Brüksel seyahatnamesi (4)

KARMA Parlamento Komisyonu oturuma ara verince salona çıkıyorum. Almanya temsilcilerinden birinin asistanı genç hanım, bir AKP temsilcisiyle konuşuyor.

Beni kimsenin tanımaması çok iyi. Gazetedeki fotoğrafımdan kimse kim olduğumu çıkartamıyor. Telefonlaşıp randevulaştığımız CHP Milletvekili Osman Coşkunoğlu bile tanımıyor beni. Birkaç kez telefonla konuştuğumuz CHP’li Onur Öymen bile. O sırada tanıdığım bir Türk gazeteciyle konuşuyor. Resmen tanışmak kaçınılmaz artık.

Onur Öymen, gazetedeki fotoğrafıma benzemediğimi söylüyor. Ben de bunun çok iyi bir şey olduğunu söylüyorum. Mümkün olsa, özgür kalabilmek için yüzümü sileceğim.

* * *

Brüksel’de görevli bir genç meslektaş elinde tuttuğu iki broşürü gösteriyor bana: "Aspects of Cyprus Cultural Heritage" ve "Cyprus at the crossroads of history."

Avrupa Birliği üyesi olmuş Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği’ndeki ortaklarına kendini tanıtıyor. Tuhaf! Güney Kıbrıs kendisinin iyice tanınmadan AB’ye alındığına mı inanıyor, yoksa bir hinlik mi düşünüyor?

Çünkü Avrupa Parlamentosu’nun geniş, ayak altı salonlarından birinde, Kıbrıs’ın Kültür Mirası konulu fotoğraf sergisi açılıyor. Bizim Zeynel Lüle’nin dediğine göre AB salonlarında her gün böyle sergiler, sunumlar yapılmakta. İnsan haftanın beş günü para ödemeden karnını doyurabilir, kafayı bulabilir.

Ama 27 ve 28 Mayıs 2008 günleri Avrupa Parlamentosu-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu’nun toplantı günleri. Güney Kıbrıs’ın bugünlerden birinde sergi açması bir rastlantı mı?

Avrupa Parlamentosu-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu oluşumunu yavaş yavaş kavramaya başlıyorum. Zeynel Lüle, komisyonda görüşmeleri ekseninden, rayından çıkartacak üyeler ve konular olduğunu söylüyor.

Başta Türk bayrağını gönderden indirmekle ünlü Güney Kıbrıs Temsilcisi Marios Matsakis.

Tartışmaların ortasında "N’olacak bu Kıbrıs’ın hali?" diye ortaya çıkıyor.

Ermeni soykırımı ocakçıları var, Kürtçü fesadı körükçüleri var. Bunlar olur-olmaz zamanlarda ortaya çıkıyorlarmış. Bu konuları gösteri yapılabilecek sahne görevi görüyorlar.

Ben yalnızca iki kez Kirye Matsakis’in girişimine tanık oldum, KPK toplantılarında.

* * *

Dışişleri Bakanı Babacan’ın 28 Mayıs günü Dış İlişkiler Komisyonu’nda yaptığı konuşma çok uzun ve çok yavandı. Yanımda, yakınımda oturan gazeteciler bu türden konuşmaların genellikle 15-20 dakika sürdüğünü söylediler. Babacan’ın konuşması 45 dakikanın epeyce üzerindeydi. Konuşmadan sonra çoğu Güney Kıbrıslı ve Yunan olmak üzere 15 üye söz istedi.

Üyeler bir dakika içinde Kıbrıs, Ermenistan, Kürtler ve Irak’a yapılan seferler konusunda sorular soracaklardı. Bir ara dışarı çıkmak zorunda kaldım. Dönüşümde toplantı bitmişti.

Dışişleri Bakanı’nın çevresini gazeteciler sarmıştı.

Ben Joost Lagendijk ile buluşma noktasına yöneldim.

Daha önce yazmış mıydım? Artık AP ve AB işlerini lejyoner bezirgánlara bırakmak niyetinde değilim. Nerede bir toplantı varsa ben de oradayım.
Yazarın Tüm Yazıları