IMF Türkiye temsilcisi ek mali tedbir istedi

IMF’in stand-by anlaşmasının tamamlanmasıyla birlikte bir etkisinin kalmadığını düşünenler yanılıyor.

IMF Türkiye Temsilcisi Hossein Samiei ile yaptığımız sohbette, yakın takibin ve gerekli olan uyarıların hatta eleştirilerin yapılmaya devam ettiğini öğrendik.

Hossein Samiei’nin Türkiye Temsilciliğine atanmasının üzerinden kısa bir süre geçti.

Ancak Samiei’nin dersine çok iyi çalıştığına, sadece Türkiye’ye özgü ekonomik şartlar hakkında bile ciddi birikimler yaptığına, gelişmeler hakkında ayrıntılı bilgiye sahip olduğuna şahit olduk.

Samiei’nin IMF Türkiye temsilcisi olarak verdiği ilk röportajı, tüm detaylarıyla bugünkü Referans’ta okuyabilirsiniz.

Bu köşede bazı özet bilgilere yer vereceğiz.

Samiei, hükümetin GSYH’ya oranla yaklaşık yüzde 40’lar seviyesinde olan kamu borcunu 2012 yılına kadar yüzde 30’a düşürece ğini açıkladı ğını, makul ekonomik varsayımlar altında, bu hedefe, faiz dışı fazla hedefinde tedrici ve ılımlı bir gevşemeye imkan tanınırken dahi ulaşılabil eceğini söyledi.

Borç ile ilgili amaçların ba şarılabilirli ğini ve açıklanan faiz d ışı fazla patikas ın ın gerçekleştirilebilirliğini sağlamak için, yapısal mali pozisyonu zayıflatacak alternatif mali insiyatifleri kendi aralar ında dikkatlice tartmak önemli olacak diyen Samiei, örneğin, aralarında işgücü reformu paketi, GAP projesi gibi altyapı harcamaları, belediyelere yapılan gelir transferlerindeki artışların da bulunduğu halen göz önünde bulundurulan veya kısa sürece önce uygulamaya konulan insiyatiflerin yıllık bazda GSYH’nin yüzde 1.25’i oranında bir maliyeti olacağını söyledi.

Samiei, "Şu gayet açık ki; eğer gelecek yıli çin hedeflenen GSYH’ya oranla yüzde 3 nispetindeki faiz dışı fazla hedefi tutturulacak ise, tüm bu insiyatifler telafi edici mali önlemler alınmaksızın uygulanamaz" şeklinde konuştu.

IMF Türkiye Temsilcisi, bu nedenle üretkenliği ve istihdamı arttıracak bu tedbirleri kendi aralarında önceliklendirmek ve uygulamanın önemine değinerek, "Bu bakış açısıyla bakıldığında, bizim görüşümüze göre, isgücü paketi ve altyapı harcamaları belediyelere yapılan gelir transferleri artışlarından önce gelmeliler" dedi.

Son 10 yılın 7 yılını fon düzenlemeleri içinde geçiren ülkeler için bir rapor yazılması gerektiğini, IMF nezdinde Türkiye ile hiç çalışmamış uzmanlardan kurulu bir ekibin bu rapor için çalışmalara başladığını kaydeden Samiei, ileriye ışık tutacak bu rapor için birkaç ay sonra farklı bir ekibin Türkiye’ye geleceğini, bunun tarihinin belli olmadığını söyledi.

DİSİPLİNLİ MALİYE VE PARA POLİTİKASI

"Çok net şekilde Türkiye’nin iyi politikalara ihtiyacı var. Özellikle dar gelirli nüfusunun yaşam şartlarını yükseltmek ve en başarılı yükselen piyasa ekonomileri ile rekabet edebilir durumda kalmak için reformların sürekli bir şekilde devam ettirilmesi gerekiyor"
diyen Samiei, bunun bir tür yarış olduğunu, zayıf politikaların Türkiye ve rekabet halinde ki ülkeler arasındaki farkın açılmasına neden olacağını belirterek, makro oekonomik cephede, disiplinli ve tedbirli maliye ve para politikalarının muhafaza edilmesinin şart olduğunu kaydetti. Samiei, hükümetin kısa süre önce açıkladığı Orta Vadeli Mali Çerçeve’nin açık bir mali kuralın uygulamaya konulması ile kurumsallastırılmasının önemli olduğunu söyledi.

Merkez, hedefte doğru yapıyor
MAYIS ayında politika faizlerini arttırarak, Merkez Bankası ’nın duyurmuş olduğu stratej inin gereğini yap tığını, bu nun enflasyon hedeflemesinin ve dezenflayon sürecinin kredibilitesini güçlendirmeye yardımcı oldu ğunu kaydeden Samiei, "Enflasyon hedefinde bu aşamada yapılacak bir revizyonun maliyetli olacağı belli olmakla birlikte getireceği faydalar belirsiz" diyerek enflasyon hedefini değiştirme konusunda da Merkez’in doğruyu yaptığını söyledi.

Hükümetin aldığı son kararların enflasyon baskılarını kontrol altına almak konusunda para politikası üzerine ilave bir yük geti rdiğini ve Merkez Bankası ’nın da buna bakarak politika faizlerini arttırdı ğını kaydeden samiei, "Bu birbiriyle rekabet halindeki iki amaç olan büyümeyi destekleme ve dezenflayon arasında uygun bir denge tutturma konusunda hükümete yardımcı olacaktır" şeklinde konuştu.

"Türk ekonomisi yükselen emtia fiyatlarının, sıkılaşan küresel kredi şartlarının ve içerideki politik belirsizliklerin güçlü rüzgarına karşı koşuyor" diyen Samiei, dolayısıyla, Türkiye’nin düşük büyüme, yüksek enflasyon ve genişleyen cari işlemler açığı ile karşı karşıya kalması nın sürpriz olmadığını söyledi.
Yazarın Tüm Yazıları