Kısa Türkiye tarihi

VAY be...

Günler ne de çabuk geçiyor!

İşte bakın:

Meşhur "mahalle baskısı" tartışmamız ikinci yılına girmiş bile...

Sınırım tartışa tartışa helak olduğumuz kadim tartışma konumuz "türban tartışması"nın da 25. sene-i devriyesini idrak etmiş bulunmaktayız...

"Velev ki" tartışması ne zaman başlamıştı yahu?

Kasımda mı? Ocakta mı?

Siz onu bunu bırakın da, "Bedri’nin kirlettiği peçete sanat mıdır?" tartışmasının üzerinden kaç yıl geçti, onu deyiverin hele...

Ya da şunu yanıtlayın:

Önce hangisi patlamıştı? "Türkiye Malezyalaşıyor mu?" tartışması mı? Yoksa "mahalle baskısı" tartışması mı?

Ama "E-muhtıra tartışması"nın tarihini olmasa da başlangıç saatini anımsarsınız değil mi?

Hani bir gece yarısı, sessiz ve sitemsiz bir şekilde konmuştu Genelkurmay’ın internet sitesine de, bazılarımız sabahlara kadar tartışırken bazılarımız o gece ilk kez rahat bir uyku çekmişti...

Peki ünlü liberallerimizden Eser Karakaş’ın Konya’da içkili restoran bulamaması üzerine patlattığı "Anadolu’da neler oluyor?" ya da "Federe İslam devletine kaç gün kaldı?" tartışmasını geçen yıl mı yapmıştık, bahar başı mı?

* * *

Çok merak ediyorum: "Emine Hanım versus Hayrünnisa Hanım" tartışmasıyla ilgili ilk kıtırı hangi uyanık atmıştı ortaya?

Ankaralı işbilir bir gazeteci mi?

Yoksa "hanımefendiler arası savaş" meselesi, kolektif bir açıkgözlülüğün eseri miydi? Hah! Şimdi anımsadım:

Bir de Bülent Ecevit’in rahmeti rahmana kavuşmadan önce başlattığı "Vahideddin hain değildi" tartışması vardı... Bu da lütfen kayıtlara geçsin...

Tamam...

Yıllarca "Diva" diye bir tek Bülent Ersoy’u tanımış bir ulusun çocuklarına "İşte asıl diva" diye tanıtılan "Leyla Gencer’in külleri" tartışması, daha bir haftasını bile doldurmadı ama söyleyin bakalım, bir klasik müzik dehamızın başlattığı "Türbanlılar çoğaldı... Çekip gideceğim bu memleketten" tartışmasının üzerinden kaç ay geçti?

Az kalsın unutuyordum:

Bir de podyum filozofu Aysun’un başlattığı meşhur "Dağdaki çobanla benim oyum nasıl eşit olur?" tartışması vardı...

Hani Demet Akalın bacımızın "Dağdan mı geldiniz, Diyarbakır’dan mı?" densizliğinin öncülü olan tartışma...

Bakın şimdi çıkaramadım: Acaba "Solcu kadın sıkıcıdır / Sağcı kadın eğlencelidir" tartışması, çok eski bir tartışma mıydı? Yoksa yetersizliğini "Şarkılarımızla bir şey yapamadık, bari memlekete bir tartışma konusu bahşedelim" diyerek örtmeye kalkan bir kifayetsizin yumurtlaması mı?

* * *

Tamam... "Biz kaçın kurasıyız" tartışmasının mürekkebi henüz kurumamıştır, onu geçelim bir kalem...

Ama söyleyin bakalım:

Biz ulusça "Apronda kesilen deve" tartışmasını ne zaman yapmıştık?

Durun... Durun... Aman atlamayalım...

Mayocu Zeki Bey, "Mayo reklamı yasaklandı / Rejim elden gidiyor" tartışmasını ne zaman başlatmıştı?

Bu tartışmanın, "Hacca giden yolcular için mayo reklamı sansürlenince laiklik biraz elden gitmiş oldu" tartışmasıyla bir ilgisi var mıydı acep?

Hadi gelin AKP’nin kadrolaşma politikalarının ürünü muhafazakár bürokratımızın, başkasının karısıyla sarmaş dolaş fotoğrafları gün yüzüne çıkınca, "Ben o hanımı çaydan geçiriyordum" yanıtıyla başlayan "Çayda çıra oynama" tartışmasının ne zaman patlak verdiğini de anımsayın bakalım...

İşte bakın!

Manisa Milletvekili Bülent Arınç, "19 Mayıs’ta genç kızlarımız biraz fazla açık giyinmişlerdi" diyerek, o meşhur "19 Mayıs ve etek boyu" tartışmamıza geç de olsa bir selam sarkıttı... Böylece "Anneannelerimiz döneminde 19 Mayıs şortla kutlanırdı" şeklindeki yakınma dozu yüksek nostalji duygusu da acayip mevzi kaybetmiş oldu...

* * *

Şair Ataol Behramoğlu, "Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var" diyordu meşhur şiirinde...

Ben de diyorum ki:

"Tartışmalarımızdan öğrendiğim bir şey var: Biz daha çok tartışırız."
Yazarın Tüm Yazıları