Finansal yatırımların riski artınca

GELİŞMİŞ ülkelerin finans sistemlerinde yaşanan karışıklıkların kısa dönemdeki olumsuz etkisi finans kurumlarının ve finansal yatırım araçlarının güvenilirliğinin azalması oldu. İtibarın kaybının çok yönlü sonuçları var.

Bu şartlarda, son altlı yıldır alışılan küresel finans sistemindeki "bol para" artık eski boyutlarda değil. Kredi bulmak daha zor. Gelişmekte olan ülkelerin borçlanmaları artık eskisi kadar kolay değil. Kredi piyasası elbette kurumayacak. Ama, uçan kuşa da artık kredi verilmeyecek.

PARA YER DEĞİŞTİRİYOR

Finansal yatırım araçlarının riski bu araçları çıkaranlardan bağımsız bir biçimde arttı. Finans piyasalarının yatırımcısı azaldı. Eskiden tüm dünyada kapışılarak alınan özel sektör borçlanma tahvillerinin piyasası kurudu. Amerikan bonosu ile bu tahviller arasındaki faiz farkı 200 puan kadarken 500 puana fırladı. Aynı şekilde, gelişmekte olan ülkelerin çıkardıkları tahvillerin faiz farkı 150 puandan 300 puana çıktı.

"Getirisi artan yatırım aracının, yatırımcısı çok olur" ilkesi bu dönemde eskisi kadar çalışmıyor. Çünkü, bir yatırım aracının getirisi yüksekse, risk, alınmayacak kadar büyük diye nitelendiriliyor. Yatırım araçlarına güvenin azalması taleple getiri arasındaki ilişkiyi farklılaştırdı.

Yüksek riskler, olması gerekenden daha düşük getiri sunuyorlar anlamında, geçmişte riskler doğru fiyatlandırılmıyor denirdi. Şimdi, belki de riskler, bu kez ters yönde, yine doğru fiyatlandırılamıyor.

Böyle bir ortamda yatırımcıların finansal araçlardan finansal olmayan yatırım araçlarına yönelmeleri doğal. Emtia fiyatları dünya ekonomilerinin büyümesinden beslenerek zaten yüksekti. Şimdi, dünya ekonomilerinin eski oranlarda büyümeyeceği tahmin edildiği halde, finansal yatırım araçlarına güvensizlikten gelen ek taleple emtia fiyatları yüksek kalmaya devam ediyor. Portföylerin yeniden dağılımı söz konusu. Para, finans sistemindeki yatırım araçlarından diğer yatırım araçlarına (emtia gibi) kayıyor.

EMTİA YATIRIMI GÖZDE

Konunun bu yanı gelişmiş ülkelerde yaşanan finans piyasalarındaki çalkantıların orta-uzun vadeli olumsuzluklarına işaret ediyor. Küresel bazda ekonomik büyüme tehdit altında. Emtia fiyatlarının artması enflasyonist baskıları artıyor. Üretim maliyetlerini yükseltiyor. Finans piyasalarındaki krizi aşmak için para otoritelerini daha gevşek para politikaları uygulamasına zorluyor. Sonuçta, düşük ekonomik büyüme (hatta küçülme) yanında daha yüksek enflasyonla yaşamak kaçınılmaz gibi görünüyor.

Gıda fiyatlarındaki artış yeni bir olgu değil. Yaklaşık üç yıldır gıda fiyatlarındaki artışlar tüm dünyada ortalama enflasyonun üzerinde seyrediyor. Son aylardaki gıda fiyatlarındaki artışları yalnızca arz yönüyle açıklamak çok doğru görünmüyor.

İşlenmemiş gıda maddeleri de emtia grubunun bir parçası. Bu piyasalarda pirinç, mercimek, buğday, arpa gibi ticarete konu olan gıda maddelerine yumuşak emtia (soft commodity) deniyor. Bu maddeler temel ihtiyaç maddeleri arasına girdiğinden, gerçek talepleri de ekonomik büyümeden o denli etkilenmiyor. Dolayısıyla, finansal araçlardan çıkmaya çalışan yatırımcılar açısından, ekonomik durgunluk söylentilerinin arttığı bir dönemde yumuşak emtia grubuna ticaret amaçlı yatırım yapmak cazip olmaya başlıyor.

Küresel bazda, para, hem çok daha korkak hem de kısa vadeli oldu.
Yazarın Tüm Yazıları