Birkaç tane çete kurdum!

GÜNEY Ege denizlerinin tadını çıkarmaya başladığımda her güzel şey gibi tatilin de sonunun geleceğini biliyordum.

Bu nedenle "gündemden" kopmamaya gayret ettim, gazeteleri okumayı, haberleri izlemeyi ihmal etmedim.

Bu geçtiğimiz bir haftada bende en önemli iz bırakan haber, Ergenekon Davası’nın ekinde yer alan bir belgeyle ilgiliydi.

Bu belge hakkında, "gizlilik kararı" varmış ama baktım ki herkes belgenin içeriğinden de haberdar.

Bu belge ile ilgili haber, tatilde canımın sıkıldığı anlarda biraz beyin jimnastiği yapmama da yaradı.

Nedenini anlatayım: Bu belge, yıllar önce MİT’e ulaştırılmış imzasız bir ihbar. İçinde bir de çete şeması yer alıyor. Gazeteciler, politikacılar, işadamları, askerler ile renklendirilmiş bir organizasyon şeması.

MİT, bu imzasız belgeyi çöpe atmak yerine, çekmecelerden birine koymuş. Sonra yine kim olduklarını bilmediğimiz istihbarat kaynakları belgenin "ciddiyetinden" söz edince çıkartıp, Başbakanlık makamına yollamış. Kesmemiş bir süre sonra bir tane de Genelkurmay’a göndermiş. Ve "belge" gelip Ergenekon İddianamesi’ne kadar girmiş.

Yargıç gizlilik kararı almasa, bir sürü insanın adı "çeteciye" çıkacak!

Tatilde hoşça vakit geçirmemi sağlayan şey de bu oldu işte.

Oturdum değişik amaçlarda faaliyet gösteren üç-dört tane çete şeması oluşturdum.

İyi isimler buldum. Onlara "finansör", "beyin", "halkla ilişkiler sorumlusu", "karşı propaganda sorumlusu" gibi sıfatlar uydurdum. Sadece "1 numara" ile yetinmedim, "başyaver", "2 numara", "2 numaranın 1 numaralı yardımcısı" gibi makamlar da yarattım.

Şimdi bunları sırayla MİT’e postalayacağım. Elbette imzasız olarak!

Sonra da gittiğim barlarda, lokantalarda, kafelerde bu çetelerden sıkça söz edeceğim ki bunlar "açık istihbarat faaliyeti" sonucunda MİT’e geri dönsün ve benim imzasız belgemin doğruluğuna kanıt teşkil etsin.

Sonunda günün birinde, müsteşar bey, tıpkı kendinden önceki müsteşarın yaptığı gibi "Başbakan’a epeydir bir şey vermedik, karıştırın çekmeceleri bakalım ne çıkacak" diye bir emir verecek!

İşte o zaman siz seyredin gümbürtüyü!

ARTIK GAZETE OKUYOR SANIRIM
CUMHURBAŞKANI’nın ailesi ile birlikte bir mega yatta tatil yapması ile ilgili haberler üzerine Cumhurbaşkanlığı’nın bir açıklama yaptığını duyunca sevinçten havalara uçtum!

"Yaşasın" dedim, "Cumhurbaşkanımız artık gazeteleri okuyor ve açıklama bile yapıyor!"

Basın Bürosu çalışmaya başladığına göre ben kafama takılan eski soruyu yeniden hatırlatayım.

Suudi Arabistan Kralı, Ekvador Devlet Başkanı’nın eşine değeri yüz binlerce doları bulan bir mücevher armağan etti. Arkasından da Türkiye’ye geldi.

Türkiye’de olağanüstü ilgi gördü. Cumhurbaşkanı, Başbakan ayağına koşturdu vs.

Bu olayın üzerinden bir hafta geçmişti ki Ekvador Devlet Başkanı; söz konusu mücevherleri satıp, parasını hayır işlerinde kullanmak için Suudi Kralı’ndan izin istediğini açıkladı.

Ben de aralarında bu kadar yakınlık olduğuna bakıp, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın eşlerine de böyle değerli armağanlar verilip verilmediğini, ne tür işlem yapıldığını sordum.

Kendi çabamla, böyle bir armağan verildiyse bile yasal süresi içinde beyan edilmemiş olduğunu da öğrendim.

Merakım hálá tatmin olmuş değil. Hediye verildi mi, alındı mı? Neden Cumhurbaşkanı bunu yanıtlayamıyor? Neden Başbakan, milli iradenin temsilcisi TBMM’de soru önergelerini yanıtsız bırakıyor?

Bu arada mega yattaki tatilin masrafının nasıl ödendiğini de merak ediyorum. Bunu da açıklamanın altına bir not olarak koyarlarsa, şimdiden teşekkürlerimi sunarım.

YANLIŞ SEÇİMİN DOĞAL SONUCU
GÜRCİSTAN’ın özerk Güney Osetya’daki ayrılıkçılara karşı başlattığı savaş, her zaman olduğu gibi bir yıkıma dönüşüyor.

Böyle durumlarda genel tavır güçlü olanı suçlamaktır ki burada o konumda Rusya var.

Rusya’nın bir "fırsatçılık" yaptığı, bu vesileyle bir daha geri dönmemek üzere o bölgede istediği düzeni kurmaya çalışacağı kesin.

Ancak unutmamak gerekiyor ki Rusya’ya bu fırsatı veren de Gürcistan Devlet Başkanı’ndan başkası değil.

Gürcistan halkı şimdi, gücünün sınırlarını bilmeyen, uluslararası olayların böyle "basitçe" halledilemeyeceğinin farkında olmayan, yetersiz bir politikacının hatasının bedelini ödüyor.

Kendi seçtiği bir liderin hatası hem de!

Seçim yaparken boya posa, hitabet yeteneğine bakıp, bilgiye ve tecrübeye bakmamanın sonucu bu.

Dünyanın her yerinde, özellikle de bizim bu bölgede bütün halklar seçimlerde aynı hatayı yapıyorlar.

Ve bedeli de önünde sonunda ödeniyor!

Gürcistan, bunu telafi edilemez kayıplarla ödüyor şimdi.
Yazarın Tüm Yazıları