Erdoğan ve Erbakan’la mücadele ettiler FETÖ’yle değil

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un, askerlerin askerlikle ilgisi olmayan fiillerinden dolayı sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili yasa değişikliği teklifini veren AK Parti milletvekillerini “FETÖ’nün siyasi ayağı olmakla” itham etmesi, kadim bir tartışmayı yeniden alevlendirdi. O da asker-sivil ilişkileri ve FETÖ’yle mücadele.

Haberin Devamı

Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 25 Haziran 2009 tarihli yasal düzenlemenin AB müktesebatı kapsamında gerçekleştirildiğini açıkladı. Ergin, CHP dahil partilerin ziyaret ederek bilgilendirildiğini, Meclis’teki görüşmeler sırasında herhangi bir tartışma yaşanmadan kabul edildiğini söyledi. Zaten Meclis tutanakları ve Meclis TV’nin görüntüleri de bunu doğruluyor.

10 Nisan 1994’te SHP’li 25 milletvekili, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmamasıyla ilgili yasa teklifi vermişti. Asker-sivil ilişkilerinin düzenlenmesi ve demokratikleşme denilince yazılacak ilk üç maddeden biri bu düzenlemeydi.

GAZETECİLER ASKERİ MAHKEMEDE YARGILANDI

Yasa değişikliği iki sütun üzerine inşa edilmiş.

1- Sivillerin hiçbir şekilde askeri mahkemelerde yargılanmaması.

Haberin Devamı

HBB TV’den Erhan Akyıldız ve Ali Tevfik Berber gözaltına alınıp askeri mahkemede yargılanmışlardı.

Gazeteci Mehmet Ali Birand ve Deniz Arman, askeri mahkemede yargılanıp cezaya çarptırılan gazetecilerdi.

2- Askerlerin, askerlik fiilleri dışında sivil mahkemelerde yargılanması.

27 Mayıs’a giden günlerde Samet Kuşçu isimli binbaşı ordu içinde bir cuntanın darbe yapmaya hazırlandığı ihbarında bulunmuştu. Darbe hazırlığı yapan 9 subay yakalandı. Askeri mahkemede yargılandı. Darbeciler beraat etti, ihbarda bulunan Kuşçu cezaya çarptırıldı. Askeri mahkemede beraat eden 9 subay, 27 Mayıs darbesinin lider kadrosunda yer aldı.

28 Şubat’ta yasadışı Batı Çalışma Grubu’nun varlığını ortaya çıkardığı için Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Bülent Orakoğlu, Deniz Kuvvetleri Askeri Mahkemesi tarafından tutuklanarak Mamak Askeri Cezaevi’ne konulmuştu.

BAŞBUĞ’A SORULAR

Eğer askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili Anayasa değişikliği ve yasal düzenleme yapılmasaydı, 15 Temmuz darbesinde yer alan FETÖ’cü askerler de askeri mahkemelerde mi yargılanacaktı? Peki askeri yargıda FETÖ’nün ağırlığı neydi? Bu sorunun cevabına baktık mı hiç?

İlker Başbuğ, 25 Haziran tarihli düzenlemeden sonra ilk olarak Dursun Çiçek’in tutuklandığını ifade etti. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yasayı 8 Temmuz’da onayladı, Çiçek 30 Haziran’da tutuklanıp 1 Temmuz’da serbest bırakıldı. Jandarma kriminal tarafından Dursun Çiçek aleyhine rapor verilmişti. Jandarma o zaman Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a bağlıydı.

Haberin Devamı

Birkaç soru daha sormak istiyorum.

FETÖ’cülerin askeri liselere giriş sınav sorularını çaldığına ilişkin soruşturma, 1986 yılında açıldı. Peki o zaman iktidarda AK Parti, yönetimde ise Erdoğan mı vardı?

15 Temmuz darbe girişimini gerçekleştiren Mehmet Dişli’den Mehmet Partigöç’e, Gökhan Sönmezateş’e kadar generaller TSK’ya ne zaman girdi? Onların Harp Okulu’na girdiği tarihlerde AK Parti mi vardı, Başbakan Erdoğan mıydı?

15 Temmuz’da Ankara’yı bombalatan general Hakan Evrim, 1984 yılında Harp Okulu’na girerken onu TSK’ya yerleştiren Erdoğan mı oldu?

15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik suikast timinin başında yer alan Gökhan Şahin Sönmezateş, 1988 yılına kadar her yıl komisyonun huzuruna çıkmasına rağmen kim tarafından kurtarıldı?

Haberin Devamı

Hürriyet yazarı Sedat Ergin’in tespitlerine göre “Darbeye katılan havacı 43 generalin 21’i 1980-83 arasında, yani 12 Eylül darbesinin olduğu dönemde, 19’u 1990’ların başında, 3’ü ise 1980 öncesinde girmiş.”

KAÇIŞA GÖZ YUMULDU

28 Şubat oldu. Asker Refah Partisi’ni kapatmak ve Erbakan’ı devirmek için mücadele etti. 28 Şubat’ta Erbakan’a “Beceremediniz, çekin gidin” diye seslenen Fetullah Gülen’in yurtdışına kaçmasına göz yumulurken, Erbakan başbakanlıktan istifaya zorlandı.

28 Şubat’ta Erbakan’ın partisi kapatılıp kendisi yasaklı hale getirildi. AK Parti kapatılsa Erdoğan ne olacaktı? Erdoğan da yasaklı olacaktı.

Asker, Erbakan ve Erdoğan ile mücadele ettiğinin binde biri kadar mücadele etseydi, FETÖ 15 Temmuz’da darbe girişiminde bulunacak gücü bulamazdı.

Haberin Devamı

ŞİŞLİ’NİN İSTİFASI İSTENDİ

‘BAŞÖRTÜSÜ dosyasını kapatacaklar’ başlıklı yazım üzerine arayan CHP yöneticileri, “Yanılıyorsun. Süreci iyi takip et. Birkaç gün içinde önemli gelişmeler olacak” dediler. Bir süre sonra başörtülülere hakaret ettiği iddiasıyla gündeme gelen İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Yeşim Meltem Şişli’nin istifa ettiği haberi geldi. Yeşim Meltem Şişli istifa yanlısı değildi. Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun açıklamalarında da “Derhal istifa etsin” şeklinde bir hava hissetmemiştim. Hatta tam tersine, bir koruma havası vardı. Benim için önemli olan Şişli’nin akıbetinden ziyade Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu’nun başörtülülere hakaret konusundaki duruşuydu.

Haberin Devamı

Şişli olayı gündeme geldiğinde, Kılıçdaroğlu rahatsızlık duyduğunu ifade etmiş. Yakın çevresine, “Bu ne, nedir bu böyle?” diye tepki göstermiş. Ekrem İmamoğlu ile görüşmesi sırasında da olaydan duyduğu memnuniyetsizliği ifade etmiş. Hafta sonu da “Bu işi uzatmayın” demiş. Ekrem İmamoğlu da sürecin kendisine zarar verdiğini görüp Şişli’nin istifasının daha doğru olacağı sonucuna ulaşmış. Yeşim Meltem Şişli’ye mesaj bu sabah iletilmiş. Geriye istifasından başka bir seçenek kalmamış.

CHP YÖNETİMİNDE BAŞÖRTÜLÜ

Bu arada Canan Kaftancıoğlu’nun yeniden seçildiği İstanbul İl Kongresinde yönetime başörtülü bir üye girdi. Bingöllü olan Kevser Celayir, sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyor. Aynı zamanda Zazaca ve Kürtçe eğitimi veriyor. Kaftancıoğlu,”Sadece başörtülü olduğu için değil, bilgi ve birikimi nedeniyle Kevser hanımı yönetime aldım. Sadece başörtülü olduğu için yönetimde yer aldığını düşünmek, onun birikimine haksızlık olur”dedi.Erdoğan ve Erbakan’la mücadele ettiler FETÖ’yle değil

 

Yazarın Tüm Yazıları