Neden herkes aşıdaki büyük müjdenin farkına varamadı?

Sıtkı sıyrılmıştı milletin.

Haberin Devamı

Tabii benim de.

*

- Öyle çok müjde verildi ki...

- Öyle çok milyon rakamı telaffuz edildi ki...

- Öyle çok hayal kırıklıkları yaşandı ki...

- Öyle çok rakamlarda revizeye gidildi ki...

Biz artık “Şu kadar milyon aşı gelecek” beyanlarına yüz vermez olduk.

*

İşte tam da bu yüzden...

“120 milyon BioNTech aşısı geliyor” haberinin hakkı tam olarak verilmedi.

*

Peki neydi bu seferki fark?

*

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Uğur Şahin Hoca’yla yürüttüğü müthiş aşı diplomasisi, sonuç verdi.

Neden herkes aşıdaki büyük müjdenin farkına varamadı

Ve Uğur Şahin, tüm Türkiye’nin huzurunda...

“120 milyon doz aşıyı Türkiye’ye gönderiyoruz” dedi, takvimi de net biçimde ortaya koydu.

Yani iş somutlaştı.

Yani elle tutulur hale geldi.

*

Dikkat! Dikkat!

Haberin Devamı

- Bu yeni bir durumdur.

- Bu bir dönüm noktasıdır.

- Bu büyük bir müjdedir.

- Bu Türkiye’nin salgını yeneceğinin en somut göstergesidir.

- Bu bir devrimdir.

- Bu kapanmaların son bulacağının haberidir.

- Bu sokak yasaklarının biteceğinin haberidir. 

- Bu kaygıların bittiği yerdir.

- Bu kayıplarımızın en aza ineceğinin göstergesidir.

*

Aynı zamanda bir eczacı olan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, durumun farkına varmış olacak ki...

Şu mesajı paylaştı tüm kamuoyuyla:

*

“BioNTech ile imzalanan anlaşmayla 120 milyon doz aşının sözleşmeye bağlanmış olmasından memnuniyet duyuyoruz. Bu virüsle mücadelenin tek yolu aşı! Hızlı bir aşılama kampanyasıyla çalışan vatandaşlarımız başta olmak üzere herkesin bir an önce aşı yaptırmasını temin etmeliyiz”.

*

Bende oluşan ve bir türlü yatışmayan büyük heyecanın, büyük keyfin, büyük moralin temel sebebi işte budur.

*

Yaşasın yahu yaşasın!

Kurtuluyoruz bu meretten!

AKŞENER VE BABACAN ŞÖYLE YAPAMAZ MIYDI?

Neden herkes aşıdaki büyük müjdenin farkına varamadı


- MERAL AKŞENER: Bir hata yaptı. Vahim bir hata. Erdoğan’ı, çocuk katili Netanyahu’ya benzetti. Bağlamı ne olursa olsun çok münasebetsiz bir benzetmeydi. Hoş değildi. Yakışmamıştı. Yapması gereken tek şey vardı: “Pardon, bu yaptığım pek olmadı, maksadımı aştım, özür dilerim”. Ne olurdu yani böyle deseydi? Küçülür müydü? Mağlup mu olurdu? Kaybeder miydi? Yoksa tam tersi kazanır ve büyür müydü? Bence büyürdü ve kazanırdı. Ama yapmadı bunu. Yapmamayı tercih etti. Bu işten çıkardığım sonuç: Krizlerden zaferle çıkmayı bilmiyor bizim siyasetçiler.

Haberin Devamı

*

Neden herkes aşıdaki büyük müjdenin farkına varamadı

- ALİ BABACAN: AK Parti’de milletvekiliyken Abdullah Gül’ün cumhurbaşkanı adayı olması için çabalamış. CHP ve tüm muhalefetle kulisler yapmış. Tam göbeğindeymiş bu işin. Ama perde arkasında kalmayı tercih etmiş. Kendi ağzıyla söyledi bunları... Lafının nereye gideceğini hesap etmeden. Tabii ki çokça eleştirildi. Şimdi durumu düzeltmek için “laga luga” sayılacak açıklamalar yapıyor. Halbuki yapması gereken tek şey şuydu: “Siyasi ahlak açısından bu yaptığımın affedilir tarafı yok” diyerek alıp başını gitmek ve bir kıyı kasabasına yerleşmek. Ama nerede onda bu yürek!

NE DİYORSUN AA MUHABİRİNİN SORDUĞU SORUYA?

ANADOLU Ajansı muhabirinin, Bakan Pakdemirli ve Bakan Varank’a sorduğu soruyu izledim.

*

Haberin Devamı

Soru sormuyor, yorum yapıyordu. Yorum yapmıyor, hüküm veriyordu. Hüküm vermekle kalmıyor, verdiği hükümden yola çıkarak karşısındaki iki bakana hakaret ediyordu.

Hakaret etmekle kalmıyor, slogan atıyordu. Slogan atmakla yetinmiyor, ajitasyon çekiyordu.

*

Başka hiçbir yorumu okumadan, kim ne demiş diye hiç bakmadan, hiçbir değerlendirmeye kulak vermeden, olayla ilgili hiçbir detaydan haberim yokken...

Konuyla ilgili olarak fikrimi soranlara şu cevapları verdim:

*

- Bu muhabirin FETÖ’cü olup olmadığını bilmiyorum. Ama yaptığı şey... Tam olarak umudunu kaybetmiş bir FETÖ’cü eylemine benziyor.

*

- Bu muhabirin FETÖ ile zerre alakası olmayabilir. Ama yaptığı şey... Küçük çapta Rus büyükelçi suikastı gibi. Sabbah’ın fedailerini andırıyor gibi.

*

Haberin Devamı

- Bu muhabir FETÖ’den acayip uzak olabilir. Ama yaptığı şey... Uyuyan hücrenin uyanması gibi. Vücuda sarılan bombanın piminin çekilmesi gibi.

*

AA muhabiri, aynı temalar üzerine bir soru sorsaydı...

Ama soruyu sorarken...

Gazetecilik formasyonundan bu denli hazin bir şekilde uzaklaşmasaydı...

Bunların hiçbirini demezdim.

BİR DAHA HATIRLATAYIM

- Düşene vurulmaz.

*

- Ölmüş gitmiş insanlara karşı kin tutulmaz.

*

- Aman dileyene kılıç kalkmaz.

*

- Dostluklar iyi günde değil kötü günde belli olur.

- Müzevirden dost olmaz.

*

- Başkasının dedikodusunu yapanın, senin de dedikodunu yapacağı hep akılda tutulur.

*

- Mahcup olmasını bilmeyenle yakınlaşılmaz.

*

- Rezil olmasını beceremeyenle yol gidilmez.

*

Haberin Devamı

- Özür dilemeyi küçültücü bulanla muhabbet edilmez.

*

- Her şeyi kişisel alanla seyahate çıkılmaz.

Yazarın Tüm Yazıları