Her gün Erdoğan her yer Erdoğan

CUMHURBAŞKANI Erdoğan, durup dururken, hiçbir bağlamı yokken ve hiç de sırası değilken...

Haberin Devamı

- Kadınlardan...

 

- Kadınların tercihlerinden...

 

- Doğumdan...

 

- Rabbimizin kaç çocuk istediğinden...

 

- Kadınların çocuk yapmasından ya da çocuk yapmamasından...

 

- Eksik ya da tam kadınlardan...

 

Falan söz etmeye başlayınca...

 

Bazı çokbilmiş tipler, başladılar o eski nakaratı tekrarlamaya:

 

Tayyip Erdoğan gündem değiştirmeye çalışıyor.

 

*

 

Neymiş efendim...

 

Haberin Devamı

- Alman Parlamentosu’ndan Ermeni tasarısının geçmesini unutturmaya çalışıyormuş...

 

- Üniversite diploması olmadığına dair iddiaları gündemden düşürmeye çalışıyormuş...

 

Falan filan...

 

*

 

Yahu kardeşim!

 

Alman Parlamentosu’nun verdiği kararı unutturmaya çalışsa...

 

Günde en az sekiz kere “Bunların kanı bozuk, bunların kanını testten geçirmemiz gerekir” tarzı ırkçılık içeren sözler söyler mi?

 

*

 

Yahu kardeşim!

 

Üniversite diploması olmadığına dair iddiaları gündemden düşürmeye çalışsa...

 

Bu konuyu ahalinin huzurunda açar ve üniversiteye “çıkar bizim diplomayı, daha ne bekliyorsun” falan diye çağrıda bulunur mu?

 

*

 

Haberin Devamı

Bre şunca zamandır hâlâ Tayyip Erdoğan’ı ve stilini tam olarak kavrayamamış çokbilmişler!

 

Siz hâlâ Erdoğan’ın “gündem değiştirmeye ihtiyacı olan” biri olduğunu falan mı sanıyorsunuz?

 

*

 

Çokbilmişliği bırakın ve bana kulak verin.

 

İşte size tane tane anlatıyorum Erdoğan’ın ne yapmak istediğini:

 

*

 

- Almanya’nın aldığı karar üzerinden Batı karşıtı ve milliyetçi bir rüzgâr estirmeye çalışırken... Kadın, çocuk, doğum falan üzerinden de muhaliflerinin ağzına konuşacak ve tartışacak konu vermek istiyor.

 

*

 

- Diplomasıyla ilgili iddialardan kendisine yeni bir meydan okuma zemini bulmak ve yeni bir mağduriyet kapısı açmak istiyor.

 

*

 

- Kadınlar, çocuklar, doğumlar üzerinden... Kendisine zaten öfkeli kesimlerin daha da öfkelenmelerini sağlamaya, buna karşılık kendisine bağlı kesimlerin daha da bağlanmalarını sağlamaya çalışıyor. Bu tür konular etrafında şekillenecek cepheleşmelerden korkmuyor! Çünkü böylesi cepheleşmelerde kendisine bağlanacakların sayısının, kendisine öfkeleneceklerin sayısından daha fazla olacağından kuşku duymuyor!

 

*

 

Haberin Devamı

- Gündemi değiştirmek istemiyor, gündemi belirlemek istiyor. Okulda, kahvede, lokantada, sokakta, gazetede, televizyonda... Sadece kendi tayin ettiği konuların konuşulmasını istiyor, başka bir konunun gündem olmasını asla istemiyor.

 

*

 

- İstiyor ki vatandaş, bir dakikasını bile Tayyip Erdoğan’sız geçirmesin... “Her yer Tayyip Erdoğan, her gün Tayyip Erdoğan” olsun istiyor.

 

-

 

Peki ama Tayyip Erdoğan’ın bu stratejisine karşı muhalefet ne yapıyor?

 

Ne yapacak?

 

Bırakın alternatif bir gündem oluşturmayı...

 

Tayyip Erdoğan’ın belirlediği gündemi takip etmeye bile mecalleri yok.

 

*

 

Bu durumda...

 

Tayyip Erdoğan’ın yerinde siz olsanız...

 

Türkiye ile bir oyun hamuruyla oynar gibi oynamazsınız da ne yaparsınız?

 

Haberin Devamı

MİLLİ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ’DAN AÇIKLAMA

 

ARADI ve şöyle dedi:

 

“Milli Eğitim Bakanlığı’nın adının Maarif Bakanlığı olması teklifi, benden çıkmadı. CHP’liler, beni eleştirmek için ‘Bakanlığın adını Maarif Bakanlığı’na çevirin’ dediler. Ben de kendilerine ‘Siz teklifte bulunun, biz de destekleriz’ dedim. Mesele bundan ibarettir. Konu benim gündemimde sadece bu yönüyle ve sadece bu kadar yer almıştır.”

 

CEVAP BEKLEYEN ‘ÜST AKIL’ SORULARI 

 

- HAKİKATEN var mı bir üst akıl? Gerçekten de her şeyi bu görünmez, bu elle tutulmaz, bu aşkın güç mü planlıyor?

 

*

 

- Bu üst aklın planlarını bozmak mümkün değil midir? Kaderimiz midir üst akıl? Alnımızın yazısı mıdır?

 

*

 

Haberin Devamı

- Ellerin bir üst aklı varsa... Bizim akıl, alt akıl mı? Eğer bizimki alt akılsa... Bizim alt akıl, ne zaman üst akıllığa terfi edecek? Yoksa üst akıllar, alt akılları belirleyecek ve bu devran hep böyle sürüp gidecek mi?

 

*

 

- Üst aklı yenmek, ezmek, hiç değilse görünür kılmak, teşhir etmek mümkün değil mi? Yoksa üst akıl dediğimiz şeyin böyle belirsiz, böyle muğlak, böyle soyut, böyle gizemli olması mı gerekiyor?

 

*

 

- Her türlü beceriksizliğimize mazeret teşkil etsin diye... Böyle belirsiz, böyle muğlak, böyle soyut, böyle gizemli bir üst akıl mı lazım bize...

 

*

 

- Nasıl içeride “Ben yapmadım Paralel yaptı” demek için her türlü melanet Paralel’e yıkılıyorsa... Dışarıda da “Ben ne yapayım, üst akıl var” demek için kullanışlı bir üst akıl mı gerekiyor?

 

 

CEM ÖZDEMİR KİMİN ADAMI?

 

CEM Özdemir...

 

AK Parti’yi överken... “Türkiye AK Parti ile çoğulculuğu yakaladı” derken... “Türkiye AK Parti sayesinde normalleşiyor” derken... “AK Parti, 1923’ten beri yapılan değişimlerden daha büyüğüne imza attı” derken...

 

Ne diyorlardı?

 

“Bravo Cem Özdemir! İşte gerçekleri gören hakiki demokrat” diyorlardı.

 

*

 

Cem Özdemir...

 

AK Parti’yi eleştirmeye başlayınca... Soykırım iddiasını parlamentoya taşıyınca... Tasarının geçmesini sağlayınca...

 

Ne diyorlar?

 

“Bu Cem Özdemir, Doğan Grubu’na yakın” diyorlar.

 

*

 

Hay Allah müstahakkınızı versin sizin!

 

YARIM KADIN DENİYORSA YARIM ERKEK DE DENMELİ

 

ANNE olmayı tercih etmeyen kadına “yarım kadın” deniliyorsa...

 

Baba olmayı tercih etmeyen erkeğe de “yarım erkek” denilmeli.

 

*

 

Kısacası... İnsanların kişisel tercihlerine müdahale edilirken bile “adil” olunmalı.

 

ÖZAL’A ‘ALIŞAMADIM’ DİYE TELGRAF ÇEKEN TEĞMEN

 

TURGUT Özal, Cumhurbaşkanı seçildiğinde kendisine “Alışamadım” diye telgraf çeken Teğmen Murat Şeref Baba’yı bulduk ve konuştuk.

 

Her gün Erdoğan her yer Erdoğan

 

- O telgrafı neden çekti?

 

- Başına neler geldi?

 

- Bugün pişman mı?

 

- Özal’a haksızlık yaptığını düşünüyor mu?

 

Hepsi ve daha fazlası yarın ÇARŞAMBA SOHBETLERİ’nde.

Yazarın Tüm Yazıları