'Bana 'Deveci Başkan' derler'

Haftanın konuğu Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon...

Haberin Devamı

Bana Deveci Başkan derler

- SİZİN deve güreşine meraklı olduğunuzu ve bir deveniz olduğunu duyduk... Nereden geliyor bu ilgi?
- MEHMET KOCADON: Bana “Deveci Başkan” derler. Ben bundan gurur duyarım. Çünkü bu bizim kültürümüzün bir parçası. Evet doğrudur, benim de devem var, ben de deve çekerim. Papyon da takarım, deve de çekerim. Biz çocukluğumuzdan beri bu kültürle büyüdük.


- Bodrum develerle anılan bir yer miydi?
MEHMET KOCADON: Çocukluk yıllarımda develer, hem ulaşım hem taşıma araçlarıydı. Biz develerimize 12 ay bakarız. Ama kış aylarında da kısa bir süre yerel dille ifade edeyim “güleştiririz”. Deve güreşleri hâlâ Ege ve Akdeniz bölgelerinin en önemli sosyal ve kültürel etkinliğidir.


- Bunca gelişmişliğin ardından Bodrum’da hâlâ deve güreşlerine ilgi var mı?
- MEHMET KOCADON: Hem de çok. Mutlaka gelip görmelisiniz. Bodrum’da deve güreşleri tam bir panayır havasında geçer. Bodrum’da düzenlediğimiz deve güreşlerine sadece Bodrum’dan değil tüm Türkiye’den binlerce katılım oluyor, hatta Yunanistan’dan özel turlarla geliyorlar.

Haberin Devamı


Bana Deveci Başkan derler


- Deve güreşinde develere zarar veriliyor mu?
- MEHMET KOCADON: Kesinlikle develerin zarar görmesi mümkün değil. Develer bizim kültürümüzün parçası, gözümüz gibi bakarız. Unutmayın, bugün iyi bir güreşçi deve 600-700 bin lira civarındadır. O bakımdan da çok değerlidir. Güreş sahasında develerin zarar görmemesi için, develerin ağzı bağlanır, güreş sırasında zarar görmesinler diye 30’a yakın “ayırıcı” görev yapar, ufak tefek kazalar dışında kayda değer bir problem yaşanmaz. Deve güreşi arenasında zarar görmüş bir deve görmedim ama havalimanında apronda kesilmiş bir deve haberi okudum.


'ESKİDEN MİLAS'A BİR GÜNDE İZMİR'E İKİ GÜNDE GİDİLİRDİ'


- ÇOCUKLUĞUNUZUN Bodrum’u nasıldı? Eski Bodrum’u özlüyor musunuz?
- MEHMET KOCADON: Çocukluğumun Bodrum’u nasıldı biliyor musunuz? Yokluk ve sıkıntılar dönemiydi. Okul yetersizdi, doktor yoktu. İki hastalık vardı: Karın ağrısı, baş ağrısı. “Allah verdi, Allah aldı” devri. Bir günde varılan Milas, iki günde varılan İzmir... Eşek sırtında ya da bulursanız ciple varılan köyler. Zannetmeyin çok eskilerden bahsediyorum. Çocukluğumda bunları birebir yaşadım ben. Ortakent’e, evimize elektrik 1978’de geldi. Düşünün artık. Eski Bodrum’u en güzel şu bilindik tekerleme izah eder: “İstanköy altı Bodrum/İki dükkân bir fırın/Peynir ekmek yiye yiye/Ne ağız kaldı ne burun.” İşte ben bu Bodrum’u özlemiyorum.


- Türkiye’nin en meşhur sürgün yeriymiş Bodrum.
- MEHMET KOCADON: Evet. Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir, Bodrum’a gönderilmiş. Bodrum bir zamanların sürgün ve yokluk yeri. Ama şimdi turizmin gözbebeği. Tabii ki Bodrum, çocukluğumun Bodrum’u değil. Çok büyüdü, çok gelişti. Ama kimliğinden, örf, âdet ve geleneklerinden ödün vermeden, eski sıcaklığını koruyarak bugünlere geldi. Unutmayın: Bodrum’da turizm, birçok yerden farklı olarak misafirperver, güler yüzlü ve hoşgörülü halkının evlerinde turistleri misafir ederek, yani ev pansiyonculuğuyla başlamıştır. Bu değerlerimiz sayesinde Bodrum, büyümenin getirdiği olumsuzluklardan en az etkilenen yer olmuştur.

Haberin Devamı

Bana Deveci Başkan derler

'DEVLETİME, YARGIYA VE HALKIMA ASLA KÜSMEM'


- 18 ay ceza aldınız. Yargıtay onaylarsa... Hapse gireceksiniz, başkanlığınız düşecek... Beklentiniz ne? Yargıtay’dan onama çıkar mı?

- MEHMET KOCADON: Hatırlarsanız bir davadan dolayı yüz gün tutuklu kaldım. O gün dahi hukuka olan inancımı hiçbir zaman yitirmedim, haklı çıktım ve beraat ettim. Bugün de aynı inancı taşıyorum. Bu davayla ilgili yüce mahkeme böyle takdir etmiş fakat yargı süreci halen devam etmekte. Ben Türk yargısının en doğru kararı vereceğine inanıyorum. Devletime, yargıya ve halkıma asla küsmem. Bir belediye başkanının sözlü ve yazılı direkt emri olmadan vatandaşın ve teknik personelin yapmış olduğu yanlışlıklardan dolayı ağır cezalarla karşılaşmasının yeni yasal düzenlemeye muhtaç olduğunu düşünmekteyim. Bu yönde hem Belediye Yasası’nın, hem de Büyükşehir Yasası’nın günün ve turizm kentlerinin koşullarına ve ihtiyaçlarına uygun şekilde gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyorum.


- İmar kirliliğine yol açmakla suçlanıyorsunuz. Nedir buna cevabınız?
- MEHMET KOCADON: Bodrum, Türkiye’de kentsel kimliğini koruyan ve silueti bozulmayan tek kenttir. Benim belediye başkanı olarak görevim imar kirliliğini önlemektir. Bakın, önümde binlerce yıkım kararı var. Ve bunların birçoğu geçmişten gelen dosyalardır. İlk dönemimde imar kirliliğini önlemek için yüzlerce yıkım yaparak bu konudaki en fazla çabayı sarf etmiş bir belediye başkanıyım. Bu şekilde suçlanmak gücüme gidiyor. Ama küçük bir pergole yaptı diye şikâyet üzerine yıkım kararı almak zorunda olduğumuz vatandaşımızın sıkıntısını da içimde yaşıyorum.


'BARINAKLARDA MÜZİK YAYINI YAPIYORUZ'


- BODRUM’daki hayvan barınağı farklıymış. Nedir fark?
- MEHMET KOCADON: Bodrum, hayvan haklarına karşı duyarlılığın belki de en üst düzeyde olduğu bir kenttir. Hayvanseverlerden tebrik almamı sağlayan yeni bir hayvan barınağı inşa ettim. Burada her türlü barınma ve sağlık ihtiyaçları en modern imkânlarla giderilmekte, hatta psikolojik tedavi çalışmaları çerçevesinde müzik yayını dahi yapılmakta. Bunun yanı sıra barınaktaki hayvanları sahiplendirme çalışmamıza da titizlikle devam ediyoruz.


'BABAM İYİ DERECEDE İTALYANCA, FRANSIZCA VE YUNANCA BİLİRDİ'


- NASIL bir ailede yetiştiniz? Babanız, anneniz kimdi?
- MEHMET KOCADON: Bodrumlu bir ailenin çocuğuyum. Babam Şerif Kocadon, 17 yaşına kadar İstanköy adasında yaşamış. Orada İtalyan okulunu bitirmiş. O yılların zorlu şartlarına rağmen İtalyanca, Fransızca ve Yunancayı iyi derecede öğrenmiş. Annem de Bodrum’un köklü ailelerinden birinin kızı... Geleneklerine ve göreneklerine bağlı bir Cumhuriyet kadını... Annem ve babam, İkinci Dünya Savaşı’nın zorluklarını her manada yaşamış, Bodrum’un yokluk zamanlarında tarım ve hayvancılıkla uğraşarak bizleri yetiştirmiş ve bugünlere getirmiş cefakâr insanlardır. Babamı geçen yıl ağustos ayında kaybettik, annem Fatma Hanım ise Kocadon ailesinin en büyüğü olarak başımızda.


'BODRUM'A 57 FARKLI ÜLKEDEN TURİST GELİYOR'


- BODRUM turizminde de kriz var mı?
- MEHMET KOCADON: Dünyada ve bölgemizde yaşanan üzücü olaylar birçok ülke turizmini olumsuz etkiliyor. Bodrum turizmini, dünya ve Türkiye turizminden ayrı düşünmeniz mümkün değil. Bodrum olarak tabii ki bizde etkileniyoruz. Ama biz bu olumsuzlarla ilgili değerlendirmemizi bir yıl öncesinde yaptık ve önlemler aldık.


- Ne gibi önlemler?
- MEHMET KOCADON: Aralık 2015’te Bodrum’daki tüm turizmcileri ve STK’ları topladık, gerekli değerlendirmeleri yapıp çözüm yollarını ortaya koyduk. Bunun sonucu olarak TAV Holding ve Bodrum Belediyesi liderliğinde 12 farklı Avrupa ülkesinden 30-40 kişilik gruplar halinde 7 yüze yakın yazar, medya mensubu ve internet fenomenini Bodrum’da ağırladık. Yurtdışında katıldığımız fuarlarda tur operatörleriyle görüşüp onlarla ortak tanıtım pazarlama çalışmaları yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Bu çabalarımızla başta Almanya olmak üzere bazı pazarlarda ve iç pazarda artışlar yakaladık. Ayrıca biz yıllardır pazar çeşitliliğimizi de artırdık. Bodrum’a 57 farklı ülkeden turist gelmesini sağladık. Bu örnek çalışmalarımızla yakın çevremizdeki turizm kentlerine liderlik yapıyor, tecrübelerimizi onlarla paylaşıyoruz. Biz bu olumsuzluklardan Bodrum olarak en az kayıpla çıkacağız.


- Bodrum’da da otelciler ağlıyor mu?
- MEHMET KOCADON: Ben de bir otelciyim ve turizmciyim. Her ne kadar Bodrum turizmini 12 aya yaymak için çaba sarf etsek de turizmcilerimiz yaz sezonunda bir kazanç sağlıyorlar. Tabii ki bu sene kritik bir sene, arkadaşlarımızın da kaygıyı duyması doğal... Ancak turizm, sadece otelcilerle bağdaştırılmamalı. Acentelerimiz, yatçılarımız, restoranlarımız, taşımacılarımız ve daha birçok kesim turizmden ekmek yiyor. Biz yerel yönetim olarak imkânlarımız ölçüsünde sektörü desteklemek için elimizden geleni yapıyoruz. Evet devletimizin sektöre yönelik destekleri oldu ancak temennim devletimizin tüm turizmcileri kucaklayacak ve destekleyecek daha geniş kapsamlı önlemler alması.


'İKİ YILDIR YENİ İMAR ALANI AÇMADIK'


- BODRUM bina doldu, beton oldu algısı var. Doğru mu bu algı?
- MEHMET KOCADON: Evet, böyle bir algı var ama aslında sıkıntı yıllar öncesine dayanıyor. Kıyılarımızı doğru planlayamamışız. Kimseyi suçlamak istemiyorum ama yapılan hatalar, örneğin kooperatifler gibi hatalar, bugün bu algının yerleşmesine sebep olmuştur. Bilin ki son iki yılda Bodrum’da açtığım yeni imar alanı bulunmamakta. Ancak Bodrum’da tüm imar yetkisi bendeymiş gibi bir algı var. Bu doğru değil. Yasa gereği yatırımcı, ilgili bakanlıklardan iznini, hatta inşaat ruhsatını alıp Bodrum’da inşaata başlayabiliyor. Amacımız Bodrum’u Bodrum yapan kentsel kimliğini bozmadan ama yatırımcı ve hak sahibinin de önünü tıkamadan Bodrum’a sahip çıkıp korumak.


'YUNAN ADALARI RAKİBİMİZ DEĞİL'


- YUNAN adaları ilgi odağı mı? Eskisi gibi yine Bodrum ile Yunan adaları kıyaslanıyor mu?
- MEHMET KOCADON: Yakın Yunan adalarını, Bodrum turizminin rakibi değil tamamlayıcısı olarak görüyorum. Evet, binlerce vatandaşımız Bodrum üzerinden Yunan adalarına feribotlarla ya da yatlarla seyahat ediyor. Ama bu arada daha uzun süre Bodrum’da konaklıyor ve para harcıyorlar. Sadece geçen yıl 250 binin üstünde turist adalardan Bodrum’a günübirlik ya da daha uzun kalmak üzere seyahat etti. Kıyaslama her zaman olacaktır ama inanın Bodrum turizm kapasitesi ve kalitesiyle dünyanın şampiyonlar liginde. Yerel, ulusal ve uluslararası markalarımızla ve muhteşem güzelliklerimizle pek kıyas kabul etmiyoruz. Ama illa ki bir kıyas yapılacaksa bize göre tek avantajları alkollü içeceklerin fiyatlarının düşük olması sebebiyle hesapların da düşük gelmesidir.





Yazarın Tüm Yazıları