Zeytinyağı tüketmek için 16 güzel neden

Uluslararası Zeytin Konseyi’nin verilerine dayanarak, sızma zeytinyağı tüketmek için belirlediği ‘güzel nedenleri’ 16 başlıkta topladı.

Alanında uzman kişilere ve tamamen bilimsel verilere dayanan verileri broşür haline getirdi.
Bu broşürler Türkiye’de ilk kez yarın İzmir’de kutlanacak Dünya Zeytin Günü’nde dağıtacak.
Ben bugünden paylaşayım:
1. Yüzde 100 doğal meyve suyudur.
2. Oleik asitce yoğun yağ asitidir. Daha sağlıklı olan doymamış bir asittir.
3. Kardiyovasküler hastalıkları önler, kandaki iyi kolesterol seviyesini artırır ve kötü kolesterol seviyesini düşürür.
4. Bağışıklık sistemini destekler, virüs, bakteri ve mantar direncini artırır.
5. Kandaki kolesterol seviyesini düşürür.
6. E vitamini antioksidan içerdiğinden cildin beslenmesine yardımcı olur, besler ve canlandırır.
7. Kilo vermeye yardımcı olur, en lezzetli ve aromatik yağdır, diğer yağlar gibi çok fazla tüketmek gerekmez.
8. 4 aylık çocuklar tüketebilir, yağ asidi kompozisyonu anne sütüne çok benzer.
9. Akdeniz diyetinin temelidir, günlük tüketim tavsiye edilir.
10. Mükemmel bir antioksidandır, yüksek seviyelerdeki oleik asit, vitaminler ve polifenoller yaşlanmaya karşı etkilidir.
11. En doğal anti enflamatuar, 50 gram sızma zeytinyağı ibuprofen dozunun onda birine eşdeğerdir.
12. Kızartmak için en iyi yağdır, diğer bitkisel ya da hayvansal yağlara oranla en kararlı oleik asit olduğu için daha iyidir.
13. Sindirimi rahatlatır, mide yanmasını önler ve bağırsakları uyarır.
14. Minerallerin emilmesini destekler, vitaminler açısından zengindir. A, D, E, Y, K vitaminleri, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve çinko emilimini artırır.
15. Kandaki glikoz düzeyini düşürür bu da zeytinyağının şeker hastaları için mükemmel özelliklerinden biridir.
16. Kemopreventifdir, kolon kanseri veya deri kanseri gibi bazı kanser türlerini engeller.
‘Mucizevi yüzde 100 meyve suyu’ olarak nitelendirilen zeytinyağının sağlık açısından sunduğu nimetler saymakla bitmiyor.
Ama ne yazık ki...
Dünyanın ikinci büyük zeytin üreticisi olmamıza rağmen, ülkemizde kişi başı zeytinyağı tüketimi yılda 1.5 litre.
Oysa bu oran yanı başımızdaki Yunanistan’da 25, İtalya’da 11.5, İspanya’da 10.4, Tunus’ta 10, Suriye’de 8, Portekiz’de 6 litre.
Naçizane önerim: Ya bu 16 maddeyi bir kenara not alın ya da kesip mutfağınızın bir köşesine yapıştırın.

***

BENCE DE

Sadece mandalina şenliği değil!

HAFTA sonu Seferihisar’da ‘mandalina şenliği’ vardı.
Pazar günleri çalıştığım için gidemedim.
Ama öğrendim ki, bu yıl 17’ncisi düzenlenen etkinliğe yaklaşık 20 bin kişi katılmış.
Yine birbirinden renkli görüntülere sahne olan etkinlik kapsamında çeşitli yarışmalar gerçekleştirilmiş, mandalinalı ürünler tanıtılmış.
Belediye Başkanı Tunç Soyer diyor ki:
“Bu şenliği sadece eğlenelim diye yapmıyoruz.
Ona da çok ihtiyacımız var ama asıl mesele mandalinanın makus talihini yenmesine destek olmak.
Seferihisar’la mandalinanın özdeşleştiğinin altını çizmek.
Üreticimize bir nebze can suyu olabilmek.
Türkiye’de tarım ürününü işlemeyi mutlaka öğrenmek zorundayız.

Zira, tarım ürünü tek başına bir şey ifade etmiyor.
1 kamyon patates 1 bilgisayar etmiyor.
1 kamyon mandalina 1 cep telefonu etmiyor.
Ürünü işleyip raf ömrünü uzatmamız lazım.
Rekabet kabiliyetini ve pazarlama gücünü artırmamız lazım.
Bütün bunları yapmak için de tarım ürünü olmaktan çıkartmak gerekiyor.
Reçeli, marmelatı, pestili, lokumu, esansı gibi her şeyi denemek zorundayız.”
Başkan çok doğru söylüyor.
Katma değer yaratamadıktan sonra artık hiçbir ürün anlam ifade etmiyor.
Seferihisar son dönemde Tunç Başkan’la birlikte çok şey başardı.
Eminim bu konuda da fark yaratıp, ‘yavaş şehir’den sonra unvanına ‘mandalinanın başkenti’ni de ekleyecektir!

***

GÖRÜŞ

İşte benim kararım

VE Folkart verdiği sözü tuttu.
TMSF’den tapusunu alıp inşaat çalışmalarına başladığı Basmane’deki ‘utanç çukuru’ diye bilinen alanla ilgili proje seçimini başlattı.
6 mimarlık ofisi sunumları arasından seçilen Tabanlıoğlu, DDG ve Mad Architects’in projeleri vatandaşların oyuna sunuldu.
İzmirliler bu 3 proje için 31 Aralık 2016 saat 24.00’e kadar kararizmirin.com sitesi üzerinden oylamaya katılıp tercihini bildirebilecek.
Hatta, başında Folkart bulunacak şekilde projenin ismiyle ilgili önerilerini de iletebilecek.
Firma yetkilileri, Türkiye’de bir ‘ilk’ olan uygulamanın amacını, “Ortak akıl platformunda buluşmak, İzmir’e büyük bir eser kazandırmak” olarak özetliyor.
Folkart geldiği günden bu yana İzmir’e farklı bir hava kattı.

Yapılmayanı yaparak dikkat çekti.
Sadece A plus bina dikmekle kalmadı, sanattan spora, eğitimden kültüre kadar her alana verdiği destekle gönüllerde taht da kurdu.
İnanıyorum ki, bu ‘utanç çukuru’nda da İzmir’in gurur duyacağı, güzellik simgesi, sanat eseri özelliğinde bir yapı yükselmesini sağlayacak.
Görselleri inceleyen herkesin mutlaka kendince bir fikri oluşmuş, oyunu da ona göre kullanmıştır, kullanacaktır.

Ama ben, İzmir’in tam da göbeğinde yükselecek proje için sunulan 3 çalışmayı da çok beğenmedim.
Dünyaca ünlü 6 mimarlık ofisinin aylarca çalıştıktan sonra ortaya çok daha farklı...
Belki de İzmir için o üzerinde çokca konuşulan ama bir türlü hayata geçirilemeyen ‘simge anıt’ olabilecek...
Bittiğinde herkesin “Vavvv, işte bu” diyebileceği bir proje bekliyordum.
Ama bence bunlardan hiçbiri ‘o’ değil.
Kim bilir, belki biri üzerinde karar kılındıktan sonra bazı revizyonlar yapılarak ‘o’na dönüştürülür.
Sancak ailesinin bugüne kadarki projelerde sergilediği titizliği burada da göstereceğini düşünüyorum.

***

HAFTANIN FOTOĞRAFI

BU haftanın fotoğrafı yazı işleri müdürlerimizden Nejat Bekmen’e ait.
Alsancak Vapur İskelesi’nin karşısındaki bir binanın duvarına yapıştırılmış kağıtta...
“Apartman önünde sigara ve içki içip kusmayınız” yazıyor.
Aslında bu da “Yorumsuz” diye nitelendirebileceğimiz karelerden biri.
Malum, burası İzmir’in en gözde yerlerinden.
Sıra sıra lüks lokanta, bar ve eğlence mekanlarının bulunduğu Kordon.
Ama demek ki kimi insanlar eğlencenin dozunu tutturamıyor.
Burada oturanlar da isyan edip bu notu asmak zorunda kalıyor.
Bu tablo İzmir ve İzmirliye hiç ama hiç yakışmıyor.