Abdestli, namazlı bir istihbarat örgütü

CHP Genel Sekreteri Önder Sav, hacca gitmek istediğini söyleyen bir vatandaşa, "Paranı Araplara kaptırma", "Bakarsın Muhammed seni bırakmaz orada" falan diyerek...

Din ve dince kutsal sayılan değerlerle kafa bulmaya kalkmış bir siyasetçidir.

Hiç lamı cimi yok...

Önder Sav ayıp etmiştir... Hem de çok ayıp etmiştir...

Çıkıp mertçe özür dilemek, özür dileyerek büyümek yerine...

Kaçarak, saklanarak, geçiştirmeye çalışarak, kulağının üzerine yatarak bir kat daha ayıp etmiştir...

Mesele bu kadar basittir...

Ama şunu da söyleyelim:

Bu ayıp, Önder Sav’ın kişisel ayıbıdır...

Kendisini bağlar...

Oysa...

Önder Sav’ın CHP Genel Merkezi’nde yaptığı bir görüşmenin dinlenmesi, hepimizi ama hepimizi ilgilendiren muazzam bir hak ihlalidir...

"Ergenekon" kadar mühimdir...

"Susurluk" kadar ürkütücüdür...

* * *

Dolayısıyla...

Gün, mesela "Ekrem arkadaş"ın, mesela "Fehmi üstat"ın, mesela "Şamil kardeş"in, yani bilcümle sıkı "Ergenekon avcıları"nın harekete geçme günüdür...

Madem gayri nizami istihbarat örgütlerine, derin devlet faaliyetlerine, çeteleşme gayretlerine karşı kahramanca bir direniş gösterilmektedir...

O halde...

İşte buyurun:

Karşınızda yakalanmaktan, deşifre olmaktan, bela çıkarmaktan, skandal yaratmaktan çekinmeyen, CHP Genel Merkezi’nde genel sekreterin makam odasında ortam dinleyen, cüretkár mı cüretkár, tehlikeli mi tehlikeli bir odak!

Adamlar, anamuhalefet partisinin ikinci adamını dinliyorlar...

Hem de "dinleme böceği" falan yerleştirmeden...

Uzaktan ortam dinleme yöntemiyle...

Yani fena halde profesyonelce...

Peki dinliyorlar da ne yapıyorlar?

Şunu yapıyorlar:

Dinleme sonucu elde ettikleri sonuçları, İslami cenahın en müptezel, en kalleş, en kullanılmaya müsait, en ilkesiz yayın organına servis ediyorlar...

* * *

Evet... "Ergenekon avcıları"nın bütün ustalıklarını sergileyerek üzerine gitmesi gereken bir olaydır bu...

Hatta ben, "hazırlık soruşturması" için beş adet soru bile hazırladım...

Dileyen kullanabilir:

BİR: İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Dinlemeyi kimin yaptığı belli değil" diyor...

Böylesi bir profesyonel dinleme faaliyetini, "Casusluk oyunları oynayan amatör bir grup"un gerçekleştirmesi mümkün müdür?

İKİ: Devlet içinde yapılanmış bir odak, hükümetten yüz bulmadan bu tür bir faaliyeti yürütmeye cüret edebilir mi?

ÜÇ: Medya organlarını satın alarak kendi medyasını yaratan, yandaşlarını zengin ederek kendi zenginini yaratan bir iktidar yapılanmasına neredeyse alışmaya başladık...

Acaba bundan sonra da kendi istihbaratını, yani kendi MİT’ini kurmuş bir iktidar yapılanmasına mı alışacağız?

DÖRT: Daha düne kadar sorumlularını uçaklarında ağırladıkları bir gazetenin, böylesi bir faaliyetin merkezinde yer almasının hiç mi bir anlamı yoktur? Bu gazete pis işler için kullanılan bir gazete mi olacak?

BEŞ: Bu dinleme olayı, toplumda "Hepinizi dinleriz / Adamı rezil ederiz" korkusu yaymak için mi gerçekleştirilmiştir?

Küçük bir AKP sözlüğü

ÇİRKİN: Tayyip Erdoğan’ın kendince olumsuz bulduğu her türden gelişme karşısında yüzünü hafiften buruşturarak kullandığı kelime...

RAM OLMAK: Herhangi bir biat törenine gerek olmaksızın oyçokluğuna mutlak itaat...

BAKANIM: Tayyip Erdoğan’ın altında çalışan bakanları için kullandığı bir niteleme biçimi... Yarı sahiplenme, yarı otorite içerir...

GÖRECEKSİNİZ: Abdullah Gül’ün yapmayı planladığı bir atılıma dikkat çekmek için sıklıkla kullandığı bir kelime...

MUSTAFA İSEN: Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri... Cumhurbaşkanı’nın eşinin yol açtığı sorunsallarda topun atıldığı bahtsız kişi...

REMZİ GÜR: Yeryüzünün gelmiş geçmiş en acemi, en çaylak ve en beceriksiz rüşvetçisi...

ÖFKE: Bir hitabet sanatı...

UCUBE: Sulukule...

KAŞIKÇI ELMASI: Hanımefendi’nin "Neden Çankaya değil de Topkapı’da" diye aklından geçirdiği 86 kıratlık elmas...

RÜŞVET: Baykal’ın bakanlık yaptığı dönemlerde ileride başbakan olacak adamların bile vermek zorunda kaldıkları iş yaptırma parası...

BU BÖYLE BİLİNE: Tayyip Erdoğan tarafından, sözlerinin kuvvetini artırmak için kullanılan bir tabir...

FIRST LADY: İtikatta Emine Erdoğan’ın, amelde Hayrünnisa Gül’ün işgal ettiği pozisyon...

KATAR: Sıla...

KARİKATÜR: Erdoğan’ın hukuk bürosunda "Gelir getirici çizgiler demeti" olarak algılanan bir sanat türü...

ANA: Alıp gitmemiz gereken bir yakınımız...
Yazarın Tüm Yazıları