Gül, Arınç, Çelik ve Babacan parti kurar mı?

*

-BİR: Parti kurmaya şimdilik çok ama çok uzaklar ama böyle bir hedeflerinin hiç mi hiç olmadığını söylemek zor.

*

-İKİ: Parti kurarlar mı, kurmazlar mı bilinemez ama bundan böyle rahatsızlıklarını dile getirmekten imtina edeceklerini söylemek zor.

*

-ÜÇ: Kendilerine gösterilen tepkilerin dozu artar, düzeyi düşerse... AK Parti’den kopup ayrı parti kurmalarının kolaylaşmayacağını söylemek zor.

Bülent Arınç’ın son açıklaması geri adım mı?

BEN pek de öyle anlamadım.

*

Bülent Arınç son yazılı açıklamasında...Şu iki şeyi birden yapmaya çalışıyor:

*

-BİR: Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı alabildiğine saygılı bir tutum takınarak ve alabildiğine alttan alarak... Cumhurbaşkanı’nın kendisi hakkında yaptığı, “O zat dürüst değil” açıklamasını boşluğa düşürmeye çalışıyor.

*

-İKİ: Söylediklerinin arkasında durarak... İddiasından vazgeçmeyerek... İddiasına Yalçın Akdoğan’ı tanık göstererek... “Dürüst değil” açıklamasından duyduğu rahatsızlığı dile getirerek... Pozisyonunu koruduğunu vurgulamaya çalışıyor.

*

Peki yapmaya çalıştığı şeyi tam olarak başarabiliyor mu?

*

Buna vereceğim cevap şunlar olabilir:-Tam değil.-Eh işte.-Kısmen.

Aykırı laf edenin  başına neler gelir

-ETHEM’in gazeteleri hemen atışa başlar.

*

-“Hain”, “nankör”, “davayı sattı” gibi laflar havalarda uçuşturulur.

*

-Abdurrahim Boynukalın adlı arkadaş, aykırı laf edenin manevi cam çerçevesini indirmek için vandalca eylemler yapar.

*

-Lakap takma, alay etme, küçük düşürme çalışmaları başlar.

*

-Hayatı boyunca hiç dönmemiş olan Hüseyin Gülerce “dönek” diye yazı yazar.

*

-Aykırı laf edene daha düne kadar “abi, abi” diyenler, anında “Bülo” demeye başlar.

*

-Göze girmek için ilk ve en büyük taşı atmak için büyük bir yarış başlar.

Ne kadar çok, ne kadar uzun konuşuyorlar?

MERAK ediyorum:

 -Acaba Almanya’da başbakan, günde kaç kez konuşmaktadır?

-Acaba Fransa’da yarı başkan, günde bir buçuk saatlik üç ayrı konuşma yapmakta mıdır?

-Acaba ABD’de başkan, sabah ayrı, öğlen ayrı, akşam ayrı üç konuşma yapmakta ve konuşmaları bütün ulusal kanallardan canlı yayınlanmakta mıdır?

-Acaba İtalya’da başbakan bırakmakta cumhurbaşkanı konuşmakta, cumhurbaşkanı bırakmakta başbakan konuşmakta mıdır?

-Acaba İngiltere’de başbakan, gün içinde birbirinin tekrarı olan beş uzun konuşmayı bıkmadan usanmadan yapmakta mıdır?

Başkanlık sistemiyle ilgili milletime uyarılar

EY milletim!Başkanlık sistemiyle ilgili sadece aleyhte yayın yapanlardan da sadece lehte yayın yapanlardan da yüz çevir. Hem lehte hem aleyhte yayın yapanlara kulak ver.

*

Ey milletim!Her kim sana başkanlık sisteminin tek taraflı propagandasını yaparsa...Ona “Bırak tek taraflı propagandayı da tezine güveniyorsan buna karşı çıkanlarla çık ve tartış” de.Tek taraflı atışlara imkân verme.

*

Ey milletim!Başkanlık sisteminin de parlamenter sistemin de fanatik taraftarlarından ve fanatik karşıtlarından uzak dur.İki sistemin de avantajlarını ve dezavantajlarını anlatan, serinkanlı bilim adamlarına yaklaş.

Olmazsa olmaz: Kuvvetler ayrılığı

“KUVVETLER ayrılığı” dediğimiz şey...

-Demokrasinin şartıdır.

-Hukukun üstünlüğünün garantisidir.

-Denge, fren ve denetlemenin koşuludur.

-Yargının bağımsızlığının yegâne yoludur.

-Diktatörlüğün önüne geçecek takozdur.

-Bizi Saddam’ın ya da Esad’ın ülkesine dönüştürmekten kurtaracak düsturdur.

Kısacası...

Kuvvetler ayrılığı...

Ekmek gibi, su gibi ihtiyaçtır.

*

-Ey başkanlık sistemini savunanlar!

-Ey yarı başkanlığa fit olanlar!

-Ey partili cumhurbaşkanı seçeneğine sarılanlar!

-Ey parlamenter sistemden asla vazgeçemem diyenler!

Hepinize birden sesleniyorum:

Hangi sistemi savunuyor olursanız olun...

Kuvvetler ayrılığı ilkesini olmazsa olmazınız yapın.

*

Çünkü kuvvetler ayrılığı ilkesinin geçerli olmadığı her sistem, insanlık onurunuzun çiğnendiği sistem olacaktır.