90+2’de dün Ecevit yarın Erdoğan

UZUN yıllar pek çok özeline tanıklık ediyorlar. Bülent Ecevit’in avukatları olarak.

Şahin Mengü ile Hasan Bıyıklı. O yıllarda ikisi de siyasetin dışında. Ecevit için, pek çok olayı ve düşüncesini Mengü ve Bıyıklı ile paylaşması daha kolay.

Çünkü, aralarında siyaset yok, hukuk var.

Şahin Mengü, yıllar sonra, Ecevit aramızdan ayrıldıktan sonra politikaya giriyor. Son seçimde CHP’den Manisa milletvekili seçiliyor.

MAÇ ÜZERİNDEN

Geçenlerde Tayyip Erdoğan grup toplantısında Çek maçı üzerinden siyasal mesajlar veriyor:

"Milli takım 90 dakikanın içine futbolun güzelliklerini ve heyecanını sığdırdı. Uzatmalara bile sığdırabiliyor bunları. Demek ki, başarı için 90 dakika yeterli değil, son nefese kadar bu işi sürdürmek gerekiyor."

90 artı 2’ye kadar mücadele etmek maçlarda, siyasette ve hayatta yerinde bir inat. Peşini bırakmamak.

Ancak, 90 artı 2’de pişmanlık duymamak koşuluyla. Hem de tarihsel bir pişmanlık.

ÜNLÜ SLOGAN

70’li yıllarda Ecevit’i Karaoğlan yapan, kitlelerini ayağa kaldıran, CHP’ye yüzde 42 gibi tarihsel rekor kırdıran ünlü sloganlar var.

"Bu düzen değişmeli. Ne Ezilen Ne Ezen, İnsanca Hakça Düzen."

Ve, "toprak işleyenin su kullananın."

İşçisi, köylüsü, memuru, özetle halk bu sloganlarla dağa taşa, "Karaoğlan" yazıyor ve Ecevit’i iktidara taşıyor. CHP’ye sosyal demokrat nitelik kazandıran sloganlar.

DSP KURULURKEN

Geçenlerde Şahin Mengü ile özel sohbetimiz sırasında, Mengü anlatıyor:

"DSP’nin kuruluş aşamasıydı. 83’ten sonra. Sayın Ecevit’le sohbet ediyorduk. Hasan (Bıyıklı’yı kastediyor), Bülent Bey’e, "sizin eskiden ünlü sloganlarınız vardı, toprak işleyenin su kullananın gibi" dediğinde, Bülent Bey susturdu ve..."

Ecevit
’in devamındaki sözü inanılmaz:

"Aman susun, o benim büyük yanlışımdı."

Mengü
ve Bıyıklı büyük şaşkınlık içinde. Neden yanlıştı, ne oldu, gibi sorulara Ecevit izin vermiyor ve konuyu kapatıyor.

90 artı 2’de Ecevit’ten tarihsel pişmanlık.

Daha da önemli olan, bir zamanlar kitleleri peşinden sürükleyen bir bakış, bir ideoloji, bir tutum, belli süre sonra, o sloganı yaratan, o uygulamayı yapanları pişman edebiliyor.

Müthiş bir dram. İnsani ve siyasi olarak.

CEZBEYE KAPILMAK

O sırada kitleler o bakışın, o ideolojinin cazibesine tutuluyor.

O sloganlar o insanları iktidara taşıyor. Ancak, yıllar sonra pişmanlık büyük.

Ecevit neden "o benim en büyük yanlışımdı" diyor, ne yazık ki, bunu öğrenmek artık mümkün değil.

Büyük pişmanlık sır olarak kalıyor.

Ama, mümkün olan, yarın Tayyip Erdoğan’ın 90 artı 2’de pişmanlık katsayısını düşürebilmesi.

Meydanlarda konuşurken, halk cezbeye geliyor, bu Erdoğan’ı müthiş memnun ediyor. Tıpkı, Ecevit’i memnun ettiği gibi.

Ya Erdoğan yarın 90 artı 2’de, bazı konular için, "o benim yanlışımdı" derse...

Bugünden 90 artı 2’ye bakınca, "benim yanlışım yok" diyebilir.

Ama, kendisiyla başbaşa kaldığında, insan kendisine itiraf ediyor.

Dünyanın her yerinde siyasi tarih pişmanlık sayfalarıyla dolu.

90 artı 2’de buluşmak yerine, 90 dakika içinde düzgün oynamak varken, heyecan, dram ve hatta pişmanlık son iki dakikaya sığdırılıyor. Erdoğan şimdi o son iki dakikayı hesaplıyor.
Yazarın Tüm Yazıları