Bayram için öneriler

BAYRAM tatilinin en az yarısını baba ocağında geçir.

Haberin Devamı

*

Bu zamana kadar hep “nostaljik şarkıların sanatçısı” muamelesi çektiğin Ümit Besen’in yeni albümü çıktı, o albümdeki şarkıları dinle.

*

Galata Kulesi’nin dibinde başka bir heyecan, başka bir letafet var... Yolunu bir ara oraya düşür.

*

Kobani’yi unutma.

*

Agatha Christie’nin “Hercule Poirot”su yeni bir macerayla tekrar sahnede: Altın Kitaplar’dan çıkan “Monogram Cinayetleri” adlı kitaba takıl.

*

Büyük bir hevesle kurban kes, eti doğru dürüst taksim et ve bir güzel dağıt.

*

Ankara’daysan yolunu “Ak Saray”ın önünden şöyle bir geçir de bayram muhabbetlerinde sana mevzu çıksın.

*

Muhammed Esed’in “Mekke’ye Giden Yol”unu oku... Okuduysan yeniden oku.

*

Bir gözün hep Kobani’de olsun.

*

Bora Ayanoğlu enfes şarkılarını yeniden bir araya getirmiş. “Söz–Müzik Bora Ayanoğlu” adlı albümdeki “Fabrika Kızı”na yeniden kulak ver.

*

Cem Yılmaz’ın “Pek Yakında”sını izleyip “komikti, değildi” tartışmasına katıl.

*

“iPhone 6”dan uzak dur. Bir numarası yok.

*

Bayram tatilini iyi değerlendir, günde en az 10 bin adım yürü.

*

Kobani kurban olmasın diye dua et.

Haberin Devamı

Bize otelini anlat Nihat Hatipoğlu Hoca

İDDİAYA göre:
Sultanahmet’te büyük bir oteli varmış Nihat Hoca’nın...
Yan taraftaki binayı da oteline katmış.
Bu arada...
Aradaki kamu arazisinin de üzerine konmuş.

*

Nihat Hoca keşke anlatsa bize bu otelin, yan binanın ve kamu arazisinin öyküsünü.
Hayber’i anlatır gibi duygulu biçimde...
Bedir’i anlatır gibi etkili biçimde...
Ebu Hureyre’nin yoksulluğunu anlatır gibi anlatsa.
Ebu Zer’in dünya nimetlerinden nasıl yüz çevirdiğini anlatır gibi anlatsa...
Ağlamaklı. Hisli.
Ve de yaşar gibi anlatsa.

*

Hadi Nihat Hocam!
Anlat bize şu otelin öyküsünü.
Hayber’i anlatır gibi olsun ama.

MHP’li belediye daha özgürlükçü

AK Partili Antalya Belediyesi, Altın Portakal’da Gezi filmine sansür uygularken...
MHP’li Adana Belediyesi, Altın Koza’da bakın neler yapıyor:
Altın Koza’da Yılmaz Güney adına ödül veriliyor.
Yılmaz Güney’in kardeşi Yaşar Pütün, Altın Koza’nın yönetiminde.
Hiçbir filme sansür uygulanmıyor.
Antalya’da gösterilmeyen filmi Adana’da sansürsüz gösteriyor.

*

İşte ben bu yüzden yemişim Altın Portakal’ı diyorum.
İşte ben bu yüzden ‘Altın Koza’cıyım.

Haberin Devamı

Tezkerede neden ‘Esad’a yer verildi

“TEZKERE”de bir kez IŞİD’den, altı kez Suriye rejiminden söz edildi.

*

Yakın ve yakıcı tehlike IŞİD’ken...
Neden böyle oldu?
Yoksa Türkiye, yalınkılıç Esad’a mı saldıracak?

*

Sorunun yanıtı:
Hayır, saldırmayacak.

*

“Tezkere”de Esad’dan altı kez söz edilmesinin nedeni görüntüyü kurtarmak.

*

Hepimiz biliyoruz ki:
Suriye konusunda Türkiye’nin tezleri çöktü.
Esad’ın hemen devrileceği düşünülüyordu, devrilmedi.
“Tezkere”de yapılan Esad vurgusunun temel amacı, hâlâ o tezin peşindeymiş gibi bir intiba vermek...
“Bizim birincil sorunumuz Esad rejimidir, bu yaklaşımımızı değiştirmedik” algısı yaratmak.

Behçet Nacar için

80 yaşındaymış.
Gerçek soyadı Nacaroğlu imiş.
Erkek Sanat Okulu mezunu imiş...
140 filmde rol almış.
Son döneminde kullanılmış giysiler satarak kazanıyormuş hayatını.
Ölmüş.

*

Behçet Nacar deyip de geçme!

*

O Behçet Nacar ki...
Sinemaya “figüran” olarak girip de başrole uzananlar kuşağının en zalimi, en pervasızı, en uyarsızı ve en cüretkârıydı.

*

O Behçet Nacar ki...
İsmi söylendiğinde ayıp bir şey söyleniyormuş gibi yüzlerimizi kıpkırmızı yapan adamdı.

*

O Behçet Nacar ki...
Lügatimize “Parçala Behçet” şeklinde bir nida kazandırmıştı.

*

O Behçet Nacar ki...
Turgut Özatay kadar sinsi değildi... Erol Taş kadar kötü değildi... Ahmet Tarık Tekçe kadar terbiyeli değildi... Kazım Kartal kadar düşük profilli değildi... Nuri Alço kadar alafranga değildi...

*

O Behçet Nacar ki...
Siyah-beyaz filmlerde azıcık görünürken Cüneyt Arkın’dan dayak yiyerek kariyerini yükseltmiş, erotik banalliklerin vazgeçilmez çekiciliğiyle fenomen olmuş, en sonunda video için çekilen ‘yumuşak g’ sınıfı filmlerde Müslüm Gürses’e yoldaş olmuştu.

*

Behçet Nacar da gitmiş.
Galiba ilk gençliğimizin bütün o eğri büğrü, bütün o ayıplı ayıpsız, bütün o her şeye rağmen masum kalınabilen perdeleri kapanmak üzere...


Yazarın Tüm Yazıları