Türkmenlerde ’ihmal’ tedirginliği

IRAKLI Kürtlerle ilişkilerin düzeltilmesi kararını Türkmenler nasıl karşıladı?

Türkiye’nin Türkmen politikası değişiyor mu? Irak politikasında Türkmenlerin yeri nedir?

Irak’lı Türkmenler arasında, Türkiye’nin Kürtlerle diyalog kararı karşısında tedirginlik duyanlar olsa da, bu gelişmenin tamamen karşısında değiller.

Türkmenlerin hakları konusunda Türkiye’nin ağırlığını koymasını istiyorlar.

Bu hem bir istek hem de bir uyarı.

Çünkü Kürt yönetimi ile diyalogun sadece PKK üzerinden ilerlemesi tehlikesi hálá mevcut.

Oysa Türkmen meselesi de bu diyalogda yerini almalı.

* * *

BUGÜNE
kadar Türkiye’nin Türkmen politikası, kurumlar politikası olarak gelişti.

Bunun anlamı şu.

Türkmenlerle ilgili üzerinde görüş birliği sağlanmış bir politika yoktu ne yazık ki.

Eğer öyle olsaydı, 1990’dan bu yana geçen on sekiz yıl içinde Türkmenler, Irak’ın üçüncü kurucu unsuru olarak daha güçlü bir ortak ses çıkartıyor olabilirlerdi.

Öyle olmadı, aksine önce Saddam’a karşı Türkmenler yokmuş gibi davranıldı, sonraki yıllarda ise Türkiye’nin Irak’taki uzantısı anlayışıyla Türkmenler yönlendirilmek istendi. Bağdat merkezli bir Türkmen politikası geliştirilemedi.

Bugün Türkmenlerin karşı karşıya oldukları sorunlarda bu hataların payını görmeden, yeni ve olumlu bir adım atmak mümkün değil.

Eski hataları tekrarlar durursunuz.

Türkmenler de Iraklı diğer gruplar gibi iç siyasi mücadelelerini verebilecek düzey ve yetenekteler.

Onların talebi, haklarının savunulmasında Türkiye’nin kendilerine destek olması.

KDP ile diyalogda bu konunun her zaman gündemde tutulması.

* * *

BUGÜNLERDE
Irak’ta yerel seçimler konusunda önemli pazarlıklar yapılıyor.

Yerel seçimler demek Kerkük’ün geleceğinin belirlenmesi demek.

Geçen yıl gerçekleşmedi ama bu yıl bu seçimler yapılacak.

Bu pazarlıklar sadece Kerkük’le ilgili değil.

Irak’ın kuzeyinde Türkmenlerin ağırlıkta olduğu bölgelerin de Kürdistan bölgesel Yönetimi’nin idari coğrafyasına dahil edilmesi tasarıları var.

Bu Irak’ın iç işi, Türkiye’ye ne oluyor denebilir.

İşgal altında bir ülkede iç işlerinden söz edilemeyeceğini bir kenara bıraksak bile Irak’ın istikrar ve güvenliğine bir an önce kavuşması tabii ki Türkiye’yi ilgilendirir.

Bölgenin, dış müdahalelere bütün kapıları kapatacak biçimde, istikrara kavuşması bizim için çok önemli.

Bu da Araplar ve Türkmenler, Kürtlerle eşit haklara sahip temsil olanaklarına kavuşmadan mümkün değil.

* * *

TÜRKMEN
aydınlar önümüzdeki dönemle ilgili de taleplerini şöyle sıralıyorlar:

Kerkük, Telafer, Musul, Erbil ve Tuzhurmatu gibi kentlerde Türkmence’nin resmi dil olarak kabul edilmeli, Telafer ve Tuzhurmatu’nun ayrı iller olmalı; Ovaköy sınır kapısının açılarak, Habur kapısının rahatlatılmalı aynı zamanda Türkmenlerin bulunduğu coğrafya ile Türkiye arasında doğrudan ticaret yolu yaratılmalı; Türkmenleri ekonomik yönden güçlendirecek projeler ortaya konmalı.

Yerel seçimlerde Kerkük’te İl Meclisi dahil, bütün resmi görevlerin dağılımında Türkmenlerin yüzde otuz iki oranında temsilinin sağlanması da taleplerin başında geliyor. .

Bu istekler Türkmenlerin Irak’ın kurucu unsuru olma durumundan, azınlık halkı durumuna getirilme endişelerini yansıtıyor.

Güvenceler arıyorlar.

Türkiye’nin, Kürt yönetimi ile diyalog kararını dikkatle izleyen Türkmenler, bu süreçte ihmal edilmekten endişeliler.

Ama diyalogun, sorunlarının çözümünde bir fırsat olarak değerlendirilebileceğini de düşünüyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları