6 yaş olayında en önemli kanıt

Kafa karıştırıcı bilgiler gelmeye başladı.

*

Söz konusu çocuğun ailesi atağa geçmiş durumda. Olayın “yalan” ve “iftira” olduğunu söylüyorlar. Kızın üç kardeşi video çekip olayı yalanlayan açıklamalar yapıyorlar. Ayrıca kızın yetişkinlik döneminde çekilen düğün fotoğraflarını paylaşıyorlar.

* 

Bu atağın etkisi altında kalıp “Acaba her şey yalan mı?” diyecek olanlar için yazıyorum:

*

Savcının hazırladığı iddianameyi inceledim.



İddianamede olayın doğruluğuna işaret eden çok güçlü bir “kanıt” var.

*

Olayın mağduru olan H.K.G., savcılığa birtakım ses kayıtları sunmuş.

*

Bu kayıtlarda konuşan iki kişi var:

- Biri mağdur H.K.G..

- Diğeri altı yaşındaki H.K.G. ile ‘evlendiği’ öne sürülen Kadir İstekli.

*

Kayıtlara göre...

H.K.G., Kadir İstekli’ye şöyle diyor:

*

“O zaman keşke ben 6 yaşındayken ilişkiye girmeseydik. Kesin mutlu olurduk biz. Değil mi?”

*

Kadir İstekli, buna karşılık...

“Ne 6 yaşı? Ne ilişkisi? Ne diyorsun sen? Nereden çıkardın bunu?” falan demiyor.

*

Bunun yerine şöyle diyor:

*

“Orası öyle... Dediğin gibi de ‘öyle olsaydı böyle olsaydı’ demekle olmuyor işte.”

*

Ses kayıtlarının başka bölümlerine bakıyoruz.


6 yaşındaki kızını ‘evlendirmek’le suçlanan Yusuf Ziya Gümüşel

H.K.G., “6 yaş” vurgusunu tekrarlıyor, ancak Kadir İstekli’den hiçbir itiraz yok. En azından kayıtlarda böyle bir itiraza rastlanmıyor.

*

Her şey tabii ki mahkemenin vereceği kararla ortaya çıkacak. Ama savcının iddianamesine aldığı bu kanıt, hiç de yabana atılacak bir kanıt değil.

*

Zaten savcı da bunun önemini gözden uzak tutmamış ve bu durumu iddianamede “kısmi ikrar” olarak nitelemiş.

YAPILMASI GEREKENİ NEDEN YAPMIYORLAR

OLAY vahim. Olay kan dondurucu. Olay dehşet verici. Olay isyan ettirici.

*

Minnacık bir çocuk, bir yetişkin gibi ‘evlendirilmiş’.

Bu ‘evliliği’ organize eden kişi minnacık çocuğun babası.

*

Bu babaya bakıyoruz:

Başında sarık olan, İslami sakal bırakan, dini bir vakfın başkanlığını yapan bir adam.

*

Buradan yola çıkılarak...

“Bunların alayı böyle” deniliyor. “Bu yapıların tümünde böyle sapıklıklar var” deniliyor. “Buralarda hep böyle şeyler oluyor” deniliyor.

*

Deniliyor da deniliyor yani.

Çok etkili bir propaganda yapılıyor.

Ve gayet de inandırıcı olunuyor.

*

Bakıyorum dini gruplara, dini cemaatlere, dini vakıflara...

Hepsi bu genellemeci yaklaşımlardan yakınıyorlar.

*

Halbuki genellemeci yaklaşımlardan yakınmak yerine...

Bu tür sapkınlıklara karşı...

Prensip olarak en güçlü tepkiyi verseler...

Hem düzgün bir yerde durmuş olacaklar hem de bu tür genellemeci yaklaşımların etkisini sıfırlayacaklar.

*

Niye yapmıyorlar? Anlamış değilim.

CÜBBELİ AHMET’E HELAL OLSUN

6 yaşındaki çocuğun ‘evlendirilmesi’ olayına...

İslami kesim içinden...

- Daha ilk günden “küt” diye tepki koydu.

- “Olmaz böyle şey” dedi.

- “İslam ile böyle bir şey bağdaşmaz” dedi.

- En net ve en sert biçimde itiraz etti.

- Hiç tevil etme yoluna gitmedi.

*

Bazen kızıyorum Cübbeli Ahmet’e.

Bazı görüşlerine hiç katılmıyorum.

Genel din yaklaşımına itirazlarım çok.

*

Fakat bu olayda sergilediği tavrı çok beğendim.

Sağına soluna bakmadan, dışlanırım falan diye kaygı duymadan, sessizce geçiştirme yoluna sapmadan...

Tepki koyabilmesini takdir ettim.

SİYASETTEN YÜKSELEN GÜR SES UMUTLANDIRDI

AK Parti, CHP, İYİ Parti, MHP, HDP...

Hepsi ama hepsi gür bir sesle isyan etti 6 yaşındaki kız çocuğunun ‘evlendirilmesi’ olayına.

*

Bilhassa AK Parti ve MHP saflarından gelen tepkilere baktıkça umudum arttı.

Sağına soluna hiç bakmadan gümbür gümbür tepkiler koydu iki parti de.

*

Şentop, Kurtulmuş, Dağ, Çelik, Ersoy, Bilgin...

AK Parti’nin en önemli ve en ağırlıklı isimleri, en üst perdeden itirazlarını dile getirdiler.

İçinde dini motif var diye bir sakınma içine girmediler, sapıklığa karşı en sert mesajlarını verdiler.

*

CHP’nin konunun ısrarlı takipçisi olması da güzel.

İYİ Parti’den yükselen şiddetli itirazlar da şahane.

*

İşin içinde çocuk varsa, çocuğa yönelik iğrenç bir istismar varsa, dini kılıfların ardına gizlenerek yapılan çok vahim bir yanlış varsa...

Siyasi rekabet, siyasi parti farkı, siyasi hesap falan bir tarafa bırakılır.

*

Gelen tepkilere baktığımda bunu gördüm.

Ve az da olsa umudum arttı.