediği için teşekkürler” dedim.

Vay efendim sen misin böyle yapan?

Kimi “Sofuoğlu’nu aklamak sana mı düştü” diye tepki gösterirken, kimi de kısaca “Yalaka” diyerek işimi bitirmeye kalkıştı... Bazıları sanki ellerinde “samimiyetölçer” varmış gibi “Kenan Sofuoğlu hiç de samimi değil” derken, bazıları da Cübbeli falan gibi fetva verip “Onun özrü asla kabul edilmez” diye ahkâm kesti.

Fanatizmin ideolojisi yoktur.

Haberin Devamı

Bizim memlekette iki tarafın fanatikleri de...

Birbirlerinin amca oğludur, teyze kızıdır. Birbirlerinden kız alıp kız vermişler, akraba olmuşlardır.

Fakat bereket versin ki...

Bu memlekette bu fanatizm akrabalığının içinde yer almamayı tercih ederek...

Hatasını kabul edip özür dileyen şahsın üstüne gitmeye devam etmek, hiç de medeni bir tavır değildir” anlayışında olan milyonlar var!

2019 yılında Allah hepimizin karşısına hep bu milyonlardan çıkarsın. Âmin!

Samimi değilmiş, özrü kabul edilmezmiş falan

MÜJDAT GEZEN’E YAPILAN ZULÜMDÜR

MÜJDAT Gezen’in kızı Elif Gezen, yurtdışında kanser tedavisi görüyormuş.

Mahkeme, Müjdat Gezen hakkında...

Lüzumsuz mu lüzumsuz, anlamsız mı anlamsız, zorlama mı zorlama yurtdışı çıkış yasağı kararı verdi ya...

İşte bu karar nedeniyle...

Müjdat Gezen, yurtdışında kanser tedavisi gören kızını görmeye gidemiyormuş.

İki şey söyleyeceğim:

BİR: Bu bir zulümdür.

İKİ: Bu zulme itiraz etmemek, zulme rıza göstermek anlamına gelir.

2019’DA ŞÖYLE BİRİ OLMAK İSTİYORUM

Kimsenin yadırgamayacağı kadar kayak yapabilmeyi öğrenmiş...

Azıcık da olsa stilli yüzerek asgari takdiri toplamayı başarmış...

Haberin Devamı

Mutfağa girdiğinde en azından idare eder bir kuşkonmazlı risotto çıkarabilmiş...

Sardırmadan sonuna kadar

izleyebileceği çok güzel filmlere denk gelmiş...

Biri olmak istiyorum.

BİRDENBİRE BEDRETTİN DALAN AKLIMA GELDİ!

BUGÜNLERDE kime sorsam...

Ne sorması!

Daha sormadan... “Binali Yıldırım banko” diyorlar.

Ekrem İmamoğlu ile ilgili söylenen ise şu:

“CHP’nin çıkarabileceği en iyi aday ama Binali Yıldırım karşısında hiç şansı yok.”

Bunu bir benzeri geçmişte yaşanmıştı.

Bedrettin Dalan, yeniden adaydı İstanbul’a...

Kime sorulsa... Ne sorulması yahu! Daha sorulmadan “Bedrettin Dalan seçimi garanti alır” deniliyordu.

Dalan’ın rakibi Nurettin Sözen hakkında ise söylenen şuydu:

Haberin Devamı

“Allah’ın garibi... Dalan gibi bir devin karşısında aday olması en büyük talihsizliği...”

Ekrem İmamoğlu’cular!

“Tarih tekerrür edecek” diye sevinmeyin... Zira tarihin, ille de her zaman aynı şekilde tekerrür etmek gibi bir borcu yoktur.

Binali Yıldırım’cılar!

“Tarih her zaman aynı şekilde tekerrür etmez” diye düşünmeyin... Zira hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi tarih?

 

REKTÖRLER VE ARABALARI

SİİRT Rektörü...
Bilmem kaç kilometre hız yapan, koltukları ısıtmalı araba istemiş.

Aksaray Rektörü...
Üniversiteye verilen zekâtla kendisine makam arabası satın almış.

Bütün bunlar olup biterken de...
Hepimiz sızlanarak soruyoruz:
“Bizim niye ilk beş yüzde üniversitemiz yok?”

Haberin Devamı

Oysa cevap çok açık:
Rektörlerimizin sevdası, sadece araba sevdası olduğu müddetçe...
Bizim ilk beş yüz binde bile üniversitemiz olmaz, olamaz!
 

KİŞİSEL TARİHİMDEN YILBAŞI DENEYİMLERİ

Bir keresinde saat 22.15’te vurup kafayı yatmıştım...

Bir keresinde heves edip yılbaşı partisi vermeye kalkışmıştım da verdiğim parti, “tüm zamanların en sıkıcı yılbaşı partisi” seçilmişti.

Bir keresinde Zeki Müren’den siyah beyaz televizyon ekranında “Mihrabım Diyerek Sana Yüz Vurdum” şarkısıyla girmiştim yeni yıla.

Bir keresinde Mekke’nin fethi yıldönümü törenlerine katılmıştım.

Bir keresinde evimin kapısında yere nar fırlatmıştım da ortalık kan gölüne dönmüştü.

Yazarın Tüm Yazıları