Bodrum cehenneminden kaçış

Azıcık boş kalmış bir deniz parçasına bile yüz kişi birden saldırıyor.

Haberin Devamı

- En ücra köşedeki havuzlarda bile bir santimlik yer yok.
- Trafik öyle berbat ki insan cuma akşamı Ortaköy trafiğini bile mumla arıyor.
- Her yüz metrede bir trafik lambası var ve her birinde kırmızının yanması en az 85 saniye sürüyor.
- Ortakent’ten Turgut Reis’e gitmek, Tuzla’dan Beylikdüzü’ne gitmekten bile daha zor.
- Marketlerde sıra, dondurmacıda sıra, açık büfelerde sıra, pidecide sıra... Tatil beldesi değil mübarek eski usul yatılı mektep sanki.
- Otelsiz, tesissiz, binasız kalmış tek bir koy bulmak bile imkânsız.
- Torba’dan Yahşi’ye kadar her yerde kalabalıktan ve stresten kaynaklanan dalaşmalar ve tartışmalar var.
- Siren sesleri her yerde.
- Yüzler asık.
- “Nereden geldim Bodrum’a” türküsü almış yürümüş.


*


Bodrum cehenneminden kaçıyorum hafızlar.
İstanbul’uma dönüyorum.
Biraz dinlenip tüm stresimi, yorgunluğumu atacağım.

Haberin Devamı


Seçime 10 gün kala üç adayın durumu


RECEP TAYYİP ERDOĞAN
: Kendinden gayet emin. İlk turda işi bitireceğine kesin iman etmiş durumda. O kadar ki ilk turda kazanamazsa kendisini bir nevi “yenilmiş” gibi hissedecek. En sevdiği şey miting yapmak ve o da en sevdiği şeyi yapıyor: Mitinglere abanıyor. Televizyonlarda en çok o görünüyor, gazetelerde en çok o var, sokak ve caddeler onun pankartlarıyla süslü, anketler onu söylüyor, golleri ona attırıyorlar... Kısacası ne onsuz kalmak mümkün, ne de ona kayıtsız kalmak. Bütün bu agresif görünme çabası, ahalide bir bıkkınlığa yol açar mı acaba? Anketler “açmaz” diyor. Bakalım anketler yine doğruyu bilecek mi?

*


EKMELEDDİN İHSANOĞLU: Ne yalan söyleyeyim: Kendisinden böyle bir performans beklemiyordum. “Küser” diyordum, “alınganlık yapar” diyordum, “bırakır” diyordum, “ahaliyle temas kuramaz” diyordum, “eleştiriler karşısında üzülüp demoralize olur” diyordum. Ama şaşırttı beni. Sabrediyor, koşturuyor, çabalıyor, çalışıyor, gitmedik şehir bırakmıyor, bir dakikasını bile boş geçirmiyor, en ters sorulara muhatap olmasını bile avantaja çevirmeyi başarıyor, aleyhinde yazılıp çizilenleri mesele etmiyor, tüm kışkırtmalara rağmen polemiğe girmiyor. Seçimin sonucu ne olur bilmiyorum ama Ekmeleddin İhsanoğlu kişisel olarak üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor.


*

Haberin Devamı


SELAHATTİN DEMİRTAŞ: Seçim kampanyasında izlediği strateji, kullandığı üslup ve yaptığı esprilerle siyasi çizgisine en uzak kesimler nezdinde bile sempati kazandı. Hiç beklenmeyen kişilerden, “Oyumu Selahattin Demirtaş’a vereceğim” açıklamaları geliyor. HDP’nin “Türkiye’nin partisi” olma çabası, Demirtaş’ın kampanyası sayesinde çok büyük mesafe kat etti. İşte bu nedenle... Seçimin sonucu ne olursa olsun Selahattin Demirtaş ve HDP çizgisi büyük kazanç elde etmiş olacak...

Polis operasyonuna nasıl yaklaşmalı?


BU konuda geliştirdiğim dört prensip var.
Arz ediyorum:


*


- BİRİNCİ PRENSİP: Devletin içinde odaklanmış, devletin hiyerarşik sisteminin dışına çıkmış ve bir cemaat yapısının emri altına girmiş bir yapı kabul edilemez. Devletin bu yapıdan kurtulması gerekir. Bunun için başlatılan soruşturmalar doğru ve haklıdır.


*

Haberin Devamı


- İKİNCİ PRENSİP: Bir cemaat yapısının devlet içinde bu denli güç kazanması, ancak devleti idare edenlerin bu yapıya ön vermesi ve alan açması sonucu gerçekleşebilir. İşin bu kısmı hiçbir zaman akıldan çıkarılmamalıdır. Devleti idare edenler bunun hesabını vermelidir.


*


- ÜÇÜNCÜ PRENSİP: Devlet içinde odaklanmış yapıyla mücadele edilirken... Hukuk kurallarından uzaklaşılamaz, adil yargılanma hakkı çiğnenemez, hiç kimse peşinen suçlu ilan edilemez, adaletten sapılamaz.


*


- DÖRDÜNCÜ PRENSİP: Devletin içine çöreklenmiş yapıyla mücadeleyi, ancak tarafsız ve bağımsız bir yargı yapabilir. Hükümetin kontrolüne girmiş yargı değil. Hükümetin kontrolüne giren yargı, devlet içindeki yapıyı temizleyemez, sadece yeni mağdurlar ve yeni kahramanlar yaratır.

Haberin Devamı

Özlediğim şeyler


- Beş Hececiler...
- Cemal Süreya’nın yazdığı portre yazıları...
- Soğuk Savaş dönemi casusları...
- Yeraltına çekilen komünistler...
- Aydın Boysan’ın eski İstanbul anıları...
- “Eyvallahsız” sanatçılar...
- Burhaniye Ören’deki edebiyatçı yazarların yazlıkları...
- Nida Tüfekçi’den derlenen İç Anadolu türküleri...
- Ahmet Kaya / Yusuf Hayaloğlu ikilisinin ürettiği şarkılar...
- Mavera dergisi...
- Gül reçeli...

Biz bağırdıkça İsrail


- Daha çok vuruyor.
- Daha çok öldürüyor.
- Daha çok zulüm ve katliam makinesi haline geliyor.
- Daha çok okul, hastane ve cami yıkıyor.
- Daha çok operasyon yapıyor.
- Daha çok azgınlaşıyor.
- Daha çok cüret kazanıyor.

Haberin Devamı

*

Sırf bu yüzden...
Bağırmak yerine başka bir şey yapmamız gerekmiyor mu?

Jet Fadıl meselesi


GÜNDEMDE “Jet Fadıl halkı yine tokatladı” türü haberler var.


*

Ben artık bu haberleri zerre kadar dikkate almıyorum.


*

Çünkü bunca maceranın ardından...
Eğer hâlâ Jet Fadıl’a para kaptıranlar varsa...
Bu mesele bir memleket meselesi falan değildir.


*

Bu mesele...
“Jet Fadıl” ile “Jet Fadıl’ın tokatladıkları” arasında bir meseledir.
Araya hiç kimsenin girmemesi gerekir.

Yazarın Tüm Yazıları