Adnan Oktar neden fütursuzdu?

Fütursuzdu çünkü...

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ve AK Parti iktidarına yönelik övgülerinin kendisini güvenilir bir konumda tuttuğuna inanıyordu.

Fütursuzdu çünkü...

1999 yılında kendilerine yönelik olarak yapılan geniş çaplı polis operasyonundan çok da bir şey çıkmamıştı. Bu durum yüreğini ferahlatıyordu.

Fütursuzdu çünkü...

İktidar çevreleriyle mesafeli dostluklar kurmuş, iktidar yanlısı bazı kalemşorları kafalamıştı. Bunların bir işe yarayacağını umuyordu.

Fütursuzdu çünkü...

Dini cemaatlerin önemli isimlerine kendi ekranından övgüler yağdırıyordu. Bu övgülerin bir işe yarayacağını düşünüyordu.

Fütursuzdu çünkü...

Özellikle son birkaç yılda kurduğu uluslararası ilişkilerin kendisine dokunulmasını zorlaştıracağı kanaatine sahipti.


CHP YÖNETİMİ İYİCE AK PARTİ GİBİ OLDU
BAŞTA Tuncay Özkan olmak üzere Genel Merkez’in odağındaki bazı isimler, neredeyse...

Bülent Ecevit’i fena halde hasta ettiniz.
Deniz Baykal’ı ketenpereye getirdiniz.
Kemal Kılıçdaroğlu’nu yiyemeyeceksiniz.

Falan diyecekler. 


DOKTOR DA KİM BİLİR NE DEMİŞTİR FALAN DİYENLER
HASTA yakınının teki, doktorun kafasını kaldırım taşıyla kırmış...

Doktor yoğun bakımda can çekişiyor.

Bazı kendini bilmezler ise...

Haberin Devamı

“E ama doktor da kim bilir o hasta yakınını nasıl çileden çıkarmıştır” falan diye bik bik ötüyor.

Şiddete karşı olmasam, insanlığa hâlâ önem veriyor olmasam ve acımasız bir vahşi olsam...

Bu tiplere...

“Hay kafanızda kaldırım taşı kırsınlar e mi” diyeceğim.


BU HERİF HALKI BİRBİRİNE KIRDIRMAK İSTİYOR
Adnan Oktar neden fütursuzduADAMIN teki, sosyal medyada korkunç bir suç işliyor:

“Kemalist terör örgütü” falan diye saçmalıyor.

Atatürk’le ilgili ağza alınmayacak laflar ediyor.

Halkın bir kesimini, bir kesimine düşman ilan ediyor.

İç savaş kışkırtıcılığı yapıyor.

Sırf karikatürlü pankartı arabasıyla taşıdığı için bir ODTÜ’lü öğrenci tutuklanırken...

Bu adama hiç kimse hiçbir şey yapmıyor.

Halkı birbirine kırdırmaya çalışmak, suç olmaktan çıktı mı nedir?


'EVDEKİLER CHP'Lİ' DİYE İNTİHARA KALKAN ADAM
YER: Adana.

Adamın teki kafayı çekiyor.

Zilzurna oluyor.

Ardından da Seyhan’ın üstündeki bir köprüye çıkıyor.

“Evdekiler hep CHP’li! Burama kadar geldi! Bu köprüden atacağım kendimi! Tayyip Erdoğan için!” diyor.

Bu fıkra gibi olayın ardından şu dört soru geldi aklıma:

Adnan Oktar neden fütursuzdu

BİR: Karl Baba bu olayı duysa... “Alkol, halkların afyonudur” der miydi acaba?

İKİ: Şu aralar Adana’da hava en fazla kaç derece oluyor acaba?

ÜÇ: Evdeki CE-HA-PE zihniyeti, “keşke atsaydı kendini” falan demiş midir acaba?

DÖRT: “Atlama kurban olduğum, bir oy bir oydur” diyen AK Partili çıkmış mıdır acaba?


TEKKELER AÇILSIN AMA BİR ŞARTLA
ESKİ Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, “Tekkeler yeniden açılmalıdır” demiş.

Bu öneriye katılmayanlara bir tavsiyem var:

Mehmet Görmez’e deyin ki:

“Tamam, açılsın ama bir şartla... Köy Enstitüleri de açılsın...”

Göreceksiniz: Görmez, tekkelerin açılması önerisinden hemen vazgeçecektir.


THY 'HEPSİ PALAVRA' DİYOR
İKİ bomba iddia var gündemde.
İkisi de birbirinden janjanlı.

BİRİNCİ İDDİA: Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu üyesi bir zat, uçakta kendisine “kahvenizi nasıl alırdınız” diyen kabin memuruna “Sen benim kahvemi nasıl içtiğimi hâlâ öğrenemedin mi?” diye çıkışmış.

İKİNCİ İDDİA: Bu olay üzerine yüz kabin memuru, sadece Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu üyelerine hizmet vermek üzere eğitime alınmış. Eğitimde bu memurlara yönetim kurulu üyelerinin yiyecek içecek tercihleriyle bilgiler veriliyormuş.

Haber kirliliği çağında yaşadığımız için bu iki iddiayla ilgili bir yorum yapmadan önce Türk Hava Yolları’na başvurdum.

“Ne diyorsunuz” diye sordum.

Türk Hava Yolları Basın Müşaviri Yahya Üstün, bana şunları söyledi:

Tamamen palavra! Üstelik çok komik bir palavra!

Hepsi baştan aşağı düzmece bir senaryo!

Öyle bir yönetim kurulu üyesi yok, öyle bir kabin memuru yok.

Yüz kabin memuru görevlendirilecekmiş, bunlar sadece yönetim kurulu üyelerinin uçtukları uçaklarda görev alacaklarmış... Komik! Gerçekten çok komik şeyler bunlar!

Diyelim ki yönetim kurulu üyelerimizden birinin son dakika bir seyahati çıktı, yüz kabin memurundan biri nasıl gelecek o uçağa! Teknik olarak imkânsız bir şey!

Deli saçması bunlar! Yalan! Hem de pes ettiren türden bir yalan!

Yalan ve iftirada sınır tanısalar bir nebze ciddiye alacağız ama yalan ve iftirada sınır tanımıyorlar!

Birazcık havacılık bilgisi, birazcık havacılık ilgisi olan herkes, bunun palavra olduğunu bilir.

Böyle bir palavra karşısında yapabileceğimiz tek şeyi yaptık: Konuyla ilgili olarak hukuki süreç başlattık.

Yazarın Tüm Yazıları